çal keke çal

• düğüne benzeyen dönerci alım sınavıdır. müşteriyle taşak geçen maraş dondurmacılarının turistlerin fazlasıyla ilgisini çekmesinden mütevellit artık dönercilerimiz de ellerindeki döner bıçağını ayakta yarım döner bekleyen müşterilerinin vücudundan sıyırttırmak kaydı ile eğlenip, eğlendirecektir. bursanın en varoş mahallelerinden birinde yaşamama rağmen şimdiye kadar hiç böyle birşeyle karşılaşmadım. gerçi en son gittiğim düğünde arkadaşımın üç yıllık kız arkadaşını oturduğumuz masaya getirip "nasıl ulanyum güzel değil mi? istemeye gidelim mi?" diye soran yengemler ve daha sonra aldığım ciddi ölüm tehditleri yüzünden pek düğünlere gidesim gelmiyor^* bazen düğünlere gitmeye gerek kalmadan düğünler ayağınıza gelebiliyor. roman vatandaşların gecenin üçünde keman ve gırnatalar ile sokaklarda kortej halinde yürürlerken bile böyle absürt sahneler olmuyor.(burdan belediyeye sesleniyorum; mahallemizde rio karnavalının mutaassıp versiyonu düzenleniyor ama bayanların hepsinin saçları okijenli, vücutları kıyafetli ve hemen hemen hepsi sarkık memeli. bence belediye destek amaçlı sütyen verilmeli hepsine hepimiz görüyoruz rio'da böyle şeyler hiç yok gibi)
  (bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)
  
  gemi gelir yanaşır
  içi dolu çamasır
  bu adanaın kızları
  burhan abimize yanaşır
  
  çal keke çal
  
  yumurtanın sarısı
  yere düşmüş yarısı
  görümcem verem olmuş
  kaynanama darısı
  
  çal keke çal
  
  masa üstünde bıçak
  apo baba kendini vuracak
  vurma apo baba vurma
  adananın kızları sana kalacak
  
  çal keke çal
  
  alouuu baba bura bolu
  kızlar dolu
  para bitti
  kızlar gitti
  
  çal keke çal
  
  okul bahçesinde bir gün geziyordum
  hoca çağırdı "mehmet buraya gel"
  "buyrun hocam"
  dedi "çıkar kalem"
  belimden yedi altmışbeşi çıkardım
  dedi "çıkar defter"
  mahkeme kağıtlarını çıkardım
  dedi "çıkar harita"
  işte güzelim orada senin
  benim vücudumda bıraktığın
  üç beş tane jilet yarası varya
  işte onları çıkardım
  hoca dedi "bunlar ney"
  hocam üç beş jilet yarası
  sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
  ama bilmezsinizki o üçbeş jilet yarası
  ela gözlü sevdiğimin hatırası
  
  çal keke çal
  
  dama serdim tentene
  topladım tene tene
  diyarbakır içinde
  sevdiğim var bir tane
  çal keke çal
  tarlanın ortasında yılanın kemikleri
  sevip sevip ayrılırlar adananın enikleri
  
  çal keke çal
  
  damdan dama atlarım
  damını başına yıkarım
  benimle kafa bulma
  kafana takır takır sıkarım
  
  çal keke çal
  
  havada uçar teyyare
  burda biter avare
  yokluğumun değerini bilmeyene
  varlığımın koyması dileğiyle
  
  ciddili bişeyler yazacak olursakta, belirsiz ivmeyle salladıkları döner bıçağı ellerinden kaysa en az iki kişinin sakatlanacağı ortamda böyle birşeyi seyretmek bence cesaret ister. daha yürüyemediği için kucağında gezdirdiği bebeğinin yarım metre önünde döner bıçağı sallanmasına gülerek tepki veren anneleri görmek çok üzücü.