9 entry daha
  • filmin meselesi yalnizlik degildir. bir tarafta üniversiteden yeni cikmis haliyle yetiskinligin esiginde, her insanin ya yasadigi ya da yasayacagi bir varolus problemiyle, yani "hayatta ne olmak istiyorum?" problemiyle yüzlesen ve böyle bir dönemde kocasinin ilgisizligi ve tanimadigi bir kültürün ortasinda yapayalniz kaliveren genc bir kiz; diger tarafta orta yasi geceli cok olmus, belki biraz yetiskinlikten ve beraberinde gelen sorunlardan bikmis, ve bu sorumluluklar yüzünden istedigini yapabilmek yerine istemedigi bir yerde para icin reklam filmi cekmek zorunda kalan yaslica bir aktörün hikayesidir bu film. "yalnizlik var... japonlar var... bundan ibaret" demek filmin esas meselesini görmemek olur kanimca.

    iki karakter bir araya gelirler ama bill murray biraz da farkindadir kendi konumunun, beraber giristikleri her eglencede sanki distan kendisini gözlemler gibidir, ironik bir havayla. cünkü o tasasiz eglencelerin arkasindan yine ailevi sorumluluklar, is, kariyer vs... gelecektir. bu yüzden scarlett'i hangi sözle avutacagini bilemez, ama sikayetci degil gibidir, gercegi kabullenmis gibidir, "gencligin" tasasiz hayatina birkac günlük turistlik ile kendisine yetip fazla bile gelecek kadar avunur gibidir. halbuki gercegi kabullenmek iyi bir avuntu degildir her zaman, o yüzden finalde duymayiz bill murray'in söylediklerini, cünkü ne söylüyor olabilir ki? böyle birkac gün aklinizda hos bir ani gibi asili kaliverecek güzelim bir film ceken sofia coppola bile bilemez herhalde cevabini. nihayetinde bir yolunu bulup izleyin bu filmi, val kilmer ile brando iyi aktörler amma island of dr moreau'da jean claude van damme ile chuck norris gibi performans verdiler, onunla bununla karistirmayin.
516 entry daha
hesabın var mı? giriş yap