l'orange du marchand
-
türkçesi de şöyle bir şey oluyor sabahın bu saati itibariyle.
(koro)
sen çaldın çaldın çaldın çaldın tüccarın portakalını
(g.b.)
siz delisiniz, ben yapmadım, portakalı ben çalmadım
hırsızlardan çok korkarım, tüccarın portakalını ben almadım
(koro)
evet, senden başkası değil bu
aşağılıksın ve çirkinsin
parmaklarının üstünde kan gibi duruyordu
portakaldan akan sular
sensin işte çalan
eli uzunluğunla
sensin işte çalan
görmüş birileri seni
(g.b.)
yanılıyorsunuz
ben dağda koşuşturuyordum
bakarak sürekli
gözlerdeki yıldızlara
yanılıyorsunuz
dağda bakınıyordum ben
mavi kuşlara
(koro)
sen çaldın çaldın çaldın çaldın tüccarın portakalını
kaç zamandır fırsat kolluyordun
o kurt dişlerinle
kaç zamandır fırsat kolluyordun
ama ipi boynuna geçirecekler
o gün senin için son olacak
pis bir hırsızdan başka bir şey değilsin sen
başta bir yabancıydın sadece
ve uğursuzluk getiriyorsun
(g.b.)
yanılıyorsunuz
ben dağda koşuşturuyordum
bakarak sürekli
gözlerdeki yıldızlara
yanılıyorsunuz
dağda bakınıyordum ben
mavi kuşlara
ben çalmadım çalmadım çalmadım çalmadım portakalı
ben çalmadım çalmadım çalmadım çalmadım tüccarın portakalını
(koro)
sen çaldın çaldın çaldın çaldın portakalı
korkuyorsun ve bir daha asla çalamayacaksın portakal
sen çaldın çaldın çaldın çaldın tüccarın portakalını
görüyorsun ya işte, orada duruyor
seni asacak olan ip
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap