52 entry daha
  • 7'den 77'ye ile başlayan gezme dürtüsünün, paranın varlığından bağımsız yollara düşmenin, bilinmeyen diller, renkler, sokaklar içerisinde kaybolma, zaman zaman ölümlerden dönmenin yaşamımın olağan akışının bir parçası haline girmeye başladığı dönemde rastladım bu kitap serisine. çok ciddiye almadım önceleri, malum ingilizcenin borusunun öttüğü yerlerde turizm bürolarından alınan haritalar, göze hoş gelen sokaklara dönüverme motivasyonuyla birleşip biraz da gidilen yer hakkında olmazsa olmazları da bilince koskoca bir kitabın elimde olması, sadece içindekilere şartlanma zorunluluğu yaratması pek kabul edilir gibi değildi. "teşekkürler" dışında tek kelime bilmediğim bir diyarlara uzun soluklu yolculuk öncesi, belirsizliğin belli belirsiz kaygısıyla aldım 1 kgluk bir kitabı. zamanının hippileri olan bir grup insanın fikriyle ortaya çıkan bu gezi kitapları serisi, biz en çok neye ihtiyaç duyardık sorusuna cevap aradığından özellikle lojistik konusunda öylesine yararlı bilgiler veriyor ki elimde kitabın ilgili sayfaları olduğu sürece gönül rahatlığıyla yol yordam bulmak çocuk oyuncağı kalıyor. zaten kitaplar tek bir yazar tarafından yazılmıyor, aslında yalan söyledim discover x diye bir seri daha çıkarmaya başlamış. tamamen oteller ve gezilecek yerlerden öte arayışlara girmeyen, çoğunlukla turlarla gezen insanlara yönelik. onlar tek yazarlı ama konumuz o değil. ülke ya da kıta oluşuna göre 4 ile 15 arasında değişiyor yazar sayısı. yazarların tamamı sırtlarında çantalar bitli turist payesini gururla taşıyan insanlar oluyor. kimi zaman kendi yaşadığı yeri yazan da var ama onun da dünya görmüşlüğü de yerelliği kadar belirgin. özellikle ulaşım, kalacak yer ve belli fiyat aralıklarında restoran ve kafe önerileri oldukça fikir verici. ancaaak, dikkat edilecek bir durum var ki gün be gün daha vahim hale geliyor. bir şekilde lonely planet'te yer almış hostel, otel, restoran, kafe şu bu o kadar talep görüyor ve şımarıyor ki fiyatlar o senenin kitabında verilmiş olan rakamların çok üstünde olabiliyor. o yüzden kitabı direk oralarda yemek içmek ya da kalmak için değil, orada yer aldığından güvenli olduğundan emin olunan sokaklarda onlara benzemek isteyen bazen kat be kat daha iyi kalitede olan hostel ve yeme içme mekanlarını keşfetmek için kullanmakta yarar var. benzer şekilde kitaplarda bahsi geçen otobüs firmaları, kitapçılar, internet kafeler de bu ilgiyi paraya dönüştürme konusunda pek hevesli çıkıyorlar. aynı taktikle civarda bir şeyler bakmanın, daha az paraya daha hızlı ve güvenli yolculuk etmenin haklı gururu yanımıza kar kalıyor.

    ülke ve şehirler hakkındaki kısa özetler fikir verse de her zaman doğru çıkmıyor. genel olarak internetten alınmış bilgilerden derleme. türkiye kitabına bakarak da bu konuda fikir sahibi olmak mümkün ki benzeri bilgi yanlışlıklarına başka ülke kitaplarında da rastladım. amerikan ne de olsa diye harcamak istemiyorum ama bakış açısı bazen bağıra bağıra belli ediyor kendini. dikkatimi çeken başka bir konu ise gezilecek görülecek yerlerin anlatımında. şu ana kadar aktif danışmak durumunda kaldığım kitaplardaki yazarlarla bir türlü anlaşamadık o konuda. dünyaca bilinen yerleri pohpohlamaları normal tamam sözüm yok da böyle de bir şey var diye geçiştirdikleri şeyler bazen dünyanın en ilginç koleksiyonları olabiliyor. o yüzden kitap da yazan yorumlara bakarak dar zamanda çok şey görme kararı vermeden orada listelenen yerleri internetten şöyle bir araştırmak ufuk açıcı olabiliyor. görmeseydim kahrolacağım yerleri öyle fark ettim hep. ha görmesem ölür müydüm hayır ama yine de olsun.

    bir de yeni baskı kitaplar bilmem neden rengarenk olmuş. arada epeyce bir mesafe bulunan sözde bitli turiste hitap eden ama daha bir fırın ekmek yemesi gereken muadilleri (frommers, rough guides başta olmak üzere) yer yer renkli olduğundan mı böyle bir ihtiyaç duydular bilmiyorum ama fiyatları da buna paralel artıyor bence ayıp oluyor. ayrıca, yeni baskılarda kalburüstü mekanlara daha fazla yer ayrılıyor oluşu da gözümden kaçmadı. daha iyisi çıkıncaya kadar özellikle lojistikte alternatifi olmadığından bu kadar dertlenmelerine gerek yok diyeceğim ama benim gibi tek kuruş vermeden torrentten koskoca dünyanın koleksiyonuna sahip olanların da destek için bir iki kitaba para vermeleri şart. valla 200 kitabın 6 tanesine para verdim dile kolay, vicdanım rahat.
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap