7 entry daha
  • muzikten bir gidim anlamayan bir ukala dumbelegi olarak soyleyebiliriz ki the go! team muzikleriyle insani birbirinden alakasiz cocukluk anilarini: trt dizilerini, atlantik sinemasini, sadece filmlerde olan yabanci ulkeleri, yunuslarla yuzmeyi, seksek oynamayi, bateri calma hevesini, arabalara yabani mevyeler atarak saklanma ihtiyacini, alacakaranlikta oynanan saklambaci, curuk meyve dipte kalmis raki ile yapilan kimyasal maddeleri, gardropta seker ile beslenen maya kulturlerini ve kristal ciftligini, gizli yedili ve afacan besli kitaplarini, don atesi hatta amerikan don atesini, beslenme cantasi kokusunu, plastik fasulyeleri, yogurt kabinda fasulye ve nohut yetistirmeki, tup cokokrem emmeki, leblebi tozunu, arkadas ariyorum arkadasi, blokflut metodunu, icraatin icindeni, onu renault 9'a arkasi mercedes 190'a benzeyen yeni cikacak tofas dogan'i, kuartet kartlarini, tramvaysiz ve trafikli istiklal caddesini, olu ele gecirilmeki, eski dolmuslarda arka sagda kucakta oturmayi, turk polisinin beyzbol degil kidemli asker sapkasindan bozma sapkalar taktigi zamani, kafa ayarini vs. hatirlatarak huzunlu bir gaz veriyor.

    ama bunlari hatirlatirken, bu aktiviteler sirasinda hasir nesir oldugumuz muziklere degil arada kalan ses/efekt ve cingillari animsatarak, tek basina olmayan bir dunyayi cerceveliyor. bir bok anladiysaniz tebrik ederim.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap