• hastası olduğum milliyetçi muhafazakâr klişelerinden biri. başlığa sığsın diye özet olarak verildi tabiî, şöyle bir yelpaze içinde kullanılır esasen:

    - biz eskiden bilmezdik kim türk, kim kürt, sonradan çıktı bu...
    - biz eskiden hep beraber yaşardık, bilmezdik, sormazdık da, kim alevi kim sünni...
    - ben 25 yıllık komşumun ermeni olduğunu daha yeni öğrendim mesela...

    ulan öküz aleyhisselam... sen yeni öğrendin de, o adam bilmiyor muydu kendisinin ermeni, seninse türk (veya bu bağlamda müslüman) olduğunu? hiç mi düşünmedin bu asimetrinin sebeplerini?

    neyse küfretmeden gitmeye çalışalım.
    ama çok acayip lan. bu lafları eden, verili bağlamda normal/doğal sayılan aidiyete (etnik/dinî/vb.) mensubiyetinden dolayı farklılıkları algılamadığının, herkes kendisi gibiymiş gibi yetiştirildiğinin farkında değil. ona iç huzuru sağlayan ayrımsız, kaynaşmış bir kitle illüzyonunun bedelini, kürtlüğü, aleviliği, gayrimüslimliği bir ayıp gibi saklayan azınlık kuşaklarının ödediğini hâlâ idrak etmemiş. hiç sormamış kendisine, yahu ben bilmiyordum kim kürt, niye bilmiyordum yahu, bu adamlar kürtçe konuşmuyorlar mı kendi aralarında? ticaret yaptığım bir ermeni'nin yanında iftardan, kurbandan bahsediyoruz arkadaşlarla, niye bir kere olsun kiliseden bahsetmedi bu adam bana?

    bu soruları sormamış, şimdi diyor ki bizde yoktu böyle ayrımlar.

    nedir ima ettiği: bu ayrımlar sonradan, dış güçlerin oyunlarıyla ortaya çıkmıştır. yani ayrımın kendisinin sonradan ortaya çıktığını elbette iddia etmez (çok salak veya çok cahil olmak gerekir bunun için), rumların da kürtlerin de alevilerin de epey uzun zamandır mevcut olduğunu kabul edecektir. ancak şöyle düşünür: üzeri kendiliğinden örtülmüş, uyur durumdaki aidiyetlerdir bunlar; tarihin hasbelkader insanlara serpiştirdiği ancak artık hükmü kalmamış kimliklerdir. kendisi nasıl kendiliğinden türkçe konuşmakta, kendiliğinden folk sünni-islamın kültürel kodlarıyla yaşamaktaysa, herkes öyle kendiliğinden bürünmüştür benzer bir kamusal kimliğe. bu azınlık aidiyetlerinin üzerindeki örtünün travmayla, korkuyla, hatta zaman zaman silahla örüldüğünün, ve altında kalanlara ne kadar ağır geldiğinin farkında değildir. dolayısıyla bu örtü aralandığında şaşırır, suçlu aramaya başlar - tarihin doğal seyriyle oluşmuş ulusal birlğimiz, kötülüğümüzü isteyen birilerinin artık ölmeye bırakılması gereken aidiyetleri kışkırtmasıyla ortadan kaldırılmaktadır. hayır, örtünün altından filiz veren kimlikler gerçek olamaz, hep bu amerikalılar, bu avrupalılar, bu işbirlikçiler... neyse, inkâr evresi geçince, epeyce bir zamandır farklılıkların üzerine serilmiş örtünün gerçeğin ta kendisi olduğuna ikna olmuş millî birlikçi muhafazakârımız için travma evresi gelecektir: o kum rengi örtünün altında, fanusta güçlükle ve itinayla yeşertilen bitkiler gibi kök salacakları zemini bekleyen rengârenk tomurcuklar mevcuttur. ve bu tomurcuklar, en azından örtü kadar gerçektir. welcome to the flora of the real.

    _______
    p.s. örtüden, örtünün altındakilerden filan bahsedince, bir an özcü oldum sandım, kan ter içinde uyandım. bahsettiğim tomurcuklar vb., insanların içlerinde taşıdığı kürtlük, alevilik özellikleri (özleri) filan değil, cemaat yapıları sayesinde egemen toplumsal yapının taarruzundan masun tuttukları yaşama pratikleri, yani dilleri, adetleri, ritüelleri filandır. yoksa yani sene olmuş 2010, en son kayıtlara geçen öz vak'ası kim bilir hangi yüzyıldaydı.
  • amerikalı muhafazakârlara uyarlanması zor bir klişedir bu arada. düşünsenize biz eskiden bilmezdik kim zenci kim müslüman...
  • eskiden toplumsal baskının ne kadar büyük olduğunu gösteren söz.

    evinde anadilini konuşamayan kürt komşusunun, cemevinde toplanamayan alevi komşusunun, hristyan olduğunu gizlemeye kalkışan rum komşusunun iyi birşeyler yaptığını sanan mallarca söylenir genelde.

    insanların altkimliklerini saklaması güzel bir şey değildir arkadaşım, altkimliklerin bastırıldığı yerde kardeşlik olmaz. sen adamın kürtlüğüyle, aleviliğiyle, rumluğuyla, lazlığıyla, ermeniliğiyle kabul edeceksin ki o da rahat rahat türküm diyebilecek.
  • kürt, ermeni ve alevi olmayanların yaşadığı durum.

    -size hiç kürt olduğu için 'kıro lan bu' dendi mi?hayır.
    -size hiç sırf ermeni olduğunuz için piç damgası vuruldu mu?hayır.
    -siz daha ilkokul birinci sınıftayken 'bu aleviymiş bunların kuyruğu var babam söyledi' diye ağlatıldınız mı?hayır.

    işte bunlar yüzünden 'siz' bilmezdiniz ama 'biz' bilirdik.
  • (bkz: biz eskiden bilmezdik homo sapiens kim neandertal kim)

    kim kim kim kim...

    kiziroğlu mustafa bey bir beyin oğlu zor beyin oğlu.
    anan kim, baban kim, hanım kim...
  • zamanında babama söylediydim bu lafı. "sen zeki müren'i göremesen de o seni görüyordu yavrum" dedi. ilahi baba.
  • bu facebook ilginç şey.

    ortaokul hocamı buldum, ekledim. sonra selam kelam naber nasılsın cart curt faslınnın akabinde hakkında bana bayağı enteresan gelen birşey öğrendim. bizim hoca hasta trabzonluymuş. o zaman fark ettim ki ben kendisinin nereli olduğunu o ana kadar bilmiyordum. bir de bizim hoca kara kuru esmer bir insan olunca trabzonluluğu hiç yakıştıramamışım demek ki ben. hani dese ki urfa-adana falan feşmekan he deyip geçeceğim de dediğim gibi trabzon'a uyan bir görünüşü olmadığı için ufak bir şaşkınlık yaşadım.

    neyse diyeceğim o ki evet biz eskiden bilmezdik kim nerelidir kökeni nedir. aslında öğrenmek kolaydı da demek ki sormazmışız da. yoksa bizim hocanın o yıllarda trabzonlu olduğunu sakladığını sanmıyorum.

    ps. anne tarafından akrabalarımın tamamı düz burunlu esmer trabzonlulardan oluşuyor. kalkıp da "esmer trabzonlu olur" diye mesaj atmayın.
  • evet biz eskiden bilmezdik kim alevi;
    zira alevilerin kapıları tebeşirle işaretlenirdi seksenlerde bizim kimin alevi olduğunu bilmemize gerek yoktu. biz sadece kapıları işaretli olanları allah için katletmekle meşguldük. doayısıyla kim alevi diye bilmemize gerek kalmazdı.

    biz eskiden bilmezdik kim kürt;
    zira devletimiz kürtleri öldürüp faili meçgul cinayetlere kurban ederdi, başını kaldıranları zindanlarda çürütürdü, liderlerini darağaçlarında sallardı hepsi yetmezmiş gibi köylerinden çıkartıp sürgüne yollardı. taaa ki o köylerinden çıkarılan kürtlerin çocukları metropollerde molotof atıp canımızı yakana kadar bilmezdik kim kürt kim değil. eğer köyleri yakılıp yıkıldığında bilseydik onların kürt olduğunu belki şimdi metropollerde molotoflardan kızlarımız yanmayacaktı. belki yirmili yaşlarında gençlerimiz dağlarda ölmeyeceklerdi.

    biz eskiden bilmezdik kim ermeni;
    zira onlar bizim için katli vacip gavurlardı sadece. hatta yedi ermeni öldüren cennete girer diye fetva bile buyurmuştu birileri. biz bilmezdik kim ermeni kim değil diye. sadece katliamdan sonra allahın dindar kulu dedelerimize kalan yeşil gözlü kız çocuklarıydı onlar. hatta o kadar bilmezdik ki dedelerimiz bu yeil gözlü kızlara sahip olduktan sonra onları zorla müslümanlaştırmış, ermeni olduklarını unutturmuştu. hatta çoğumuz müslüman dedemizin zorla sahip olduğu bir ermeni torunu olduğumuzu bilmiyorduk. taa ki ermeni diasporaları güçlendi onları katlettiğimiz ortaya çıktı işte o zaman amerikan başkanlarının ağzından öğrendik onların ermeni olduğunu.

    biz eskiden bilmezdik kim rum;
    zira onlar sadece bu ülkenin zenginleriydi ve devletimiz onlara özel vergiler koyup onları sömürürdü gerektiğinde mallarına el koyardı. biz eskiden bilmezdik onlar rum mu değil mi. biz sadece onları malları talan edilecek gavurlar olarak bilirdik. ve allahın izniyle hepsinin mallarını talan edip kovduk ülkeden. şimdi de onların evlerinde oturuyoruz kiliselerinin cami yapıp ibadetlerimizi yapıyoruz.

    biz eskiden bilmezdik kim komünist;
    sadece bir avuç kendini bilmez genç bu ülkede huzursuzluk çıkarıyordu. ve biz de o gençleri temizlemeliydik. allaha çok şükür ki devletimizin de yardımıyla bazılarını astık, bazılarıı katlettik sokak ortasında, çoğunu hapislerde çürüttük ve ülke o anarşist gençlerden kurtulduk.

    evet biz eskiden bilmezdik kim kürt kim ermeni
    ha bir de adettendir benim de kürt arkadaşlarım var, benim bacanağım ermeni, hatta ve hatta bizim alevi gelinlerimiz bile var.
  • biz eskiden bilmezdik kim kürt kim alevi kim rum: çünkü aileler çocuklarına da bahsetmezlerdi böyle şeylerden, ki dışarda başka insanlarla böyle sohbetlere girip kendilerini açık etmesinler, ön yargıya uğramasınlar, önceki nesillerin yaşadıkları sıkıntıları yaşamasınlar diye. belirli bir aralıkta doğan bir grup insan için bu demektir.

    öte yandan, irk, mezhep, milliyet vb. açısından homojen olmayan, ya da tek tip olmayan yerleşim yerlerinde, insanlar birbirine o kadar kenetlenmiş o kadar kabullenmiştir ki, bu farklılıklar hiç de önemli değildir.

    (bkz: eskiden buralar dutluktu)
hesabın var mı? giriş yap