• bugüne dek gördüğüm en iyi örneği aşağıda yer alan:
    ''bu sitede yazilanlarin hicbiri dogru degildir. 18 ya$in altindakilerin kullanmasi hukuken sakincali olabilir (zaten o ya$ta ne i$iniz var internette sitede cikin, gezin, gezdirin). yazarlar ek$i sozluk'e yazdiklari entry'lerin telif haklarini michael jackson'a devretmi$ sayilirlar. sitede yazilanlari kaynak belirtmeden word'e aktarip "fw: turk astronot ve houston! cok komikkkk!" diye arkada$larina yollayan pespayedir, hemzemindir, hincaldir, uluctur. hukuki gereklilikler haricinde yazarlarin kimlik bilgileri saklidir. sadece arada yoneticiler tarafindan onemli bir gerekceyle incelenip "tuh erkekmi$" denebilir. bir gun kapimiza biri gelirse "kim lan bunlar" diye "bi sn du$tayim" denir mutfak penceresinden kacilir.''
  • eğer dipnot kime, nereye, niçin gidileceğine dair bir yol haritası ise sanırım en iyi örneklerinden birisi; bir kantar memuru için incil'in 6 no'lu dipnotunda gitmek isteyeceği dünyanın en güzel arabistanına kimle, niçin gitmek isteyeceğine dair yazılmış 4 no'lu dipnotdur:

    "benim yanlış sanılarım daha sürüp gidecekti oysa bir bitmez sepet örermiş gibi göl hasırlarından ilmek ilmek ilmek
    kaygusuz gibi rahat gibi ilmek ilmek
    ama gidip geldikleri bulup verdikleri sordukları geceler
    ama değildim aslında uyumuştum
    uyandım birden duvarları buldum
    aşılmaz yerleri buldum gücümü tanıdım
    sağmal davarlarım sağ olsun dedim
    verimli tarlalarım var olsun dedim
    karışık şehirlerim büyüsün
    benim çerden çöpten toplayıp aşka kattığım
    beni dağlara sürdükleri vakit
    o vakit
    benim katıldığım bütün türküler söylenmez olur şehirlerden
    geceleri kapandım çıkamadım önce
    yeni yeni içkiler kardım onları içtim
    bir yanda eski sular vardı önlerine durdum
    aşılmadım devrilmedim yanımdan geçtiler
    ne arıyorsam onda vardı
    ne aradığımı bilmezken onda öğrendim
    (...)
    ben akçaburgazlı yekta'yım düşmeyi biliyorum.
    (...)
    benim güneşlerim ne yandan doğar
    benim kutsal çeşmelerim akar
    kaçmıyorum gücümle gidiyorum
    benim ısıtıcı güneşlerim doğar
    benim kutsal çeşmelerim akar
    akçaburgaz’dan geldim
    hiçbir şey kirletmedim
    başka yerlere giderim."
  • "öyle bir serüven ki hayat
    karanlıkta polyanna’lar,
    ışıklarda palyaçolar dolaşır..."

    yılmaz odabaşı
  • ne kadar bol olursa çalışma o kadar inandırıcı olur gibi yanlış bir düşünceye yol açan kaynak gösterme biçimi. ayrıca iki tipi vardır, açıklayıcı dipnot ve kaynak dipnotu.
  • şüphelenildiğinde kontrol etmenin ne kadar önemli olduğunu gösteren bir örnek:

    makalede geçen cümle: görsel
    dipnot gösterilen kaynaktaki cümle: görsel

    makalede tito hükümeti döneminde 756 adet caminin yıkıldığından veya yıkıntı haline döndüğünden bahsederken kaynakta bunun sebebinin savaş kaynaklı(2. dünya savaşı) olduğunu bahsediyor.
  • noel coward eklemiş: dipnot okumak bir sevişmenin ortasında çalan kapı için alt kata inmek gibidir.
  • bilgilendirme ve açıklama kaygısının sonu gelmezliğiyle dipnotlar ağına hapsolan metinlerin içe kapaniklığı sayfalar ilerledikçe öyle ağırlaşır ki, yazarın neyi anlattığı, okurun neyi aradığı, hatta kitabın ne üzerine olduğu gibi temel ayrımlar bir noktadan sonra kaybolur gider dipnotlar labirentinde. adına "ağır kitaplar" denen kitapların talihsizliği şudur ki, ruhu hafif olan biri onlardan bir an önce kurtulmak ister. ağır ruhlar için kitaplar olarak değiştirilebilir belki isimleri o kitapların. neticede işlediği konu ve onu ele alış tarzı ne denli ağır olursa olsun, okuyanda bıraktığı etki hafifletici olmalı kitabın. ben bir kitaptan bunu beklerim her seferinde.

    dipnotlar mezarlığına dönüşmüş kitaplar benim zevk anlayışıma hitap etmiyor. sayfanın ikiye bölünmesinden ve yarıdan aşağısında karınca duası gibi yazılmış notlardan hoşlanmıyorum.
  • abartildiginda cekilmez olur. kitabi dipnotlarindan sayfa numarasi ve barkoduna kadar okumak gibi garip bir takintim oldugu icin es gecemiyorum. bir yandan dipnot, diger yandan cevirmene bela okuyarak bitiriyorum bazi kitaplari. gerekli oldugu noktalar yok demiyorum. ama mesela petrograd'in bugunku st. petersburg, dunku leningrad oldugunu aciklamanin ne geregi var? bunu bilmeyen bir insanin rus edebiyatiyla ne isi var? ya da sezar'in, rousseau'nun kim oldugunu dipnotta aciklayarak cevirmen, ne yapmak, nereye varmak istemektedir? bir de onsozunu hazirladigi kitabin yazariyla yirtik dondan cikar gibi dipnotlardan kavga eden bernard shaw gibi tipler var. yok "yazarin bahsettigi su kisi gercekte hic yasamamis", "yazar burada su mevzuyu fazlaca abartmis". artik dayanamayip ben de o dipnota "bernard sen git her bok hakkinda bos bos aforizma kasmaya devam et" seklinde bir dipnot yazdim. ne kadar gereksiz bir tip ya.
  • yazarlarin ya da cevirmenlerin metnin butunlugunu bozmamasi icin sayfanin en altina yerlestirdikleri minik aciklama. bu miniklik buyudukce kitabin okunmasi daha da zor hale gelir
  • bir çalışmada eksi sozluge dipnot soyle verilebilir ki az once verdim.

    "hede hede hodo" (baslik/@suser , eksi sozluk)

    en arkada ki kaynakçada ise

    1- eksi sozluk , sozluk.sourtimes.org

    yalnız tek sorun içinde geçen kelimeler. umarım entrynin finalinden dolayı başıma bi iş gelmez. ama çok iyi bağlamış sayın suser napayım.

    entry için (bkz: #4043210)
hesabın var mı? giriş yap