hayata dair iç burkan detaylar

• hayat bazen insanı yerin dibine çeker.
  çırpındıkça daha da batarsın.
  sanki, yerçekimi seni yukarı çıkarmamak için var gücüyle çalışır.
  kurtulmak için ne kadar mücadele edersen et, bazen her şey boşuna gelir.
  
  iyiysen iyidir her şey.
  senin elindeyse, dünyada her şey yerli yerinde görünür.
  ama bir bakmışsın, en güvendiğin eller seni yarı yolda bırakmış.
  bir zamanlar sımsıkı sarıldıkların, şimdi seni ilk terk edenler olmuş.
  ardından diğerleri de birer birer kaybolmaya başlar.
  
  bir noktada, her şeyin anlamını yitirdiğini hissedersin.
  dostlar gider, sevgililer ayrılır ve kendini koca bir kara delikte kaybolmuş gibi bulursun.
  
  o zaman anlarsın ki,
  dibe vurmanın bir sınırı yokmuş.
  ve düştüğünü görenler, sanki sıraya girip sana bir tekme atmak için bekler.
  kimi acımasızca,
  kimi sessizce vurur.
  peki, hangisine dayanırsın?
  hangisini görmezden gelebilirsin ki?
  
  bu karanlıkta debelenirken,
  ağlamak,
  isyan etmek,
  ya da çekip gitmek istediğin olur.
  ama hiçbirinin çare olmadığını anlarsın.
  çırpınmak boşuna.
  belki de tek yapabileceğin, bu gerçeği kabullenmek.
  en acı şeydir bu.
  her şeyin yalan ve boş olduğunu kabul etmek.
  artık neye güveneceğini bilemezsin. yine de bu anlamsızlığın içinde bir şeyler aramaya devam edersin, çünkü başka seçeneğin yoktur.
  
  ama işin kötü yanı, ne bulursan bul, sonunda yine aynı karanlığa dönersin.
  bir türlü kurtulamayan bir döngü gibi.
  hayat, bazen böyle acımasızdır.
  yalnızlık,
  yalan ve hayal kırıklığı,
  sanki hayatın değişmez gerçekleri.
  ne yaparsan yap, bu döngüyü kıramazsın.
  
  belki de tek çare, bu karanlığı kabullenmek ve içinde kaybolmaktır.
  çünkü;
  eninde sonunda, insan kendine kalır.
  ve belki de insanın en büyük gerçeği budur.
  yalnız doğar,
  yalnız yaşar
  ve sonunda yalnız gider.
  hayat devam eder, ama bazen insanı yere sermek için.
  geride kalan tek şey,
  bu sonsuz boşluğun ortasında ayakta kalmaya çalışmaktır.
  
  “sağım yalan, solum yalan.
  giden yalan, dönen yalan.
  döndüm baktım dünya yalan.
  senin gibi, senin gibi.”