890 entry daha
  • dün stresli bi şekilde dispatch'in azarlamasını beklerken adam sadece bana "çarşamba bırakıcan galiba di mi?" diye sordu. ben de thumbs up emojisi attım. ne cevap vereceğimi bilemedim. mutlu oldum ama cool takılmaya çalıştım.

    normalde salı sabahı yani bu sabahtı teslimat. şimdi çok rahat bi şekilde yarın teslim etcem. ilk gün 500, ikinci gün 700, dün 1000 mil sürdüm. geriye kalanı da bugün bitircem. ama 4 günde bunu herkes yapar. 3 günde yapmam gerekirdi ama işte bünyem el vermiyor, yapamadım.

    dün missouri'de fena yağıyordu. bugün kentucky'deyim yine yağmur var. camlar tertemiz oldu. böcek leşleri temizlendi. tabiat işte. yaşıyorsun, öldürüyor; ölüyorsun, yıkıyor gidiyorsun. tıpkı bizim hayatımız gibi böceklerin de hayatı. onlarda kendimi görüyorum. hep bir çaba, hep bir hareket sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi. ve sonra ansızın, hiç hesapta yokken, hiç beklemedikleri bi anda, tam da iştahla bi şeyler kemirirken ya yağmur yağar, suda boğup öldürür onları; ya insan basar üstüne farkında bile olmadan ezer geçer bu insan benzeri küçük canlıları.

    iki dakikada bir ruh halim değişiyor. iki dakika ne kadar şanslı olduğumu düşünüp mutlu oluyorum. sonra hemen kendime karşı çıkıyorum. annemi hatırlıyorum. üzülüyorum, şanssızlığımıza üzülüyorum. sonra buna da karşı çıkıyorum reyna'yı, brittany'yi; ne bileyim o orospuyu, bu orospuyu sikmiş biri şanssız sayılmaz diyorum. böyle böyle zaman ilerliyor.

    mesut aradı dün. son aradığında 2 saat 47 dakika konuştuk. mesut'u seviyorum. iyi çocuk. o da olmasa pek kimsem yok. her gün hayatla tek başına mücadele etmek çok zor. çoğumuz yapıyoruz bunu ama bu durumun zor olduğu gerçeğini değiştirmez.

    mesut hayat dolu. evle uğraşıyor, arabayla uğraşıyor, kızlarla uğraşıyor, arkadaşlarıyla uğraşıyor. hep bir uğraş içinde. sürekli allah'ı ve islam'ı sorguluyor. ancak müslüman olmaktan asla vazgeçmiyor. bana küfredip duruyor dinden çıkarıcam onu diye. kimseyi dinden çıkarmak gibi bi derdim yok. dinsizliğin hayrını görmedim. din iyi bi şey ama yalan. yalan da iyi bi şey, gerçek fazlasıyla kötüyse. zaten din de o yüzden iyi işte. gerçek, fazlasıyla kötü diye.

    şimdi onu evinden çıkardılar. iki haftalığına. tadilat var. ben durduk yere niye otel parası ödüyorum diye isyanlarda. site yönetimiyle kavga edip duruyor. istediği şey de çok makul bi şey. "bana tadilat ihtiyacının neden doğduğunu yazılı bi şekilde verin" diyor sadece. site yönetimiyse cevap bile vermiyor artık ona. belge alabilse sigortaya gösterecek. bir ihtimal sigorta bu durumda otel masrafını karşılar diye ümit ediyor.

    geçen de önündeki arabaya dokundurdu. $800'a tatlıya bağladılar. $3 bile masrafı yok dokundurduğu arabanın da, işte, dokundurdu bi kere.

    bazen benimle evlenme hayali kuruyor. vatandaş olmak için. uzun telefon konuşmalarımızı aşkımızın delili olarak sunarız diyor.

    bazen sinirlerimi zıplatıyor. kadın düşmanı gibi söylemlerde bulunuyor. aslında çok benzeşiyoruz ama bardağın boş tarafına bakıyor.

    şimdi mesela ben de kadınlardan uzak duruyorum. sadece orospularla ilişki kuruyorum. orospu olmayan kadınlarla pek bir iletişimim kalmadı. çünkü ne onlar beni anlayacak, ne ben onları anlicam. boşuna zaman kaybı. sinir harbi. onlar için de, benim için de. durum böyle olunca ben kadınları seviyorum.

    yani sadece orospularla muhattabım ve onlar da harika kadınlar. tam istediğim gibi: para, çikolata. türlü entrikalar, akıl oyunları yok. düz hesap, $100 getir, bir saat vajinayla takıl. harika. şimdi hal böyle olunca ben kadınları öve öve bitiremiyorum.

    mesut ise orospu olmayan kadınları tavlayıp yatağa atma derdinde. bütün dating app'leri var adamın telefonunda. yaşıtlarından ümidi kestiği için kendinden 10 yaş büyük kadınlara iş atıyor. sonra onlarla buluşuyor, yediriyor içiriyor, gezdiriyor tozduruyor. benim orospuya harcadığımın 3 katı para harcıyor. neticede yine sekse ulaşamıyor. "akşam size veya bize gidelim"'e gelince konu aşağı yukarı bütün kadınlar "dur daha tanışalı kaç gün oldu ki" diyorlar. "iki buluştuk hemen yatağa atma peşindesin" reaksiyonu veriyorlar. mesut da çıldırıyor. arıyor beni "reis, kadınlardan nefret ediyorum" diyor. sonra başlıyoruz tartışmaya.

    ben diyorum "kadınların ne suçu var? vermek zorunda mı? çok istiyosan al bak bi sürü orospu var" diyorum.

    bana diyor ki "asıl sen kadın düşmanısın" diyor. "kadınları seks objesi olarak görüyorsun" diyor. e sen de öyle?! yani kadınlar seks objesi zaten. erkekler de seks objesi. kadınlar, erkekler için; erkekler de kadınlar için seks objesi. böyle olmak zorunda. bundan niye gocunuyor insanlar anlamıyorum. keşke kadınlar beni dildo olarak kullansa amk. her gün başka bi ama sokup çıkarsalar beni keşke. tamamımı.

    amına koduğumun yerinde kertenkeleyi mi seks objesi olarak kullanalım, napalım yani? e damacanayı seks objesi olarak kullandık işte, noldu? "sapığa bak sapığa" dediniz. kediye köpeğe koyuna keçiye hallendik, ayıplandık. napalım amk? kendimizi mi sikelim? valla yetişse sokucaz götümüze onu da yapıcaz. gene biz sapık olcaz ya neyse.

    ya birader, bu sik her sabah kalkıyor. bu sik kalktı mı öncelik bu siki indirmek oluyor. otuzbir çekerken de kadın hayal ediyoruz amk, yine seks objesi oluyor kadınlar yani.

    aga herkes seks objesi. herkes. gücenecek, gocunacak bi şey yok. asıl, seks objesi olarak görülmüyorsan sıkıntı var demektir. götüme benziyosun ki seni seks objesi olarak görmüyolar. götümü de seks objesi olarak gören yok çünkü. niye? çirkin de ondan.

    neyse efendim sonra saatlerce "allah var mı, yok mu? ölünce nolucaz?"

    "sertankapu var mı?" diyorum. "sertankapu ne?" diyor. "tanrı" diyorum "amk, benim tanrım". "siktir git" diyor. e allah'ın yokluğunu ıspatla dersen, ben de sertankapu'nun yokluğunu ıspatla derim. böyle bi mantık olabilir mi amk ya? o zaman götümüzden bin tane isim uyduralım, "hadi yokluklarını ıspatlayın" diyelim.

    ölünce yok olmamızı aklı almıyormuş. lan o kadar belgesel izliyon, gezegenler yok oluyor, sen kimsin ki yok olmican? koskoca balinalar, filler, aslanlar, kaplanlar yok oluyor. senden eksik canlılar mı? hepsi harkulade yaratıklar. ama onların yok olması normal. götü boklu mesut yok olmamalı.

    ***

    kelly, whatsapp'a profil fotosu koydu. sık sık story de atıyor. iyi böyle. bu bahaneyle bağımı koparmam. arada iletişimimiz olur.

    paula'yla bi şey yazışamicam artık. çok naz aşık usandırdı. rahatsızlık vermiim kıza. mazatlan'a yolum düşerse yazarım. yoksa waste of time.

    şunları yazdıktan sonra ölüm bir kez daha çok tatlı gözüküyor gözüme. şu yazdığım şeylere bak. şu uğraştığımız şeylere bak amk. gülsen, komik mi? ağlasan, değer mi? ölsek de siktir olup gitsek, kurtulsak diyorum; adam diyor ki öldükten sonra yok mu olucaz? ulan yok olalım zaten. bitsin bu işkence. bok var sonsuza dek sikik sikik şeylerle oyalanıp duralım istiyor adamlar ya.
  • bügün ciddi düşündüğüm ilişkinin sonlandığı birgün oldu ve beni biraz üzdü çünkü saygısızca bir ayrılış oldu. tekrar barışma ihtimalimizi tamamiyle ayrılma ihtimalinden bir tık daha yüksek görüyorum ama tekrar barışsak bile eskisi gibi ona asla güvenmeyeceğim.

    bugünkü ayrılış konuşmasından sonra barışmak için çaba sarf etmedim çünkü sabah markette beni aptal yerine soktu ve sonrasında normal bir şeymiş gibi davrandı o yetmezmiş gibi öğlen yemekte de özellikle arasının iyi olduğu bir erkeğin masasında oturup yemek istedi ve sonrasında niye o masaya geçip yemeğe müsade etmediğimi sorguladı aslında şu an bile bu iki olayı anlatırken çok sinirlendim

    evet ayrıldık kısa bir süre zor geçecek ama sonra her şey eskisinden daha güzel olacak. düşüp baktığımda bu ilişki bana çok şey öğretti tekrar asla yapmayacağım şeyler öğrendim
hesabın var mı? giriş yap