100 entry daha
  • finlandiya'nın anadilir, başka hiçbir ülkede resmi dil olmamasına karşın fin azınlığın bulunduğu isveç'te çoğu kişinin anadili, rusya ve estonya'daysa popüler bir yabancı dildir.

    dünyanın en cici dillerinden biridir. bu dilde konuşan güzel bir kadını dinlemek insana ne dediğini anlamasa bile yaşama sevinci verir. ancak fin insanı genelde ayıkken pek konuşmadığı için finlandiya'da yaşasanız bile fince uzun bir konuşma duymanız çok kolay olmayabilir. nitekim bertolt brecht üstadımız amerika vizesinin çıkmasını beklerken yaşadığı finlandiya'nın insanı hakkında "die finnen sind ein volk, das in zwei muttersprachen schweigt" buyurmuştur. yani "finliler iki anadilde (diğeri de isveççe) susan bir halktır."

    bu dilde c, ç ve ş sesleri hiç bulunmaz, z sesi ancak yabancı kökenli sözcüklerde görülür, b, d ve g gibi bazı seslerse ancak yabancı kökenli sözcüklerde ve çekilmiş sözcüklerde görülebilir. vurgu her zaman ilk hecededir ve tekil sözcükler genelde sesli harfle biter. isveççe, rusça ve almanca'dan çok fazla ödünç sözcük alan fince, bu dillereyse aldığı kadar fazla sözcük vermemiştir. avrupa'nın en büyük gölü olan ladoga'nın adı fince'deki laatokka adından gelir. finlilerin göçebe hayatta geçirdiği uzun süre nedeniyle öz fince olan kişi adları ve soyadları genellikle coğrafi biçimlerden ve doğadan gelir. suvi - yaz, päivi - gün, saarinen - adalı, jokinen - nehirli, järvinen - göllü, nieminen - yarımadalı gibi. fince ülke adları, kendi ülkelerine verdikleri ad dahil, genellikle ülkelerin başka hiçbir dildeki adlarına benzemez. rus halkının adı, fin halkının isveç'e koyduğu addan gelir. açıklaması için 66544713 nolu entryme bakabilirsiniz.

    fince dilinin hakkında hiçbir bilgisi olmayanın kulağına yer yer ispanyolca ya da japonca gibi geldiği söylenir. ki hakkında biraz bilgisi olan biri olarak bunu ben de kabul ediyorum. ural-altay dili olduğu için türkçeyle akrabadır, hatta sanıldığı kadar uzak akraba değildir. bir türk ve fin insanının birbirlerinin dillerini öğrenmeleri dilbilgisindeki mantığın çok benzemesi nedeniyle nispeten kolay olmaktadır. zira fince zorluğuyla ünlü bir dildir ve finlandiya'nın oldukça iyi bir ülke olmasına rağmen benzeri olan isveç ve norveç gibi ülkelerden daha az göçmen çekmesinin en önemli nedenlerinden biridir.

    gelelim türkçe ve fince arasındaki benzerliklere. fince aynı türkçe gibi (ve tüm diğer ural-altay dilleri gibi) aglutinatif bir dildir. yani çekimler sözcüklere getirilen eklerle yapılır. örneğin bir ingiliz "ı'm in helsinki" diyip "in" sözcüğünü yer belirteci olarak kullanırken fince'de bu "(minä) olen helsingissä" diye söylenir ve helsinki'nin sonundaki ek bu görevi görür. ayrıca helsinki'nin k'sinin başına gelenlerden görüldüğü üzere türkçe'den alıştığımız ve hint-avrupa dillerinde pek görmediğimiz ses düşmesi ve değişmesi konseptleri de fince'de mevcuttur. iyelik eki sistemi de iyeliğe sahip olan isim açısından neredeyse tıpa tıp aynıdır. türkçe'de nasıl "kedi-nin evi" diyorsak fince'de de "kissa-n talo" denir.

    isim çekimlerinin yanı sıra fiil çekimleri de doğrudan sözcüğe ek getirilerek yapılır, buna soru eki de dahildir. ayrıca türkçe dışında çok az gördüğümüz ünlü uyumu kavramı da fince'de mevcuttur. hepsini bir örnekte anlatalım: ymmärtää anlamak fiilidir. (minä) ymmärrän "ben anlıyorum" demektir. nasıl türkçe'de anlıyor-um şeklinde çekim yapıyorsak fince'de de aynı mantık vardır. yine onlar da bizim gibi ben, sen gibi sözcükleri her zaman kullanma gereği duymaz, çünkü fiilin hangi şahsa işaret ettiği çekiminden bellidir. aynı fiili başka türlü çekip bir de soru ekine dönüştürerek de ünlü uyumunu açıklayabiliriz: "ymmärrätkö?" yani "anlıyor musun?". burada -kö soru ekidir. fiildeki ä sesi nedeniyle soru ekinde de o değil ö harfi kullanılır. ancak "fince biliyor musun?" sorusunda konuşmak anlamındaki "puhua" fiili "puhutko suomea?" şeklinde kullanılır. çünkü ünlü uyumundan dolayı u harfinin arkasından o gelmelidir.

    dikkatinizi çekmiştir, ben ve minä sözcükleri de birbirlerine benziyor. türkiye türkçesi dışındaki tüm türkçe türevi dillerde ben değil de men dendiği düşünüldüğünde bunun basit bir rastlantı olmadığı bariz. ayrıca sen sözcüğünün karşılığı da "sinä" ve bu da asla rastlantı değil. fince'de türkçe'deki anlamdaşlarıyla aynı kökten gelen bol sayıda sözcük bulunur. ilk akla gelenler arasında beş anlamındaki viisi (fince'de ş sesi hiç yok, b sesi yok gibi), unutmak anlamındaki unohta, olmak fiili olan olla- sayılabilir. ayrıca duymak fiilinin fincesi olan kuula ile türkçe'deki kulak sözcüklerinin benzerlikleri de rastlantısal değildir.

    fin dilinde türkiye'ye turkki, türk insanına da turkkilainen denir. turku kentinin adının türk adıyla ilgisi yoktur. türkiye anlamına gelen sözcükle eşsesli olmasına karşın kürk anlamına gelen turkki sözcüğünden türemiştir.

    bir fin ataösüzüyle bitirelim: "parempi pyy pivossa, kuin kaksi oksalla." yani "elindeki tek kuş daldaki iki kuştan iyidir"
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap