• sıvı sabunlar, şampuanlar ve duş jellerinde* bulunan alerji yapma potansiyeli yüksek bir kimyasal madde. dermatoloji ve alerji alanında yapılan son araştırmalar özellikle duş jeli kaynaklı alerjilerin sebebi olarak bu maddeyi göstermiş. bu maddenin suyla durulansa dahi ciltten bir süre arındırılamamasından kaynaklanıyormuş. şahsi duş jeli kolleksiyonum üzerinde ve marketlerde yaptığım incelemelere göre bu madde johnson ph 5.5 2 in 1 ve wella markalı ürünlerde bulunmuyor. nazik tenli duş jeli meraklılarına ve bebekleri olan kullanıcılara duyurulur.* * * *
  • piyasadaki envai çeşit duş jelinde bulunan bir kimyasaldır.. bulunmaması sürpriz olur o derece.. narin tenlerde kaşınma, kızarıklık ve soyulma gibi çeşitli endikasyonlara yol açar.. insanı yine yeni yeniden sabun'a mahkum eder..
  • sls/sles ile birlikte sıvı sabun, duş jeli ve şampuanlarda en çok kullanılan köpük sağlayıcılardan birisidir.

    öncelikle belirtmek gerekir ki coconut oil ve coconut fatty acid'ten çıkılarak sentezlenen bir yüzey aktif maddedir. haliyle bitkisel kökenlidir. palm kernel oil'den de sentezlenebilir fakat aşağıda açıklayacağım proses bunun için geçerli olmayabilir.

    bu süreç içerisinde coconut oil ile dimethylaminopropylamine (dmapa) reaksiyonu, sentezin ilk aşamasını oluşturur. bu aşamada elde edilen amidoamine daha sonra mca (monochloroacetic acid) ile reaksiyona sokularak cocoamidopropyl betaine sentezlenir. mca yerine bu asitin sodyum tuzu olan smca da kullanılabilir. bu reaksiyonun ilerlemesi için sıvı kostik kullanılmalıdır. reaksiyon sonunda ise ph ayarlaması sitrik asit ile yapılır.

    elde edilen ürünün ph'sı 5-5,5 civarındadır. bu ürünün kullanıldığı sıvı sabun, şampuan ve duş jellerindeki performansında belirleyici olan ise reaksiyona girmemiş mca, tuz ve serbest azot içeriğidir. yüzde 7'den fazla tuz olması durumunda üretimde kullanılması proseste sorunlara yol açar. serbest azotun %0,5'ten fazla olması ise amidoamine'in reaksiyona girmediğini gösterir ki kendileri bir miktar tahriş edici olabilmektedir.

    gelelim mca değerine. çok uluslu üreticiler tedarikçilerinden cocoamidopropyl betaine içerisinde en fazla 5 ppm mca bulunmasını talep ederler. çünkü mca (monochloroacetic acid) oldukça korozif ve tahriş edici bir asittir. fazlası hem yapılan sıvı sabun, şampuan ve duş jeli formülasyonunu bozmaktadır hem de son kullanıcıda tahriş vs. gibi sorunlara gebe görünmektedir.

    bunlarla birlikte "maddelerin ve karışımların sınıflandırılması, etiketlenmesi ve ambalajlanması hakkında yönetmelik (rg: 11.12.2013, 28848 mük.)" hükümlerine göre "h315: cilt tahirişine yol açar." ve "h319: ciddi göz tahrişine yol açar" tehlike tanımlamalarını taşıyan bu molekülün kullanılan ürün içindeki oranı da önemlidir. bu da şişelerin arkasında yazılmadığına göre bunu nasıl takip edeceğiz?

    şöyle ki: cocamidopropyl betaine reaksiyon sonunda sarı renkte (idrar renginde) sentezlenmektedir. renksiz veya şeffaf sıvı sabun, duş jeli ve şampuan üreten firmalar ise berraklığı ve rensizliği bozmamak adına bu ürünü sarı olarak değil de renksiz olarak temin etmek istemektedir. bu nedenle üreticiler renk açma işlemi yaparlar. bu işlem için dahil edilen iki farklı molekül sonrasında ortamda bisülfit ve/veya peroksit kalıntıları oluşabilir. peroksit kalıntısı takip edilmekte olmasına rağmen ürünü daha da korozif hale getirebilir. bu nedenle bir kimyager olarak duş jeli, şampuan ve sıvı sabunda renksiz ve şeffaf olanları tercih etmemenin istatistiki olarak anlamlı olacağını öne sürmek durumundayım.

    bu yazıyı yazmamdaki temel sebep bugün twitter üzerinden ekşi şeyler'de görüdğüm yukarıdaki entry'i refere eden "duş jeli ile yıkandığımızda neden durulanmamış hissederiz?" başlıklı yazı idi. yukarıda biraz işin kimyasını ve bilimsel tarafını açıklamak, mümkün mertebe yapacağım yoruma girizgah oluşturmak istedim. sıvı sabun, duş jeli ve şampuanlarda yukarıdakine benzer birçok hammadde kullanılmaktadır. öncelikle temizlemeyi sağlamak için gerekli olan miselleri oluşturacak yüzey aktif maddeler, bunları bir arada tutacak emülsifiye ediciler, olası zararlı etkilerini önlemeye yönelik diğer girdiler ve cildi/saçı beslemeye-nemlendirmeye yarayacak girdiler gibi çeşitli bileşenler kullanılmaktadır. her bir girdinin cilde etkileri, tutunma süresi, sudaki çözünürlüğü, emilimi farklıdır. her ne kadar uzun süreler, ciddi kaynaklarla ve özveriyle ar-ge sonucu ortaya çıkan formülasyonlar piyasada olsa bile bu kadar çeşitli hammaddenin girdiği ürünlerin ciltte kalıntı bırakmaması mümkün değildir.

    son tahlilde, daha önce de belirttiğim gibi ((bkz: #84358421)), ((bkz: #83945510)) bu gibi ürünlerin kimyasal olarak deterjanlar ile aynı statüde olduğunu belirtmek isterim. bu nedenle bunları kullanmak yerine işlem görmemiş kalıp sabun ile temizlenmek hem daha sağlıklı olacaktır hem de daha hijyenik.
  • daha kremsi bir köpük elde etmek için anyonik sürfaktanların yanına eklenen amfoterik bir sürfaktan olan cocomodipropyl betain, hindistan cevizinden elde edilir. hindistan cevizi yağı öncelikle içeriğindeki laurik asitten uzaklaştırılıp sonrasında dimetilamin ve aklilonitrilden meydana gelen dimetileaminopropilamin ile reaksiyona sokulur. ardından bu reaksiyondan ortaya çıkan maddenin kloroasetik asit ile reaksiyona sokulmasıyla da bu başlığa konu kozmetik sektörünün vazgeçilmezi cocomodipropyl betain elde edilir. hindistan cevizinden anlattığım kimyasal reaksiyonlar sonucu elde edilen, sentetik bir yağ asididir sonuç olarak. yüzey aktif madde olduğu için kir, yağ ve diğer yabancı maddelerle kolayca bağlanır ve bunların deriden çıkarılmasını kolaylaştırır, suyla etkileşime girdiğinde molekülleri birbirine yapışmamaları için kaygan hale getirir. oldukça viskoz bir madde olan betain formülasyonu kalınlaştırdığı gibi köpük kalitesini de arttırır. üstüne üstlük, içeriğindeki hindistan cevizi sayesinde nemlendirici bir özelliği de vardır.

    işte tüm bu sebeplerden dolayı da şampuan, duş jeli, diş macunu, tıraş ürünleri, yüz temizleme ürünleri, kontakt lens temizleyicileri, göz yakmayan bebek şampuanları, ıslak mendiller gibi birçok üründe etikette görebileceğiniz, muhtemelen hepimizin evindeki ürünlerden mutlaka birkaçının içeriğinde olan bir kimyasaldır.

    kokamidopropil betain'in alerjik reaksiyonlara neden olabileceğine dair yukarıda yazılanlar yanlış değil ancak bunun içeriğin kendisinden değil, üretim sürecinde ortaya çıkan iki safsızlıktan kaynaklandığını bilmek tüketiciye ne sağlar bilmiyorum ama bunu belirtmeden de geçemedim. alerjik kontakt dermatitin, cocomodipropyl betain içinde üretimde ortaya çıkabilecek aminoamid (aa) ve dimetilaminopropilamin (dmapa) olarak bilinen safsızlıklardan kaynaklandığı bilinmektedir. safsızlıklar düşükse ve sıkı bir şekilde kontrol edilirse, capb'nin alerjik duyarlılığı oldukça düşük olmaktadır. üretim sırasında ortaya çıkan iki ana tahriş suçlusu olduğundan, kullandığımız üründe bu tahriş edicilerin olup olmadığını, cildinizin bunlara tepki verip vermediğini görmek için nokta testi yapmak tüketici için başvurulacak bir yol olabilir ama bugüne kadar bu tarz bir elerjik reaksiyonu keşfedebilecek ölçüde herkesin bu kimyasalla haşır neşir olduğundan eminim. kozmetik ürünlerinde betain kullanan birçok firma zaten şayet merdivenaltı bir firmanın ürünü değilse kullandığınız, betain alırken içindeki amidoamin (max %03), monochloro acetic asid (max. 5 ppm), dimetilaminopropiamin (max 15 ppm) oranlarının olduğu analiz sertifikası ve güvenlik bilgi formlarıyla birlikte temin etmektedir.

    sonuç olarak, betain kullanılan ve hepimizin evlerinde mutlaka bulunan ürünler, aşırı duyarlılık reaksiyonları dahil olmak üzere (cocomodpropyl betain)capb'ye karşı alerjik reaksiyon bildirimleri rapor edilmiştir evet ama mevcut kullanım seviyelerinde, durulanan kozmetik ürünlerinde capb seviyelerinin güvenli olduğuna dair onlarca kaynağa herkes ulaşabilir. uzun süre ciltte kalan ve durulanmayan ürünlerin kullanımında ise cabp içeriği konsantrasyonunun %3'ü geçmemesi durumunda güvenli olduğuna dair de yine fazlaca kaynak var ve bunlara ulaşmak hiç de zor değil.

    duş jeli kullanmakla, bulaşık deterjanı kullanmayı eşdeğer şeyler olarak isimlendirmek gerçekten bu sektöre uzak insanları yanlış yönlendirmek olur. ticaret bakanlığının kontrolünde olan ve piyasa sunulma aşamasının tamamıyla kozmetik sektöründen başka olan bir ürünle, sağlık bakanlığına bildirilen ve piyasaya sürülmezden evvel her bileşen için ayrı ayrı güvenlilik değerlendirmesi yapılan bir ürünü kıyaslamak doğru değil. ha evet ben kimyasallardan olabildiğince uzak, bitkisel ürünler kullanmak istiyorum diyene saygı duyarım lakin biri çıkıp sadece okuduğu tek bir yayından hareketle hyaluronik asit prostat kanseri yapıyor, sodyum benzoat, hiperaktiviteye sebep oluyor vs gibi şeyler deyince de sinirlenmekten kendimi alamıyorum.
hesabın var mı? giriş yap