• altıncı nesil dünyalı yazar; hanımeli çiçeklerinin dibindeki balı yiyip yaşamın tadına varmış, sıcak dünyasının eşiğinde konuklarını bekletmeden içeri alan, uzakların güzelliğini başka uzaklarınkiyle kaynaştıran; çocuk zarifliğinde ve derinliğinde sesi yazdıklarından duyulan şey, biri, şekerli, öyle işte...
  • belli bir duyarliligi tülbentten süzer gibi incelterek, hemen dikkat cekmeyecek kadar güzel bir tarzda yazandir. sezen aksu 'dan mi, kavaklardan mi, hümeyra'dan mi, ayni filmleri izleyip, kücücük kalpleriyle sevmis cocuklar olmamizdan midir her entrysini zevkle okumam?

    altinci nesille gelen en hos ve gizli hediyelerden biridir.
  • eksikliğini duyuran bir çocukluk arkadaşı.
    heyecanlarıyla hareketlendiğim, umutlandığım, dua ettiğim, mutlu olduğum beyaz kumdan bir adacık...

    "çoook uzaklardan kuzeyden, en yumusak bulutların üzerinden pırıl pırıl yıldızlar yollayandır -uykunun keyfini daha iyi çıkarabilsin diye- yatağı penceye yakın ay çiçeklerine".

    cüzdanında bir emanet var son zamanlarda. alacak, taşıyacak, uzaklaştıracak ve yakınlaştıracak bir yaprak.

    önce uçmalı şöyle yüksekten, hızla, tutkuyla, özlemle!
    sonra durulmalı, yaklaşmalı... "bırakılmış vapurların su kesimlerine"!

    durduğunda, kuğuların dönüp de kanatları arasına usulca başlarını koydukları gibi, onu bekleyen mutlu kanatların arasına koyacak başını.

    yenilenecek, yenileyecek!
  • dünya kücük, almanya daha kücük, göttingen en kücük vesselam. meger ayni sokaklari arsinlarmisiz birbirimizi bilmeden. ücüncü sahislar üzerinden köprüler de örmüs meger kaderin aglari. kavaklar altinda öylesine dolasirken karsima cikiveren sözlük sürprizidir, türkiye-almanya beyin hattindan bir damla, söylemesi fevkalade ayip jude law'un asagi saksonya subesidir kendisi. daha cok biralar var tokusturulacak, kalksin kafalar bakalim isten gücten bir hele.
  • irlandali bir babayla, sürgündeki cecen bir asilzade annenin kibris dogumlu tek cocugudur.
  • tartışma adabıyla hayran bırakan, her tür provokasyonuma itidalle yaklaşan bir ada yadigarı..
  • "illegal iskender yiyelim, eski dostlar görelim zirvesi"nde iki başımıza iken, birden sürprizler yumağı şeklinde anılar deryasında mutluluğa gark olmuş şeker kişidir kendisi. insan geçmişine ait bir şeyler gördükçe daha çok bugün olur ya, beni an be an bu önermenin gerçekliğine tanık etmiştir.
    bir beyefendidir o, halis mulis beyefendi!
    güldük, eğlendik, yürüdük, şaşırdık, tanıdık tanıdık daha çok...
  • turtalarin ustasi, parti fotografcilarinin sahi, shakira kemerli mezdeke azasi.
  • dag gibi yigit bitirmis okulunu, almanya defterini kapatip dönüyor. askere gidicem, denizci olarak yapicam falan dedi ben sasirdim. yurt disi macerasini basariyla bitirip kendi arzusuyla dönen yegane tanidigimdir su an. "her-türk-asker-dogar" diye bagirirken görmek isterdim bu havuz kurbagasini. su gibi git su gibi gel yavrum hadi
  • bir güzel, gencecik insan. askere gideceğini az buçuk mesajlaşmış olduğu, yüzünü görmediği, ismini bilmediği birine haber verecek kadar düşünceli. su gibi git, su gibi dön.
hesabın var mı? giriş yap