2 entry daha
  • zaten klavyeye zor basıyordu. bir yazıyor iki siliyordu.

    işimin bitmeyeceğine inanmaya başlamıştım. allah'ım görmesem daha iyiydi. izlemek beni büsbütün bitiriyordu. zaten heryerinden yılların prosedürü akan başçavuş, zimmet devir işlemi yapacağı için inanılmaz keyifli idi. bilmeyenler için; askeriyede zimmet alması çok kolay, vermesi ise inanılmaz zordur. yangın dolabı kendisine zimmetli olduğu için söküp götüren adam duydunuz mu? ben duydum. gerçi kendi zimmetinde birşeyi de vermiyordu, başkası adına iş yapıyordu ama yine de keyif aldığı gözlerinden okunuyordu. belki de hiçbir sebebi yoktu, sadece prosedür seviyordu. *

    tutanağın altına not düştü. "yukarudaki malzeme sağlam olarak teslim edilmiştir." adam öyle konuşuyordu; yani söylerken "yukarudaki" diye söylüyordu ama yazıya da öyle yazıldığını sanıyor olamazdı. yine de şöyle bir durumla karşılaşmayacağımı bilemedim. uyarsam bir türlü, uyarmasam bir türlü. en sonunda dayanamadım, söyledim: "abi yanlış yazdın galiba". durdu, baktı, değiştirmedi. ulan yoksa? yok olamazdı, bunu başaracaktım; "abi yukarıdaki olacak o yazdığın". adam, böyle isteksizce değiştirir gibi yaptı. gerçi birşey için acele eder bir hali de yoktu. yine de ben iyi niyetli düşünmeye çalıştım. belki sadece prosedür seviyordu.

    oradan çıkıp, başka bir başçavuşa başka bir senet doldurtup onu da sistemden kendi üzerime geçirmem gerektiği söylendi. "ulan bir bilgisayar alacağız, çektiğimiz çileye bak" dedim. neyse, atladım landa, askere dedim ki "sür dostum". asker de baktı ki astek light çıktı, verdi gazı.

    gittim başçavuşun yanına. dedim ki ben falanca. elinde zaten hani şu yumrukta kas yapmaya yarayan aletlerden biri ile oynuyordu. çok sıkıldığı da halinden belli idi. yeni bir iş geldiğine sevindi sanırım. fakat gözlerinden okuyamadım bunu. öylesine söylüyorum. öyle olması gerektiği için söylüyorum. birinin masaya bacaklarını kırarak yaslayıp, kas geliştirici bir aletle oynaması için çok boş olması lazımdı. neyse, söver gibi kalktı ayağa. belki de astek olduğum içindir, bilemedim. oturdu başladı yazmaya.

    "kamutanlığın emrine ...."

    ulan dedim kendi kendime, söylesem mi?

    ah dedim sonra, dünyayı ben mi kurtarıcam. imla hatanız batsın.

    vazgeçtim dünyadan.

    *
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap