4 entry daha
  • 1919 yılında pisa’da dünyaya gelmiş olan italyan yönetmen. hali vakti yerinde yahudi bir ailenin 8 çocuğundan biridir. mussolini yönetimindeki 1930lu yılların italya’sında yahudi düşmanlığı iyice artınca soluğu paris’te alır. bu dönemde henüz film ile bir ilgisi yoktur, gazetecilik yapar, güzel güzel tenis oynar. paris’te birlikte çalıştığı kişilerden etkilenerek politik görüşlerini olgunlaştırmaya başlar. görüştüğü kişiler içinde picasso, sartre, stravinsky gibi kişiler de vardır. sol görüşü benimseyen geleceğin yönetmeninin pek çok arkadaşı ispanya iç savaşı’na cumhuriyetçiler safında savaşmaya gider. kendi de ilerleyen yıllarda italyan komunist partisi’ne katılarak bir partizan olarak direnişe katılır. 1943-45 yılları arasında milano’daki direnişin lideri olur. savaş sonrasında belgesel yönetmenliğine başlar. ilk filmini la grande strada azzurra adıyla 1957 yılında çeker. bu filmi ile de karlovy vary film festivaline en iyi film dalında adaylığa hak kazanır. daha sonra 1960 yılında yahudi bir kızın toplama kampından kaçış planının konu edildiği kapo adında bir film daha çeker. bununla da 1961 yılında en iyi yabancı film oscar adaylığı kazanır. pontecorvo’nun esas büyük eseri ise cezayir bağımsızlık mücadelesini anlattığı 1965 yapımı la battaglia di algeri’dir. kendisi fln liderlerinden biri olan saadi yacef tarafından cezayire davet edilir. filmin çekilmesi yaklaşık 2 yıl sürer. bu esnada yerlilerle, fransa’ya karşı savaşmış kişilerle görüşerek filmin gerçekçiliğini artırmış, belgeselvari bir tat yakalmıştır. italya’da direniş yıllarında edindiği tecrübelerini de bu filmi yaparken kullanmıştır. bir röportajında nazilere karşı mücadele ederken kendilerinin de pek çok şeyi benzer yaptığını söylemiştir. her ne kadar film fransa’da yasaklansa da, 1966 yılında venedik’te altın aslan’ı kazanır. 1967’de en iyi yabancı film, 1969 yılında da en iyi senaryo ve en iyi yönetmen dallarında oscar’a aday gösterilen film oscar’a kavuşamasa da pek çok gelmiş geçmiş en iyi film listesinde kendine yer bulur.
    1969 yılında bir başka kült film olan queimada’ya imza atar. bu sefer de karayipler’de ezilenlerin sesi olan yönetmenin bu filminde marlon brando da kendi ifadesiyle en iyi oyunculuğunu sergiler. marlon brando butch cassidy and the sundance kid filminde rol alabilecek iken teklifi geri çevirmiş ve bu filmi özellikle seçmiştir. pontecorvo’nun gerek la battaglia di algeri gerek queimada’da oyunculuk geçmişi olmayan kişileri (evaristo marquez- jose dolores, saadi yacef – cafer) başrolde oynatması dikkat çekicidir.
    1979 yılında ogro filmiyle franco ispanyasında yaşanmış bir başka politik mücadeleyi de ekrana taşır. franco rejiminin son yıllarında yaşanmış gerçek bir olayı yine belgeselvari bir tarz ile izleyici ile buluşturur.
    2006 yılında hayata veda eden pontecorvo 1993 yılındaki 12.uluslararası istanbul film festivalinin jüri başkanı olarak ülkemize de misafir olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap