5 entry daha
  • spoiler eklesem mi eklemesem mi tam karar veremedim. siz yinede spoiler var gibi düşünün. ok?

    judgment at nuremberg filmi, yediden yetmişe tüm hukukçuların izlemesi gereken bir filmdir. film yaşanmış olaylardan yola çıkılarak kurgulandığı için gerçekçiliği ve objektifliği tartışılamaz. bu bağlamda, filmden ders niteliğinde yaşanmış olan kareleri irdelemek ve üzerinde durmak faydalı olacaktır.

    ülkemizde son dönemlerde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı üzerinde sık sık tartışmalar yaşanmakta. bir kesim yargının bağımsız olduğunu, ancak tarafsız olmadığını ileri sürerken, diğerleri ise yargının bağımsız olmadığını ve tarafsız olduğunu ileri sürmekte. tüm bu tartışmaların hukukun en yetkili muhatapları arasında cereyan ediyor olması da türk yargı sisteminde ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor. hiç şüphe yok ki, türk hukuk sisteminin eksikliği, yılların birikiminden oluşmakta. bugün hukuk sistemi çökmüş durumda ancak, bundan yıllar evvelde iyi durumda değildi. ülke olarak, artan nüfus ve suç nispetince ileriye dönük olarak hukuk yapısı geliştiriliğ, güncellenemedi. en nihayetinde de sorunlar damlaya damlaya devasa boyutlara ulaştı. cmk da daha düne kadar ağır para cezası olarak yer alan "kuruş" meblağlı müeyyidelerin varlığı, hukuk sistemimizin çağa ayak uyduramadığını gösteriyor.

    tüm bu sorunların kaynağı olmasa da, özünde yatan bir detaya işeret ediliyor filmde. daha önce de belirttiğim gibi, film yaşanmış olaylardan esinlenilerek hazırlandığı için, filmle ilgili olarak 'amerikan hukuk sistemini yücelttiği' yönlü iddialar peşinen hükümsüz olmuş oluyor. ama yine de mübalağa payının olabileceği ihtimalini saklı tutabiliriz.

    filmin baş karakteri olan dan haywood isimli yargıcın, nazi almanyasında cereyan eden hukuksuz uygulamalara ilişkin olarak, eski alman adalet bakanı ve kimi yargıç ve savcıları yargılamasının konu alındığı judgment at nuremberg filminde, bana göre , verilmek istenen ya da bizim almamız gereken temel husus; baş yargıç dan haywood'un ülkesinin menfaatlerine ters olduğunu bile bile, siyasilerden (senatör) ve askerlerden bu noktada baskı görmesine karşın hukukun gereğini yapmakta ısrar etmesi, hukukun üstünlüğünü ilke edinmiş olmasıdır.

    olay şöyle gelişiyor: almanya'nın kontrolü bölgeyi işgal etmiş olan* amerika'nın elindedir. amerika, almanya'nın kontrolünü eline geçirmesiyle beraber, eski hitler-nazi partisi yanlısı kimseleri yargılamaktadır. yargılamaların sürdüğü dönemde, biryandan doğu'dan sovyet rusya'nın baskısı da hissedilmekte, diğer yandan da amerika'yı ülkelerinde istemeyen almanların tepkileri artmaktadır.

    (...) yargılamalar sürerken, hukuken suçlu oldukları tespit olunan alman sanıklar hakkında müebbet hapse karar verilmesi beklenmektedir. zira işledikleri suçlar hakkında savunabilecek argümanları kalmamış gibidir. son olarak, savcı albay tad lawson'ın yaptığı savunmayla alman sanıklar hakkında mahkeme başkanı dan haywood'un fikirleri netleşir. alman sanıkların suçları, son duruşmalarda sanık dr. ernst janning'in de suçlamaları kabul etmesiyle kesinleşmiştir.

    davada savunma ve iddia mercileri dinlemiş, duruşmalar sona ermiştir. artık mahkeme heyetinin karar vermesi beklenmektedir. dan haywood başkanlığındaki hakim heyeti karar vermek için hummalı bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedirler. mahkemenin karar vermesi süresince kendisine, şayet almanları mahkum ederse bunun almanya'da anti amerikancılığı körükleyebileceği, bunun da amerika için iyi olmayacağı telkininde bulunulur. kimi zaman dolaylı kimi zaman da doğrudan hissettirilir bu talep. hakim dan haywood'dan, amerika'nın çıkarları doğrultusunda karar vermesi istenmektedir. bu karar ise, hukukun hiçe sayılarak alman sanıkların beraat ettirilmesi yönündedir. * yargıç dan haywood'un önünde iki seçenek vardır: ya hukukun gereğini yapacak, sanıkları yasalara göre yargılayacaktır; ya da tersini yapıp ülkesini menfaatleri doğrultusunda karar verecektir. yargıç, ilk durumda amerikan yönetiminin ve almanların tepkisini alabilecekti, ya da ikinci seçeneği düşünüp, hem amerikan yönetimine şirin görüneilecek hem de almanların tepkisinden kurtulmuş olacaktır.

    nuremberg mahkemesi baş yargıcı dan haywood, hukuk ve yasaları gözeterek, hukukun üstünlüğü ülkesini şiar edinmiş bir yargıç olarak; her ne pahasına olursa olsun, sonucunu düşünmeksizin yasaları uygulamış ve alman sanıkları müebbet hapse mahkum etmiştir. neticede, almanya'da amerikan karşıtlığı başlamış, amerikan hükumeti bu karardan memnun kalmamıştır. ancak, yargıç dan haywood işini hakkıyla yapmanın verdiği haklı gururla yoluna devam edebilmiştir.

    sonuç: bu filmden çıkarılması gereken temel kıstas; ucu kime dokunursa dokunsun* mevcut yasalara uymak ve yasaları olduğu gibi uygulamak gerekir. hukuk 'herkesin' üstündedir, öyle olmalıdır.

    işte bu sebeplerle, judgment at nuremberg filmi ülkemizde tüm hukukçuların izleyip özeleştiri yapması gereken bir filmdir. kimilerinin 60 sene evvel analyabildiği üstün hukuk anlayışını, hala idrak edememiş olan bize ders niteliğindedir bu film.

    umarım anlayabiliriz.

    gereksiz not: filmi günlük tartışmalardan bağımsız düşünüp değerlendirmeniz, sağlıklı sentezlere ulaşabilmeniz için olmazsa olmazdır.
90 entry daha
hesabın var mı? giriş yap