• olmayışı bir kez daha hayattan da, kendi imkanlarımdan da nefret ettirmiştir.

    akşamın dokuzunda diş ağrısından kıvranarak acile gidilir, önünüzde genç bir çift vardır. maddi durumlarının çok da iyi olmadığı bellidir.

    memur : sağlık güvenceniz var mı?
    adam : yok hayır..
    memur : o halde muayene ücreti 7buçuk lira, teşhise göre uygulanacak işlemlerin de fiyatları o zaman söylenecek. olacak mısınız muayene?
    adam (karısına dönerek) : ....
    kadın : ....
    adam : bir konuşalım da...

    evet, eminim ki o kadının ağrısının benimkinden hiçbir farkı yoktu, ve benim beynim oyuluyordu adeta. o kadının da...
    ve ben, babam memur olduğu için gidip dişimi çektirebildim, yatağıma ağrısız bir şekilde yattım.

    uyuyor olmam gerekmez miydi şu anda? ağrım yok.. hayır, ağrım var... sol tarafımda biryerler acıyor, o kadın uyumuyor çünkü. diş ağrısı o kadının beynini kemiriyor, benim de bu adaletsizlik...

    o insanlar belki dişlerini tırnaklarına takıp, üç kuruşa çalışıyorlar, ben de babamın parasını yiyorum yan gelip yatıp. sözde öğrencilik yapıyorum.
    ama o insanlar paralarını ancak - belki ucu ucuna, belki o bile değil - karınlarını doyurmaya yetirebiliyorlar, diş çektirmek bile büyük bir lüks oluyor.

    bu düzene bir kere daha lanet ettim, bir kere daha nefret ettim yaşadığımız bu yerden...
  • sosyalist toplumda olma olasılığı yüksek hadise.
    sosyalizmde de gelir eşitsizliği vardır ama kapitalist toplumda olmayan fırsat eşitliği de vardır.
    yönetici, işçiden daha çok ücret alır ama işçi olmuş kişiye de doğduğu andan itibaren yönetici olması için fırsatlar açıktır. gerek eğitim açısından, gerek sosyal faaliyetler açısından. eğitim ücretsiz olacağından eğitim sorunu ortadan kalkıyor, her aile kendi karnını doyuracak kadar para ve bir miktar da fazlasını kazanabileceğinden sosyal yaşama imkanı da veriliyor. böylece kişi kendini yetiştirmek için gerekli şartlara kavuşuyor, gerisi kişiye kalmış. yani herkese; tıp, mühendisilik, yöneticilik, sanatçılık v.s kapıları açılıyor. güya kapitalist toplumda da "herkese" tüm kapılar açıktır. ama sosyalist toplumdaki "herkese" demek, sözcüğün tam anlamıyla "herkese" demektir, yani sadece bedelini ödeyenlere veya tutum ve davranışları kusursuz olana, veya alevi, yahudi, zenci, kürt, başı örtülü v.s olmayana demek değildir.
  • gerçekleşmeşi hiç bir şekilde mümkün olmayan olgu. tamamen aynı dnaya sahip, aynı eğitimi almış, aynı yerlerde bulunmuş insanlar için dahi mümkün olmayan bir durum. 30 kişi aynı açıdan aynı yere baktığında nasıl her biri başka şeyler görebiliyorsa, aynı durumda farklı kişiler farklı fırsatlar elde edeceklerdir. yine de sosyal devlet anlayışının bir hedefidir, ne kadar yaklaşabileceği görülecektir, ama genel anlamda kollektif bir komünist rejim bu amaca en yakın olan rejimdir. kapitalizmde ise fırsat eşitliği değil, fırsat sınırsızlığı vardır, tabi fırsatı kullanabilenedir bu sınırsızlık
  • eve gelen ustanın oğlunun, babası yemek için mola verdiğinde ösym test kitabını eline almasına, engel olabilmektir.
  • kapitalizmin saglamaktan aciz oldugu şey.
  • soma faciasıyla gördük ki fırsat değil fıtrat eşitliğiymiş. fakir bir hayata gözlerini açtıysan ölüm konusunda fıtrat çok adil davranırmış sana.
  • bir halkı halk yapan, bir toplumu topluluk yapan gerçek kriterdir. bunun olmadığı bir yerde söylenen her şey yalandır. istinasız her şey...
  • kapitalizm, fırsatını bulan zengin olabilsin der. "zengin olabilmek adil şartlarda fakirler için de mümkün olabilsin" diyenler de bu görüşü savunur.
  • özellikle eğitim bilimleri kitaplarında karşılaşılan, sosyal bir devletin sosyal ve sağlıklı insan yetiştirmesi yolunda olmazsa olmaz sayılan bir olanaklar bütünü.
  • parası ve/veya tanıdığı olmayanların olanlarla aynı haklara sahip olması durumu.
hesabın var mı? giriş yap