• yanlış olmasın mercedesin bmwnin sahibi türkiye ile göçmenlerin karnını doyuracak para dilenen almanyanın görüşmesidir.
  • demir taht'tan bile daha ihtişamlı olan koltuk takımları.

    (bkz: joffrey erdoğan)

    (bkz: duşakabinoğulları)
  • görgüsüzlükte bir dünya markası olduğumuzun kanıtıdır.

    elaleme altın varak, vatandaşa al sana yara*!
  • büyük devlet olduğumuzun ispatı. ne demişler büyük altın varaklı koltuk büyük devlette olur.
  • bunun gibi sade olsaydı daha iyi olurdu dedirten koltuk takımıdır.
  • ülkece avrupadan ortadoğuya keskin bir dönüş yaptığımızın örneği olan koltuk takımı.
  • (yaklaşık 100 yıl sonra geldiğimiz nokta!)

    özetle;

    fransızlar'la ankara antlaşması'nın imzalanacağı günlerde, (ki işgalci ülkelelerden ilk çekilen ülkeydi fransa) gelecek olan fransız yetkilelerine yemek verilmesi gerekiyor.
    ankara palas'ta ağırlanacak olan misafirler için uygun yemek takımı, çatal, kaşık...vs. bulunmuyor çünkü malum, kurtuluş savaşı'nın tam ortaları yaşanıyor, ülke fakirlikten kırılıyor.
    gazi mustafa kemal'e soruyorlar, istanbul'daki saraylardan yemek takımı getirelim mi (kaçıralım mı), şöyle altın kaplama olanlarından...diye...
    gazi'nin cevabı şu oluyor: "hayır, ne varsa elimizde onlar kullanılacak, eğer istanbul'dan o takımlar gelirse, bu fransızlar bizim hala akıllanmadığımızı, bu yokluk içinde hala sarayı, şatafatı bırakmadığımızı düşünürler..."

    asıl, ayrıntılı bilgi, kaynak;atatürk hk. https://bpakman.wordpress.com/…urk/ataturk-hakkinda

    "fransız devlet adamı franklin bouillon 9 haziran 1921’de ankara’ya gelmiştir. fransızlar, milli mücadele’nin gücünü, anlamını öğrenmeye çalışmaktadır. o günlerde yunan ordusu afyon’u ele geçirmiştir. dönemin ankara’sı yokluklar bir yana, bir yabancı bakanı ağırlayabilecek olanaklardan tamamen yoksundur. yusuf kemal bey, güç bela alafranga bir tuvalet yaptırır. otomobil olmadığından, çift atlı bir fayton hazırlatılır konuk bakan için. ancak tüm aramalara karşın, fransız misafiri ağırlayacak yemek takımı bulunamamıştır ankara’da. yusuf kemal bey, son çare olarak mustafa kemal paşa’dan şöyle bir istekte bulunur: kuvayı milliye için çalışan istanbul’daki gizli teşkilat mim mim grubu acaba istanbul’dan 6 kişilik yemek takımı kaçırıp ankara’ya yollayabilir mi? çünkü ankara’da 6 kişilik tabak ve buna uygun servis takımı yoktur. (mm – milli müdafaa olarak da geçer. ayrıntılı bilgi için bkz: selahattin salışık, kurtuluş savaşı’nın gizli örgütü, kaynak yayınları, istanbul, 1999)
    mustafa kemal bu isteği şöyle yanıtlar:
    “yusuf kemal bey… bu fransız, ankara istasyonuna geldiğinde tören kıtasının perişan halini gördü. askerin postalı bile yoktu. başlarındaki kalpak, omuzlarındaki tüfek çeşit çeşitti. o, bu yetersizlikler içinde senin dayanma gücünü görmeye, ölçmeye geldi. sen ona, üzerinde tuğray-ı garray-ı osmani işlemeli altın yaldızlı sofra takımıyla ikramda bulunursan, o “bab-ı ali kafası bunlarda da devam ediyor, hayret! aynı yolda vatan kurtarma, yeni bir devir açma iddiaları var, ancak sabun köpüğü” der. ve istilayı tamamlama yolunda paris’e göz kırpar. sen adamı al, meclis’e götür, orada tek yumruk halindeki haysiyet şahlanışını görsün. mektep karavanasından tek kap yemeği tahta tabak, tahta kaşıkla yesin. ve bu görünürdeki yokluk içinde milletin sağlam istinadını anlamaya çalışsın. zaten şimdi o, başlayan savaşın neticesini bekleyecek. önce kendin inan, sonra da misafirini inandır…”
    hariciye vekili yusuf kemal tengirşenk’in anılarından. "
  • laz ziya 'nin evinden asirilmistir. ınanmayanlar eski bolumlere baksin.
  • sayın cumhurbaşkanımızın mabadı için bence yetersizdir. ancak idare eder.
hesabın var mı? giriş yap