• yaşadığı gezegen kadar büyüktür.
    evrendeki milyarlarca galaksin kümesinin içindeki milyarlarca galaksilerden birinin içindeki milyarlarca sistemin içindeki milyarlarca gezegenin içinde yaşayan milyonlarca yaşam formundan birisinin. daha yeterli teknolojiye ulaşamadığın, haliyle başka bir yaşam formu bulamadığın için kendini evrenin merkezinde sanıyorsun. bununla da yetinmeyip yaşadığın gezegendeki canlıların senin için var olduğunu sanıyorsun. haklısın, binlerce yıl önce çeşitli kitaplar ile sana evrenin merkezi olduğun söylendi, şımarıltıldın, kibirlendin. ey kendini önemli sana canlı formu, sen aslında hiçbir şey değilsin. sadece evrim sürecindeki bir yaşam formusun. kibirlenmeyi bırak ve evrenin işleyişini anlamaya çalış.
  • tanım: bütün klişeler gibi artık can sıkmaya başlamış bir klişe.

    ego sahibi olmamak için gerekçe aramaya lüzum yok.

    üzerinde yaşanan gezegen ve kişi bedeninin, hacim ve kütle olarak, evrende küçük bir yer işgal etmesiyle alâkası olmayan durumdur. yeter artık! ne yapsın yani insanlar, evrende fazla yer işgal edemiyorlar diye yaşamasınlar mı? kendileri ve etraflarındaki kişiler ya da olaylar hakkında duygu ve düşünce geliştirmesinler mi?

    ha, ego olmamalı, varsa da mümkün olduğu kadar küçük olmalı, deniyorsa, tabii ki öyle. bunun, evrenin büyüklüğü ya da insanın küçüklüğü ile ilintisi yok.
  • hadi hemen vakit geçmeden biri carl sagan'ın o -hiç bilmediğimiz- sözünü alıntılasın.

    tanım: sırf toz zerresindeyiz diye vazgeçmeyeceğimiz ego.
  • bilimden ve gerçeklerden uzak, yaratılış safsatalarına inanan, kendini insan olarak adlandıran canlı türünün kendine yüklediği temelsiz misyondur aynı zamanda.
  • egosu evrene değil etrafındaki toz tanelerinedir. evrenin büyüklüğüyle egonun büyüklüğü arasında bir paralellik bulunmamaktadır.
  • (bkz: firavun)
    (bkz: nemrut)
    (bkz: modern insan)
  • tüm insanların ruhunu hasta eden tek bir ortak özellik vardır: kibir

    adına ego der; özgüven der ama kibir sahibi kişi, yaptığının kibir olduğunu asla kabul etmez.

    şeytanın "ben ateşten yaratıldım. o ise topraktan..." ile başlayan hikayesinde, kovulma serüvenine konu olan şey kibirdir. bir çok dinde yasak olmasına rağmen tüm dünyayı saran bir illettir.

    bir ateistin: "siz aptalca şeylere inanıyorsunuz, ben süper akıllıyım." ahmaklığında,
    bir müslümanın: " ben müslümanım cennete ben girecegim." saplantısında,
    selfie fotoğraflarında,
    dünyevi yakınmalarımızın, başarısızlıklarımızın altında gizli olan şey kibirdir.

    halbuki sonu ölüm olan aciz bir canlının en gereksiz yükü bu olmalıdır.
  • ne malca tespitler bunlar amk?
    bu ego zaten evrenin büyüklüğünden geliyor.
    "bu koca evren sırf bizim için yaratıldı" diyorlar.
    bu korkunç israf egolarını şişiriyor.

    eğer dinler doğru olsaydı, şu şekilde bir dünya ve evren düşüncesi mantıklı olurdu:
    https://i.ytimg.com/vi/48kn1a037yk/hqdefault.jpg
    çünkü daha fazlasına gerek yok.

    ama toz tanesi kadar dünyada insanlar kendisine tapınsın diye kocaman evreni taratan allah fikri insanı nal kadar ego sahibi olmaya itiyor. dinci olmayanlarda böyle bir ego yok. anlayacağınız dinciler kendi egoları üzerine edebiyat yapıyorlar, bir nevi kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
  • insan için evrenin merkezi dünya değil, kendisidir. doğrudur da. içinde biricik zihnimin olduğu evrenin merkezi başka neresi olabilir ki?

    yaratılış ve materyalist görüşlerin getirdiği farktır böyle olup olmaması. "allah insana ruhundan üfledi"ye vs inanırsan çok özelsin, şartlar sağlanınca var olan tek hücreliden yine şartlar sağlanınca evrimleşip ortaya çıktık dersen herhangi birşeysin, değersizsin.
hesabın var mı? giriş yap