99 entry daha
  • herkesin hayatında bir kere de olsa denemesini tavsiye ederim. benim ve çevremdeki insanların yaşadığı deneyimlerdeki ortak noktalar gülmek, mutluluk, acayip bir algı açılması, her şeyi üç boyutlu görmek, ses, koku, tat ve tende aşırı bir duyarlılık, doğayı sevmek vs gibi etkilerdir.

    deneyecek olanlara unutulmaz bir deneyim yaratmak için size bir kaç tip vermek isterim.

    öncelikle, mantarı yemek istediğiniz gün kesinlikle başka bir program yapmayın, kimseye söz vermeyin ve yanınızda kaybedebileceğiniz ya da aşırı tutulabileceğiniz şeyler bulundurmayın. sonrasında gece vakti ve insanların bol olduğu yerlerde kullanmayın. sonrasında da zaman denilen kavrama sakın ama sakın tutulmayın. ben bir deneyim yaşayacağım diyin ve tam bir gününüzü buna ayırın çünkü yaşayacağınız her şey tam bir deneyim olacaktır.

    amsterdam'da deneyecek olanlara tavsiyem, kesinlikle parkta yemeniz. bu vondel park olur, rembrant park olur. ben rembrant ı tercih ederim çünkü daha az insan var ve daha yeşil ve büyük bir park.

    son olarak da sırt çantanıza bir sweatshirt, bir portakal suyu bir de kocaman bir su koyun. aç karınıza bir güzel mantarı kemirmeye başlayıp çimlerin üzerine, güzelce bir yere kamp kurup uzanın.

    etkisini 45 dakikada falan göstermeye başlayacaktır. eğer arkadaşınızla falan gittiyseniz muhabbet edin, tekseniz müzik dinleyin falan. etkisini göstermeye başladıktan sonra, ilk 45 dakikayla 1 buçuk saat arasında çok ağır bir kafa yaşayacaksınızdır, adım atacak haliniz olmayacaktır. renklerin değiştiğini, daha canlandığını ve mesafe kavramının çok farklılaştığını göreceksinizdir.

    şimdi mantar yedikten sonra benim deneyimlediğim iki türlü kafa vardır. bir içinize kapanıp düşüncelere boğulduğunuz ikincisi ise gezmeci bir kafa. ne yalan söyleyeyim, ikisi de birbirinden güzeldir. o nedenle ilk seferinizde 1 buçuks aatin sonunda toparlanın silkelenin ve yürümeye başlayın. ağaçların altına girin, manzarayı seyredin, suya bakın, ağaçların altına girin, gözlemleyebileceğiniz her şeyi gözlemleyin. her şey size olduğundan çok daha güzel ve çok daha mantıklı gelecektir. macro yapın mesela ağaç kapunda neler var, hiç görmediğiniz ya da dikkat etmediğiniz ayrıntılara tutulacaksınızdır. bir mekanda o kadar falza da tutulmayın, gezin bol bol, sanki amazon ormanlarında keşfe çıkmış gibi dolaşın, gerekirse kaybolun parkın içinde, ve buna hiç önem vermeyin, zaten kafanız açıldıktan sorna gitmek istediğiniz her yeri çok rahat bulacaksınızdır, ama bu kafayla bırakın adım attığınız yeni dünyayı keşfetmeye bakın.

    insaların uğraşları da bu seyahat sırasında farklı deneyimler yaşatıcaktır, mesela bir ressam ya da tasarımcı, dokulara renklere vs tutulurken, bir müzisyen selere tutulabilir, bu gene sizin elinizde istediğiniz gibi yönlendirebiliyorsunuz algınızı.

    insanlar sizi muhtemelen huzursuz edecektir, korkmayın bu ilk seferlerde olan bir şey. onlardan kaçmak isteyeceksinizdir. boşverin kaçın, girin bol ağaçlık kapalı bir yere, kafanızı kaldırın o muhteşem görsele bakıp daha çok hayran kalın, daha çok mutlu olun, daha çok mutluluktan ağlayın.

    sonrasında da yeterince yürüdüğünüzü mü düşündünüz, oturun ağaçların çevrelediği bir banka, ya da çimlere. gözünüzün önünde manzara, düşüncelere dalın. hiç farketmediğiniz detayları gene bu düşünceler sırasında bulacaksınız. daha önce hiç kuramadığınız bağlantıları bu sırada kurabileceksiniz. dedim ya her şey o kadar mantıklı gelecek ki...

    diyeceğim odur ki bu girdiğiniz yeni dünyada sınırları zorlayın, düşünme ve keşfetmenin. zaten yaptığınız her şey size gerçeten bir deneyim gibi gelecek. çok ama çook farklı bir deneyim. bisiklete binmek, yürümek, bakmak, hissetmek, koklamak, duymak, görmek, duymak, hepsi bambaşka ve gerçek bir deneyim gibi gelecek.

    bir de sakın oalki zamana tutulmayın, yok hala geçmedi, kaç saattir bu evrende ksıldım kaldım, hiç geçmeyecek mi falan diye düşünmeyin. elbetteki çıkacaksınız o evrenden, sadece ama sadece tadına varın. ya da aman tanrım daha çok deneyimlemeliyim, bu etki geçecek ve bir daha hiç bir şeyi böyle göremeyeceğim de demeyin, sadece anın tadını çıkartın. dediğim gibi bu deneyimin tadını çıakrtın.

    sornasında yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başlayacaktır, 3. boyutu kaybedeceksiniz, renkelrdeki canlılık yerine daha hüzünlü pembemsi ve gri tonlara bırakacaktır. siz de doğal olarak daha hüzünlü olacaksınızdır. işte bence en güzel oturup düşünme ve konuşma zamanı bu zamandır. işte etkinin ve deneyimin geçmeye başladığı bu vakitte her şeyi çok daha güzel sonuca bağlacaksınızdır. sonrasında zaten bu etki geçecek ve geriye sadece deliler gibi çalışmış beyin ve duyularınızdan arta kalan yorgunluk kalacaktır.

    ilk kez deneyeceklere tavsiyem, en hafif olanı deneyin ve de truffle yerine direkt magic mushroom yiyin. bir de eğer isterseniz yanına güzel bir sigara hazırlayın. çok sert olmasın. hatta sert bile olmasın. ilk yedikten sonra içeceğiniz bir sigara yaşayacağınız deneyimi iyicene farklılaştıracaktır, sizin bu adım attığınız yeni boyutta davarnışlarınızı etkileyecektir. tavsiyem de içeceğiniz sigara'nın daha enerjik ve daha fokuslanabileceğiniz sigarlardan olamsıdır. mesela suepr lemon haze, silver haze, ... vs.

    ilk sefer için yarım yiyebilir, ertesii günü de bir tam mantar yiyebilirsiniz mesela.

    he bir de yanınıza bol bol karamelli patlamış mısır, m&m's tarzı atıştırmalıklar alın.

    bunu okuyup bu deneyimi yaşayacak herekese şimdiden iyi deneyimler diliyorum, sadece aynı şeyleri deneyimlemiş bir kişinin anlayabileceği bu yolculukta size iyi eğlenceler.
201 entry daha
hesabın var mı? giriş yap