6 entry daha
  • 'yine de her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim.'

    'dünya, bir köşeye çekilip gözyaşları görülmesin diye gizlice ağlayan bir baba gibi ağırlaşmaya başlamıştı.'

    'baba dediğin tamamlanmış bir kelimedir zaten.'

    kitapta 25 yıldır görüşmeyen bir baba-oğulun varılmaya çalışılan bir aşık bayramı yolculuğu üstünde geçen hesaplaşması var. olanları hiç yaşamamış, oralara hiç gitmemiş olduğum halde oldukça tanıdık bulup içimde hissettim bu hikayeyi.

    hele zamanında terkedilen kişiye gönderilen ulaşıp ulaşmadığını asla bilemeyeceğimiz teki bir rüya için yakılmış ağıt olan üç mektup var ki her kelimesi ince ince işlenmiş. bu baba-oğul hikayesinde çok rolü olmasa da yusuf'un her kaçışında tutunduğu aylın' in sığınağı hayal bile olsa çok güçlüydü.
    yusuf'un babası ferahlasın diye ıslak toprak kokusunu ve yemek yiyip cana gelsin diye yemeği abartmayı düşünmesi altını defalarca çizdiğim yerleriydi kitabın.

    yolları düşmedi ama baba-oğul gömü' den de geçti. bir de okuduktan sonra kitapta da geçen 'bize bir ömür daha lazım vefatımızdan sonra. çünkü bu ömrümüzü sadece umutlanmakla geçirdik' videosunu izledim abbas kiyarosteminin. söyleyeceklerim bu kadar. https://www.youtube.com/watch?v=aj3kxertag8

    (bkz: kuşlar yasına gider)
    (bkz: babalar alnımıza yazılmış yalnızlıklardır)
    (bkz: gidelim buralardan)
645 entry daha
hesabın var mı? giriş yap