9 entry daha
  • 13 ekim 2021 tarihinde antalya devlet tiyatrosu'nda prömiyerini yapmış olan, 1 saat 40 dakika süren iki perdelik tiyatro oyunu. yazarı tuncer cücenoğlu'na "en başarılı yazar" ödülünü kazandıran, 8 dile çevrilen ve türkiye dışında amerika, rusya, azerbaycan, kırgızistan, iran'da sahnelenen oyun, kasım ayında gürcistan poti devlet tiyatrosu'nda da sahnelenmeye başlayacakmış. bu nedenle prömiyere türkiye versiyonun azeri yönetmeni irada gözelova ile birlikte poti devlet dram tiyatrosu'nun genel sanat yönetmeni ramaz ioselinai de katıldı.

    --- spoiler ---

    "ziyaretçi" aşina olduğumuz bir melek; azrail. pıhtı nedeniyle komada yatan adam'ı alıp götürecek ve sonra baş melekliğe yükselecek. ancak işler eskisi kadar kolay değil. insan hakları protokolü gereği adam'ın en yakınlarından izin almak zorunda, önce karısından sonra da annesinden. azrail rolünde oynayan ferdi dalkılıç rahat ve samimi oyunculuğuyla oldukça başarılı, oyunun tüm ahengini o sağlıyor. özellikle birinci perdede kadın'ı baştan çıkarma sahnelerinde parlıyor. aksesuar olarak kullandığı kemanı çalmasını bekledim ama yapmadı.

    durmuş benli komada yatan adam rolünde. hiç sözü olmadan; gözleri, 40 numara olduğunu tahmin ettiğim ayakları ve fühlemesi ile oyuna katılıyor. bir de zaman zaman arkada dönen kayıtlarla. karısını çok seven ama aldatmaktan da geri kalmayan bir doktor rolünde kendisi. çocukluk görüntülerinde gördüğümüz bebek ise oyuncunun oğlu deniz, seyirciler için küçük bir sürpriz olmuş.

    kadın rolünde izlediğimiz ezgi zindan memiş'in ilk başrolü. 4 gündür hastaneden çıkmayan, kocasını seven ama aklı iş yerindeki arkadaşında kalan şuh bir kadın rolünde kendisi. bu nedenle azrail'in ayartmalarına kayıtsız kalamıyor. oyunculuğu fena değildi ama şuh kadın gestusu bana biraz yetersiz geldi. silik değil daha parlak oynamalı. bir de makyajı kostümüyle uyumsuzdu, ağır olmuştu.

    anne rolünde izlediğimiz yılların oyuncusu bahar ışık, oldukça otoriter bir anne olmuş. daha önce diğer oğlunu ve kadınlara kol kanat geren kocasını azrail'in babasına kaptırmış olan anne, iznine ihtiyaç duyulduğunu anlayınca hayattaki tek varlığı biricik oğlunu azrail'e vermek istemiyor ve sonuna kadar direniyor. sanki fazla yüksek ve gergin oynadı. acılı bir anneden ziyade sinirli bir kaynana gibiydi.

    oyunun sonunda oğlunun başında umutla dua ederken gelinin ona katılması bana biraz saçma geldi. yani "hayatın doğasında aldatmalar olsa da sevmeye devam ediyoruz" gibi bir mesaj aldım. oyunda sıkça verilen aldatmaların normalleştirilmesi hoşuma gitmedi.

    genel olarak baktığımızda ise sevdiklerimiz hasta yatarken azrail gelse ne yapardık konusunda empati yaptıran, sık sık güldüren keyifli bir oyun olmuş.

    ışık ve ses kullanımını çok beğendim, özellikle azraille çok uyumlu olmuşlar. hatta bir yerde çakan şimşekler oldukça korkuttu.

    dekor olarak kullanılan hastane hücresi ile telefon sade ve yeterliydi. sadece arkadaki video görüntülerini izlerken yatağın yanındaki komodini oradan kaldırmak istedim.
    --- spoiler ---

    uzun bir pandemi arasından sonra perdelerini böyle keyifli bir oyunla açan antalya devlet tiyatrosuna ve emek veren tüm ekibe teşekkürlerimi sunarım. izlenmesi tavsiye edilir.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap