• nota vermiştir.
  • belki de ayar verme amacı falan yokken sadece basit düşünerek merak ettiği için yazdı bunu fazıl say, ama bu sayede hem hakan hatipoğlu'na hem de bize çok güzel bir şey gösterdi;

    kendisi bile ne işle uğraştığını bilmeyen insanlarla dolu etrafımız. bir yeteneği olmayan, bir meşguliyeti olmayan, bize kattığı bir şey olmayan insanlar o kadar çok hayatımızda ki. hem de tam karşımızda.
  • birkaç gündür instagramda art arda sanat dünyasının 150 başyapıt resmini paylaşması nedeniyle takipçi sayısı 609 bin'den 607 bin'e düşen fazıl say bu bilgiyi paylaşmış.
    acun biti hakan hatipoğlu hangi akla hizmetse altına yorum yapıyor: aynı şey bana da oluyor bayram tebriki paylaşınca :)

    sonrası uygulamalı cringe. fazıl say: "siz ne işle uğraşıyordunuz?" diyor. sonrası h.h. için karanlık... onu bir daha gören olmadı. yorumunu siliyor tabii.
    fazıl say klavyene sağlık. doblo bilmeyen vedat milor'dan sonra en nazik insan ezme bu olurdu herhalde. içimin yağları eridi. evet.
    http://m.hurriyet.com.tr/…s-yapiyorsunuz-41025688/4
  • fazıl say’ı severim başarılı bir müzisyendir ama bu sosyal medyadan ünlülerin başkalarını aşağılayıcı şekilde laf sokmalarını sevmiyorum.

    hakan hatipoğlu’nu sevmem. başarılı bulmam ama bu adamın işi bu. bir şekilde hayatın ucundan tutunup kendini meşhur etmiş dizilerde filmlerde yer alabilmiş. kimbilir medyanın ekmeğini yiyebilmek için kimlere abi dayı çekti. günlerce belki menejerlerin, prodüktörlerin kapısında yattı. herkes anasından şanslı doğmuyor. herkes isterdi çocukken odasında kocaman bir piyano olsun, ailesi onu elinden tutup keman kurslarına göndersin. ama o işler öyle değil. ben de isterim müzik yeteneğim olsun kulağımla duyduğum sesin notasını tanıyabileyim. ben de isterdim resim yeteneğim olsun. gördüğüm nesneleri çizebileyim, yaşadığım dünyaya renkler verebileyim.

    özellikle özel yetenek ile yapılabilecek bir mesleği olanların diğer insanlara “pardon siz ne iş yapıyordunuz” demesimi anlayamıyorum. yeteneğim olsaydı keşke ben de pazardaki domatesin fiyatını takip etmek yerine sıcak koltuğumda oturup dünyadaki sanat olaylarını takip edebileydim. ama benim yeteneğim yoktu çalıştım, okudum ve maaşlı çalışan olabildim. girenim belli çıkanım belli. keşke yeteneğim olsaydı da ellerimden çıkanları fahiş fiyatlara pazarlayabilsem. sonra hande ataizi gibi kadınlarla çıkıp hande ataizi gibi meşhur olup ne iş yaptığı belli olmayan kişileri eleştirsem. bir de takipçi sayım düştü diye sosyolojik tespitler yapsam. hayat daha kolay olurdu.
  • valla ayarı bilmem de koskoca sanat adamı, devlet destekli okumuş, açık konuşmak gerekirse insan üstü bir deha...

    gelmiş, takipçi sayısı peşinde koşuyor

    insan, özünde her yerde aynı.
    beğenilme güdüsü çok acayip bir şey
  • eşşşşşşek gibi çalışıp bir yere gelmiş bir sanatçıdan, survivor yorumculuğu ile bir yere geldiğini zanneden bir arkadaşa verilmiş yüzyılın ayarı.
  • lan yıl olmuş 2018 bu hürriyet de hala sağa sola kaymalı haber yapıyor. ulan bi salın da adam gibi okuyalım şunu.
  • ben fazıl say'ın bu soruyu ayar vermek maksadı ile değil de ciddi ciddi merak ettiği için sormuş olduğunu düşünüyorum. fazıl bey'in kafası biraz farklı işliyor.
  • ayar olsun olmasın, benim anlamadım fazıl say'ın instagram sayfasına yazabilmek için bir işle uğraşıyor olmak mı gerekiyor. ben işsizim instagram'da boş boş takılıyorum, gidip sıradan bir yorum atamam mı yoruma açık bir sayfaya. "aynısı bana da blabla oluyor." demenin nesi suç veya nesi kalifikasyon gerektiyor? marjinalliğin bokunu çıkardınız tebrikler.
  • aynı soruyu ben de merak edip google'a hakan hatipoğlu yazıp kim olduğunu öğrendim.

    büyük ihtimalle ayar vermek için yazılmamıştır.

    fazıl say da niye takipçi sayısına takar anlamadım valla.
hesabın var mı? giriş yap