• senelerdir bunyede tasidiginiz sinuzit sahibi iseniz eger
    pek agrili pek sancili gecer, uzun surer, surundurur.
  • muz,kivi,nar,armut,elma,bal,süt ve üzerine ceviz ile muthis karisimin yardimiyla atlattigim enfeksiyon.
  • (bkz: grip)
  • bütün gece uyutmayan burun ağrısı, tıkanıklığı, akıntısı ve boğaz ağrısıyla kendini gösteren barındığı bünyeyi sevmediğinde her türlü uyuzluğu yapabilen hastalık türü.
  • ilk salanın belli olmadığı bir çeşit salgın.
  • adını tribal enfeksiyon olarak değiştirip yeni ürettiğim tıp terimi
  • (bkz: usye)
  • insanoğlu için sağlık stopajı gibi bir şey. asırlardır biliniyor ancak hala kesin olarak kurtulamıyoruz bu, tipini siktiminin influenza virüslerinden. hayır, virüsün kendisi de sırf gıcıklık olsun diye çizgisini koruyor ya, ona sinir oluyorum. şey gibi, duracell'in yıllardır sıradan çinko karbon pillere göre 10 kat daha uzun ömürlü olması gibi. çok kötü şartlarla kombine olabildiğinde öldürebiliyor, ki bu bildiğin karaktersizlik, kaymak yemecilik. bak ebola virüsüne, kendi işini kendi yapıyor, efendi bir galerici gibi adeta. ama flu, öldürmeyince süründüremiyor bile. en fazla, insanı tuvalet kağıdı rulosuyla gezdirmek ve iğrenç hissettirmek dışında bir numarası yok. adamı sinir etmekten başka bir işe yaramıyor. aylardır öpmeyi beklediğim insanı öpemedim bu, şerefsiz enfeksiyon yüzünden. iki, bilemedin üç günden sona erecek bu naçiz bedenimdeki varlığın. yatırdın da ne oldu yani? böyle amaçsız evrimleşen tipler görünce ayar oluyorum ben. ne gereği var?
  • bu sıfat tamlamasındaki "gribal" sözünün nereden geldiğini çözemedim. ingilizce değil; fransızcadan mı geldi yoksa biz mi türettik?
hesabın var mı? giriş yap