• beraber aspartam krizlerine girebileceğim, bir süpürgem olsa muggle dünyasından zarif bir şekilde ama yine de bir hışımla çekip alacağım, asamı ona doğru hiç doğrultmayacağım, pieces of april'de beth'in şarkı söyleyişine sonsuz zaman boyunca eşliğiyle gülebileceğim, saçım, eteğim diyerek görselleşip, aslında çok tanıdık olan tarihi bir binanın sürrealleşmesine ağzım açık bir daha tanık olurken yanımda bulunmasını kesinlikle isteyeceğim, acıkırsa diye yanımdan cevizli poğaçamı eksik etmemeye çalışırken uğruna evde kalemliğimi unutacağım, yıllık yazısına illa ağlayacağım, bir gün onla yüksek bütçeli bir filmde inanılmaz bir sinerji yakalayacağıma inanacağım, bu yaptığımız sofistike konuşmalar geyik olamaz hayır, hayır, biz bu varlıkla farklı bir şey yakaladık diyeceğim, yemeklere mutlaka atılması gereken tuz gibi bir şey.
  • üstelik ondan daha iyi shoop shoop song söyleyen yoktur. yanında bir an winona belirecek sanırsınız.

    üstelik çok güzeldir.
  • o kadar güzel ki bir bakan dönüp bir daha bakar...
    o kadar tatlı ki konuşurken pozitif pozitif gülümser, sizi de etkiler...
    o kadar muhteşem bi alto ki sesine herkes hayran...
    o kadar akıllı ki yine okulda kalmayı başardı...*
    bu kadar mı??? aslında hayır ama kısıtlı zamanda benden bu kadar...
  • uzaktayken en zor anlarımda sesini, aklını, esprilerini, dostluğunu çok arayacağımı bildiğim, o yüzden de giderken en bırakasım olmayacakların başında gelen, hayatımın en vazgeçilmez sarışını, mavisi, canımın içi..
  • şimdiye kadar enfes alto sesiyle nice hayran olunası sahne performansları gerçekleştirmiştir fakat kalbimizde shoop shoop song'un yeri de bi başkadır hani...
  • son paranoyasında uçağı akdeniz'e düşen ve köpek balıklarıyla çevrili sular içinde kullanabilmek için su geçirmez kalkanlarla ambalajlamış olduğu telelfonundan yardım hattını arayıp "help" diye bağıran, bu sırada yanındaki kesici aletle köpek balıklarını deşmeyi de ihmal etmeyen, pratik zekasına hayran olunan, belki loch ness canavarıyla karşılaşırım diye düşünen, "keşke gitmese" kişi...
  • bana yarın en tim burton'ından edward scissorhands hediye edecek olan suser. ayrıca tekrarlıyorum: gerçekten gitmemesi gereken suser.
  • içimdeki tüm yaratıklar "tatlı tatlı tatlıııııııı" diye bağırırken ve kan şekerim sırf ağzımdan biraz tatlı girsin diye bilinçli bir şekilde düşerken halimi anlayıp aylardır her taksim gecesinde sarhoş aksanımla "abbas'a yürür müyüz?" sorumu en derinden duyan ve hatta tam bu gece az kalsın beraber abbas'a gideceğim, yarın oceania aşacağına hala inanamadığım, gitmesinin bir takım problemler yaratacağı fazlasıyla aşikar olan blonde entity.
hesabın var mı? giriş yap