135 entry daha
  • bugünlerde israil'in soykırım siyaseti ile hamas'ın tüm insanlığa filistin davasını unutturmak üzere olan cihadist paramiliter kirliliğinin tekrar harladığı savaş yoksulları, kimsesizleri, çocukları, kadınları, gençleri, gidecek yeri olmayanları, yaşlıları, geleceği ve umudu yok ediyor, esir alıyor ve bu savaş tüm dünyada ana gündem maddesi olarak kalıyorken, said'in başlığına tek bir entry girilmemiş olması ilginç mi, acı mı yoksa akıl ve sağduyunun tamamen öldüğünün ilanı mı, anlamak güç. oysa konusu açıldığında illa said'i anmamızı gerektiren en tepedeki birkaç konudan biridir filistin-israil savaşı.

    filistin ulusal konseyinde çalıştığı 15 yıl boyunca iki devletli çözümü önermiş, 1967 sınırlarında kalan bir israil devletinin tanınmasını talep etmiş, 2. oslo görüşmelerinde yaser arafat'ın imzaladığı metni "eşit söz hakkı yoktu" diyerek eleştirip anlaşmayı filistin'in versaillesi olarak gördüğünü belirttikten sonra filistin ulusal konseyinden istifa etmiş bir aydın kendisi.

    nazilerin yahudilere yönelik soykırım kampanyasından söz açıp israillilerin filistin'e yönelik politikalarını daha "makul" ele almasını isteyenlere ise çok basit ve vurucu bir soru soruyor said: "israil, avrupa'nın işlediği antisemitizm ve soykırım suçlarından dolayı ne zamana kadar mağdur ve hoş görülecek?" akabinde kendisi yanıt verir soruya:
    "bugün gazze'de işlenen suçlar, soykırım kurbanlarının torunları tarafından değil, israil hükümeti tarafından işleniyor."

    said, israil'e yönelik bu radikal tutumuna rağmen, yahudi halkının özel durumunu da teslim edip, silahlı mücadeleye mesafeli yaklaşır ve filistin ulusal konseyi içindeki hizipleşmelere de tenezzül etmez. konseyden çekilmesi, mutabakatı eleştirmesi, israil'in tanınmasını önermesi, silahlı mücadeleyi öncelememesi, baas diktatörlüklerini holokost revizyonizmi olarak değerlendirmesi gibi duruşlarından dolayı "yahudi sevici" diye yaftalandığı da oldu, filistin davasındaki duruşundan ve batı medeniyetine yönelik sert ve kuvvetli analizlerinden dolayı " çelişkili bir arap milliyetçisi" diye yaftalandığı da. entelektüelliğin kitabını yazmış said'in fikirleri, günümüze de ışık tutuyor, yeter ki anlaşılsın, bilinsin. israil filistin savaşında adil, kalıcı, rasyonel ve onurlu bir çözüm nasıl olmalı, sorusunun en güçlü yanıtları, aklın ve sağduyunun rafa kaldırıldığı, bu kadim coğrafyanın sonu gelmez bir şiddet sarmalına sürüklendiği şu günlerde bile, hala edward said'in çizdiği çerçevenin içinde saklı duruyor. bu yanıtların, üzerindeki sis perdesi hakikati görünmez kılmadan zihinlere kazinmasi dileğiyle.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap