2 entry daha
  • tanımadığımız ihtiyar dedelere seslenme biçimidir.
    bu kişiler genelde çok geveze ve çok sevimli olurlar. sohbetleri de çok güzeldir.
    dün kadıköy’e giderken otobüste yaşlı bir amcanın devamlı konuştuğunu ve yanındaki bayana birşeyler anlattığını gördüm. yaşlı amcalara bayılırım*hemen yanaştım yanlarına ki tam o sırada bayan indi. amcabey yerini açarak “geç evladım ben senden önce inicem , inerken seni rahatsız etmiim” dedi.
    ben de “estağfurullah” diyerek oturdum.

    amcabey : “kimseyi rahatsız etmek istemem evladım sonra çok ayıp olur” dedi. (bunu söylerken öyle tatlıydı ki amcayı paketleyip eve götürcektim valla ...)

    sarenalaja:”yok est...”

    amcabey: “rahmanlar’dan bindim tam bir saattir yoldayız amma uzun sürdü yaaa!”

    amcabey:” arkadaşıma gittim orda . aslında trenle 20 dk. sürüyormuş bu yol.”
    sarenalaja: “e....”

    10 rambo gücündeki amcabey (hiç nefes almadan): “arkadaşın evi iki istasyonun tam arasında. hani güzel yer. lakin istasyonlara uzak. ben de yürümedim istasyona.”

    amcabey: “evi yaparken istasyonun oraya yapmamışlar. tam araya yapmışlar. (olmayan dişleriyle ve sevimli sesiyle ) hehehehehe. eh ben de otobüse bindim.”

    amcabey: “bir de cuma ya bugün haftasonu o yüzden böyle”

    sarenalaja : “evet amcabey istanbul’da artık hep trafik var”

    amcabey (buradaki saf edası öldürdü beni) : “yok ben biliyorum. trenlerde yokmuş. trenlerde trafik olmuyormuş.”
    hiç durmayan yoda modunda amcabey: “bak bak cuma pazarı (kadıköy’deki salı pazarına cuma günleri kurulan pazardan bahsediyor.)”

    sarenalaja : ????

    amcabey : “ah şimdi onlar..esnaflar ....bak bak hepsi çıkarmışlar gemici fenerlerini akşam tabii. anca satabilirler mallarını..ışık olmazsa nasıl satacaklar değil mi?” o sırada arka çaprazımızda birileri indi. lise çağlarında da bir kız artık kadıköy’de olduğumuz için oturmadı boşalan yere.

    amcabey : “otur kızım otur..”
    kızcağız: “teşekkürler amca..yok.”

    amcabey : para verdin sen değerlendir bu hakkını “ kızcağız mecburen oturur gülerek utangaç bir edayla.

    sarenalaja : “amcabey onlar genç ayakta da rahat duruyorlar”

    amcabey (gülümseyerek) : “ben sorarım onlara benim yaşıma geldiklerinde (kikirdeyerek) ben valla otururum, hihihihi, bak öndeki bayanlar da oturmuş, benim kızım da 48 yaşında o da olsaydı o da otururdu. “ (önde oturan 50’li yaşlarda 2 bayanı işaret eder)

    sarenalaja : “yaşınızı bağışlayın amcabey”
    amcabey: “1341”
    sarenalaja : ??????
    amcabey: “rumi 1341 “
    sarenalaja : “maaşallah “ (rumi 1341’de kaç oluyor hesapla bakalım)
    amcabey “annem 1241 abim de 1300 kuşağından. babam nerdeyse atatürk’le yaşıt. işte 1882’ye geliyor miladi takvimle)

    sarenalaja : (1341 kaç acaba???)

    amcabey : “annem 1200 kuşağı biz daha yeniyiz tabii 1300 kuşağındanız biz. hihihihi) amcabeyin tavırları sevimliliği, hiç durmadan bir şeylerden konuşması, doğallığı, o elektronik dünyanın getirdiği asık suratlılıktan uzak sürekli gülümseyen gözleri...... bir an için amcabey’in arkasına takılıp “bir yerlerde oturalım bir şeyler içelim ne olur amcabey ne olur” diyesim geldi .(bunu güsel kızlara yapmam gerekmiyor muydu benim???) vedalaştık, çok isterdim tekrar karşılaşmayı o geveze adamı tekrar defalarca dinlemeyi. o gün için bana işimde kaybettiğim enerjimi geri vermiş o eski zamanlarımda özlediğim coşkuları hatırlatmıştı.(rumi 1341’in miladi 1924-1925'lere denk geldiğini sonra öğrendim,

    ihtiyarlık mı? bir arkadaşın dediği gibi maskaralık.....

    (bkz: based on a true story)
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap