• "başım omuzunda olsun. ne ekmek isterim, ne su.."

    evlendik sonra. sözünün eriymiş.

    istemedi.

    ***

    arkadaşlar bu mesajı artık editlemem gerekiyor. şöyle ki boşanma aşamasındayız. istemediği bir tek eflak ve boğadan kaldı. bir de kulağımın arkası.
  • insan üzerinde tesiri büyük olan iltifattır.

    birbirimize delicesine aşık olduğumuz bir ilişkinin en hararetli zamanlarında eski sevgilime "beni sevme nedenini hiç düşündün mü?" diye sormuştum. önce gülümsedi ve hiç tereddüt etmeden "kişiliğin ve karakterinle bir bütünsün... kızacağımı bilsen dahi hep doğruları konuşuyorsun. dik duruyorsun, sallanmıyorsun, sarsılmıyorsun. gel desen seninle dünyanın öbür ucuna gelirim çünkü bilirim sen beni yarı yolda bırakmazsın" diye cevapladı. o kadar içten bir ifadeyle söyledi ki bunları her kelimesi aklıma kazındı. ilişkimiz bitti ama haklıydı, ben onu asla yarı yolda bırakmadım. o yoldan korktu...

    aylar sonra gelen edit: oylamayın amk artık şu entry'i... gördükçe sinir oluyorum...

    yıllar sonra gelen edit: vay be, aradan on yıl geçmiş... bir yazar arkadaşın "yıllar sonra bir edit gelmez mi?" mesajı üzerine bir edit yapmaya karar verdim *entry'e tekrar göz attığımda dürüstlüğün, güvenilirliğin hayal kırıklığına engel olmadığı, insanın hayatına olumlu bir katkısı olmadığı gibi hisler yaratabileceğini farkettim ve edit'imde bunun üzerine yazmaya karar verdim. aradan on yıl geçti ve o yılların bana kattığı tecrübe doğrultusunda bir şeyler yazacağım.

    insan toyken basit çıkarımların büyüsüne daha kolay kapılıyor. sözlükte de ara sıra hortlayan "iyi insan olmanın hiç bir işe yaramaması" başlığını görüyorum. bir dönemler ben de zaman zaman böyle düşüncelere kapılıyordum. sonra yıllar geçti ve daha fazla insan tanıdım ve pek çok yaşama şahitlik ettim. iyi ve kötü koşullara göre ve kişinin düşün dünyasına göre değişim gösterebilen bir kavram o yüzden onun üzerinden gitmeyeceğim. dürüstlük konusundaysa keşfettiğim konu şu; yalancı ve sahtekar insanların iç dünyaları korkunç bir paranoya ile lanetleniyor. varoluş biçimleri insanları kandırmak üzerine kurulu olduğu için kimseye güvenememekle lanetleniyorlar, bu da onları korkunç bir iç yalnızlığa sürüklüyor. abartılı eğlence anlayışları ve bu uğurda savurdukları paralar tamamen o ızdıraptan kaçmaya yönelik çaresiz bir mücadeleden ibaret. her insan ödülünü ve cezasını kendi içinde taşıyor aslında. bizim temel yanılgımız o ki ödülü dışarıda arıyoruz. biz iyi diye tanımladığımız insanlardan olduğumuz için insanların bize iyi davranmasını bekliyoruz. iyinin ne olduğu bile muallaktayken iyi olduğumuza emin olmamız küstah bir düşünce biçimi. öte yandan sahip olduğumuz hasletler insan ilişkilerimizi de etkiliyor. dürüst bir insanla sahtekar bir insan dostluk kuramaz, bu sürdürülebilir bir ilişki değildir. aslında bu dürüst insan için iyi bir durumdur fakat insan ilişkileri söz konusu olduğunda duygular ön plana çıkıyor. dolayısıyla sürece objektif bakamıyoruz. arzularımıza erişememenin verdiği huzursuzlukla büyük bir kayıp yaşadığımız hissine kapılıyoruz. oysa ki dürüst çizgimiz bizi büyük bir yıkımdan kurtarıp yaşayacağımız büyük bir felaketi engellemiş olabilir. duruşumuz ve varoluş biçimimiz bizim yaşam sürecimizde nasıl insanlarla ilişki kuracağımız konusunda oldukça belirleyici bir unsur. bunu keşfettiğimde zihnimde dolanıp duran bazı soru işaretleri de ortadan kalktı. insanların "ilahi adalet" veya "karma" diye adlandırdığı durumun aslında bu olduğunu keşfettim ve bana çok faydası oldu. umarım okuyanlara da faydası olur.
  • - bi' tane taksim uzatır mısınız?
    + tabi.
    - teşekkürler.
    + (teşekkür dedi) ^.^
  • "senden harika bir baba olur."

    sonuç: evlendik.

    edit: kızım oldu.*

    edit2: bir de oğlan :)
  • yarım saat iltifat ettiğim kızın beni dakikalarca tarayıp diyecek bişey iltifat bulamadıktan sonra"ee seninde tırnakların çok güzel" demesi.

    orospu çocuğu.
  • - kaslanım

    sevgilime "beni hiç övmüyon, aslanım kaplanım de bana." dediydim. arada bi dili sürçtü de böyle bi şey çıktı ağzından. olsun, o da bi şey.
  • saçları eşşek tıraşı yaptıktırdıktan sonra;

    " adama dönmüşsün."

    tabiki annem.
  • "iyi ki benim babamsın"
  • ------yatakta çok iyisin bebeğim-------

    ------yunan tanrıları gibisin----------

    ------çok zeki ve bir o kadar yakışıklısın--------

    ------saçların ahenkle dans ediyor-------

    -----------------------------------------------------

    vs. tarzı şeyleri çok ;

    söylemek istiyorlar ama herhalde beni şımartmamak için ,

    genelde ;

    -------------çok ruhsuzsun-----------

    -------------sana güvenmiyorum----------

    ------------hayvan--------------

    ---------allah belanı versin--------

    gibi iltifatlarla yetiniyorum şimdilik.
  • evimin ışığı. anam dediydi. ötesi yok.
hesabın var mı? giriş yap