• bu kasabanın sakinleri gerçekten sakin insanlardır.öyle karadeniz deyince akıllara gelen insan profiline pek benzemezler. o hırçın denizin batısında kalmalarından mıdır bilemiyorum doğusunda yaşayanlar gibi en basiti kutsallaştırılmış bir silah kültürü yoktur.kavga gürültü çok seyrek yaşanır.hele 40 yılda bir cinayet falan işlendiğinde kasaba halkı uzun süre kendine gelemez.

    bu sakin balıkçı kasabası yıllarca kendi içine kapanık çok fazla büyümeden ufak mutlulukların peşinde koşan insanların yaşam alanı olmuştu ama artık işler değişti anadolu grubu denen bir bela ve onun güçleri gerze halkının yaşam alanını ebediyen değiştirmek üzere müdahele etti.artık gerzeliler için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.bu sakin insanlar en temel hak olan yaşama haklarını talep ederken umulmadık, beklenmedik ve anlatılamayacak kadar şiddetli bir zulmün mağdurları oldular.

    saldırıyı koordine eden emniyet amiri "eğer burası tunceli olsaydı hepinizi yere serdirmiştim" diyecek kadar gözünü karartmış biriydi.o gün gerzelilerin tek şansları kürt olmamalarıymış meğer. bu şekilde ruhsal bozukluk içeren hal ve davranışlar sergileyen amirler tarafından insafsızca yönetilen saldırıların hedefi oldu gerzeliler.ileride tarih ne yazacak bilemiyorum ama gerzeli sermayenin köpekliğini yapanları hiçbir zaman unutmayacak.
  • gerze için hala nöbetteler!

    devletin en çok korktuğu şey başına geliyor. gerze'de "termik santral istemiyoruz" diyen vatandaşlar halkın gücünü gösteriyor. insanların yaşama hakkını, yaşam alanlarını rant uğuruna zorla ellerinden alamazsınız. polisle de jandarmayla da gelseniz alamazsınız. eğer yürütmeyi durdurma kararı alınmış, hukuksuz bir çalışmaya karşı, toprağını suyunu savunmaya çalışan halkın üzerine kolluk kuvvetleri salınıp, gazla tazyikli suyla sindirilmeye çalışılırsa, adına devlet terörü denir. bunun artık kitabına uydurulacak, kılıf bulunacak hiç bir tarafı kalmamıştır. kolluk kuvvetlerini hukuka aykırı kullanan devlete ve yönetime karşı oranın halkı nasıl güvensin artık? dün 500 kişi, bugün 1500, yarın da 2500 kişi toplanır, haklarını yedirmezler.

    gerze tüm ağlak kabullenmişliğe, sindirilmişliğe, apolitik hımbıllığa örnek olsun. tüm yaykıl köyü halkına da bol sabır ve metanet diliyorum.
  • sinop'a bağlı bir sahil kasabası, inanılmaz güzellikteki evleri ve her evin önündeki çicek bahçeleri ile ünlüdür.
  • o üniformaları giyince mi insanlıktan çıktıklarını, yoksa insan olamadıkları için mi o üniformaları giydiklerini tam anlayamadığım birtakım canlıların saldırısına onurla direnen baba toprağım...
  • öldürün o köylüleri!

    "köylüler yoldan çekilmedikçe, atılıyor gazlar, sıkılıyor tazyikli sular. ortalık toz duman, her yer su. silah sesleri geliyor, ormanda yangın çıkıyor! birileri kar etmeli diyor gaz, daha fazla para diyor tazyikli su. olmuyor ama işte. köylüler direniyor, duyan ve duyarlı olan herkes geliyor ve direniyor! yine giremiyor o sondaj makinası ormana. dördü ağır, yirmi beş yaralıya rağmen giremiyor. girerse, önce doğa, sonra da tüm yaşam ölecek çünkü! köylüler sadece ormanları, sadece doğayı savunmıyor yani! tortum’da ne diyor köylüler? “canımızı alırsınız, suyumuzu asla, bu yolda öleceğiz, ama suyumuzu vermeyeceğiz”. yani şirketler de kolluk kuvvetleriyle sadece doğaya saldırmıyor. aynı zamanda doğrudan, insanların hayatlarına da saldırıyorlar. yaralılar, ağır yaralılar bunun göstergesi! günün birinde kar etmek için doğrudan insan öldürmeleri gerekirse, yapacaklarının göstergesi!"

    buna da provokasyon diyenlere cevabım,
    (bkz: kedidir kedi)
  • anadolu grubu iğrenç glikozlu biralarından sonra bir de termik santral yapma işine mi soyunmuş ? gözünü para kazanma hırsı bürümüş bu şirketin. ayrıca görüntülerde görüldüğü kadarıyla oranın halkı bunu istemiyor. istemiyorsa yapamazsın kardeşim. demokrasi çoğunluğun ya da zenginin azınlığı ezmesi değildir. demokrasi halkın yönetimi ise halk istemiyor işte. hayata kasıt olan yerde çoğunluğun ya da zenginin lafına bakılmaz. ülke çıkarına dediğiniz şeyin alternetif yöntemleri de vardır mutlaka. onları deneyin.
  • termik santral mücadelesine destek vermeyen imamı kovalayan güzel yaykıl köylülerine ev sahipliği yapan ilçemiz.

    http://homoinsurrectus.com/…ci-imam-koyden-kovuldu/
  • ilçeye termik santral projesine orman ve su işleri bakanlığı olumsuz görüş verince çevre ve şehircilik bakanlığı da veto etmiş. proje durdurulmuş
    http://www.radikal.com.tr/…ntrale_gecit_yok-1148374
    http://www.insanhaber.com/…i-durduruldu-h20834.html

    gerzelilere buradan hem tebrik ediyorum, hem de "geçmiş olsun" diyorum. zafer, bu yörenin güzel insanının olmuştur.
  • yazlık evime 40 km mesafedeki şahane ilçe.

    en son geçen sene yine temmuz ayında gittim. 20-25 bin nüfuslu küçük bir ilçenin metropol godamanlarına meydan okuyuşunu görmenin hazzı bambaşkaydı. ilçeyi adımladıkça karşılaştığım pankartlar büyük keyifle okudum. gayet dikine, dümdüz mesajlar verenler olduğu gibi daha önce benzerini görmediğim yaratıcılıkta olanları da vardı.

    ve pankartların büyük çoğunluğunda isimler vardı, kimisinde birey kimisinde kurumların şirketlerin isimleri. aleni biz buradayız ve size karşıyız diyorlardı.

    eşimle limanın hemen üstündeki çay bahçesine oturduk. kahvelerden sonra dondurma istedi eşim, bafra dondurması haricinde dondurmayla aram pek yoktur, eşimin ısrarıyla 2 dondurma söyledim. o an, istanbul'da hatta coğrafyanın büyük çoğunluğunda yaşanamayacak bir şey yaşadık.

    "abi, dondurmanın kapağını verirseniz 2.'den para almayız..."

    mekan neredeyse bomboştu, 2-3 masadan biriydik... gerze'yi de bilirim yıllardır, memurun parası haricinde tarım haricinde geliri yok gibidir. öyle bir yerde adam zaten "market fiyatına" sattığı dondurmanın 2.'sinde de promosyon uygulatıyordu. ha diyeceksin işini zaten algiday'la halleder, biz gittikten sonra da alırdı kapakları o masadan; boşverelim zaten küçük hesapları; mesele birkaç lira değil mesele adamın gönül zenginliği...

    sonra limana gittik, 4 büyük takımın renkleriyle bezeli duvarları gördük. bize, yani beşiktaş'a ağır torpil vardı, belki de bizim tribünden birilerinin eli deymişti grafitiye...

    bir gün yaşamayı hayal ettiğim güzel ilçe...
  • çocukluğumun ve bütün yaza dair hayallerimin şekillendiği, her zaman gitmek istediğim tek yer olan, karadenizimin biricik, şirin mi şirin ilçesi..

    orada asla üzülmez insan, asla ağlamaz ve durulmaz. insanları sıcacıktır, geceleri saatlerce yürüyebilirsin sokaklarında, kız kıza.. bir kişi bile dönüp bakmaz. sarhoşları bile kibardır gerze'min. şapkasını çıkartıp, sana yol verir kaldırımlarında kimi zaman.

    sıcacık insanları, yangın evleri, çeşmeleri, denizi, kedileri ve basket potaları ile mükemmeldir şirin gerze'm.

    basket potaları derken, yukarıdaki ilk/orta öğretim okullarının bahçelerindeki potalardan bahsetmekteyim. zira hayatının bir dönemini her genç orada mutlulukla geçirir.. o potalarda basketbolu sever ve sonrasında da basketbol oynamaya başlar.

    denizi sinop merkezin denizi kadar olmasa da güzeldir, yüzülesidir..

    hele hele arkadaşlıkları.. bir tane anıyı bile unutamazsın. belki ilk aşkı orada tadarsın.
    aslında yaptığın herşey orada daha anlamlıdır.

    hep orada kalmak, yaşamak ve hatta yaşlanmak istersin ama eninde sonunda bu kalabalık şehre dönmek zorundasındır.

    üzücü olan budur evet, ama gerze hep oradadır! bunu bilmek insana ayrı bir mutluluk verir. bilirsin ki bedre' de gene denize gireceksindir, değirmenler'e koşacaksındır yavaş tempo..

    mahvetmeyin gerze'mi. termiklerle, nükleerlerle bu güzelim şehri yok etmeyin!
    çünkü bizler yaşamak istiyoruz..
hesabın var mı? giriş yap