• devlet bu krediyi toki'nin yeni yapacağı ucuz konutlar için uygulamalı.

    hazırda bitmiş evler için değil.

    toki de maliyetine evleri halka satmalı.

    işte o zaman emlak piyasası biraz regüle olur.
  • bu ülkede hiç bir şeyin fiyatının düşmeyeceğine dair güzel bir kanıt oldu. fiyat bi kere çıktı mı asla altına düşürmüyorlar. gerek devlet gerekse halk el birliğiyle bu oyunu sürdürüyor.

    99 depremi hariç ben ülkede daire fiyatlarının düştüğünü hiç hatırlamam
  • hükümetin faiz indirimini vatandaş için değil müteahhitler için yaptığını bilen ev sahipleridir. siz bu hükümetin vatandaşı müteahhite karşı koruyan bir politikasını görmüş müydünüz?
  • yaptıkları şerefsizlik olmakla birlikte, devlet evlerine el koysun denilen saçmalığı mantıklı bulmadım. köy kahvesi yorumlarınız güldürüyor.
  • siz matematik de bilmiyorsunuz. devlet el koysun diyor bir de.

    bak şimdi. resmi enflasyon %70. gerçek enflasyon muhtemelen %100'ün üzerinde diyen var ama resmiyi alalım. resmi üfe %121. bu ortamda devlet diyor ki al kardeşim sana %12 maliyetle (0,99) kredi. bu aradaki 60-100 puanlık dehşet fark nereden gelecek ? elbette devlet para basacak. bu basılan para enflasyonu daha da artıracak. bu ortamda nohut da, araba da, ayakkabı da, ev de zamlanacak. çünkü tl değer kaybedecek.

    dümdüz bir matematiğe göre hareket edip parasının değerini korumaya çalışan ev sahibi bile suçlanır oldu.

    daha kötüsünü söyleyeyim. kiralar da artacak. ev sahipleri kirayı artırdı diye zenginleşmeyecek. sadece parasını kormuş olacak.
  • yaptıkları şerefsizce falan değil.

    normal bir durum.

    dün recep tayyip erdoğan yüzde 0.89 faiz ile kredi verileceğini açıkladığında aslında bir kredi paketi açıklamadı.

    devletin karşılıksız para basacağını ve yüzde 156 enflasyon ortamında kamu bankaları üstünden de halka bedavaya yakın bir faiz oranı ile dağıtacağını duyurdu.

    bu da sarayın seçim kazanmak için hiperenflasyon yaratacağının ilanı arkadaşlar.

    hiperenflasyon beklentisi içine giren ev sahiplerinin alnında enayi mi yazıyor ev satsın?

    bu kredi paketi yüzünden iğneden ipliğe her şeye zam gelecek.

    bu krediyi çeken herkes aslında devleti, hazineyi ve halkı soyuyor olacak.
  • sabah baktığım evin fiyatı 1.6’dan, 2.3’e çıkmış…

    devletin el koyma gibi durumu olmaz, ama rapor alınıp fiyat sabitlemesi yapılabilir.
  • bir kalemde 300.000 - 500.000 tl paradan vazgeçecek don kişotları gösteren başlık. dünya sizin gibi güzel insanların hatrına dönüyor.

    kredi düşüşü sonrası evi olup da fiyat arttırmayan varsa burada paylaşsın, diğer sözlük yazarları faydalansın. yoksa olmayan serveti dağıtmak kolay tabi. o evi uyguna satan arkadaş da yerine aynı şartlarda koymak isterse, iyi dileklerinizi gönderirsiniz.
  • iflah olmaz gerizekalı başlığı.
    faiz nedir?
    fiyat nedir?
    arz nedir, talep nedir?
    konut kredisi koşulları nedir?
    bunların hiçbirinin yanıtını bilmezsen, sarısiteden ekran görüntüsü alıp cimere şikayet eder, bir yanda da evlere el konulsun dersin tabi.

    ben sana şöyle en basitinden anlatayım:

    faiz paranın zaman maliyetidir. yarın elinde olacak 1 lira bugün kaç lira eder sorusunun cevabıdır.

    fiyat satıcının satmak, alıcının almak isteğinin örtüştüğü noktadır. sen çokomele 1 milyon tl diyebilirsin, ama bu isteğin "fiyat" olmaz, çünkü kimse senden çokomeli 1 milyona almak konusunda anlaşmaz. keza 3+1 ev 2,5 tl olsun da diyebilirsin, ama o da "fiyat" olmaz, çünkü kimse sana evi 2,5 tl'ye satmaz. bunu anlamak neden bu kadar zor, anlamıyorum: fiyat tek taraflı oluşan bir şey değildir. senin kendi başına aldığın veya sattığın bişeye değer biçmen, fiyatı oluşturmaz.

    fiyat piyasada oluşur. mekanizması arz-talep dengesidir. arz-talep dengesi sadece piyasa fiyatında oluşur. alıcının ödemek istediği fiyatının altına satılan mallara talep artar, talep fazlası oluşur, bu da fiyatı yükseltir ve de elbette tam tersi.

    bugün türkiyede 1 tl'nize 4-5 tl konut kredisi veriliyor. hangi maliyetten? uydurma bir maliyetten. geçen yıl elimde olan 1 lira, bugün sadece 60 kuruş ediyor. ama konut kredisi faizi diyor ki, gelecek yıl bana vereceğin 1 lira için bugün sana 80 kuruş veririm. yapalım hesabı, bugün 1 lira yatırıyorsun, 4 lira da banka veriyor, 5 lira borçlanıyorsun. 5 liralık ev alıyorsun, seneye 5 liralık evin oluyor 8,33 lira, bankaya borcun hala 5 lira. 1 lira yatırdın, 5 lira borçlandın, 8,33 liralık mülkün oldu. 2,33 lira kar ettin. etmeye de devam edeceksin, çünkü borcunu 1 yıl sonra değil, 10-15 yıl içinde ödeyeceksin. borcun kuşa dönmeye devam edecek, konut ise artmaya.

    peki sen enayi misin, paran varsa konut kredisi alıp neden konuta yatırmıyorsun? ne oldu, talep arttı.
    peki satan enayi mi, talep artmış, konut arzı artmamışken aynı fiyata satsın? ne oldu, fiyat da arttı. satan etiketi yükselttiği için değil, daha yüksek etiketle de satabildiği için fiyat arttı.

    yani konut sahibine de, konut için kredi alabilene de bedava para. nereden geliyor bu değirmenin suyu? faizin suni olarak düşük tutulmasından. bedava para çarkını yaratan şey genel olarak faizlerin, özel olarak da konut kredisi faizinin piyasa dışı mekanizmalarla, bir kişinin takıntısına göre belirlenmesi.

    bitti. bu kadar. sebep budur. başkası değil. yiyorsa cimer'e asıl suçluyu şikayet edin, de sizi şafakta alsınlar.
  • problem ev sahiplerinde değil, problem enflasyonu yükseltici hamleler yapan iktidar sahiplerinde.
hesabın var mı? giriş yap