4 entry daha
  • kişilik ve anlık davranış arasında sergilenen bir tutum olarak alaycılığı benimsemiş kişi, devekuşu misal, olmuşken olmamayı tercih ederek, hani kendisinde hiçbir yargı ve değer ve eder ve duruşa yer vermeksizin, karşısındakinin “haline” ayna olmayı ve bu ayna oluşta oluşması muhtemel göçük ve saşmalıklar üzerinden gereksiz eksiklik ve fazlalıkları dile getirmeye ahdetmiş, dahası tümden yalanlayıcılığıyla köyün delisi olma pahasına istihza ve ciddiliğin kestirilmezliği noktasında nasıl ele alınacağını, bir diğer deyişle ayna görüntüsünün odağını muhattabına bırakmayı şiar ve adet edinmiştir.. saray soytarısı misal taşı an be an gediğe koyar ve açmazlara yahut tutarsızlıklara işaret buyururken, hedef alınmak yahut reddedilmeyi soytarılığıyla savuşturur.. alaycı, hem rahatsızlık verici oluşu hem de yakalanacak net bir tavır sergilememesi nedeniyle, anlaşılamamaktan uzak bir şekilde yalnız kalmaya da mahkumdur.. onun maruz kaldığı lanet, tıpkı alaycılığına teşne olan “bir halde” bulunmaksızın gönlünce yansıtan olması gibi, ne bir sabitliği ve haliyle ne de bir yandaşlığı yakalayamayacak oluşundadır..
    (bkz: istihza)
    (bkz: ironi)
    (bkz: satirik)
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap