• "ha sen heyecan içiiiiiiiiiiiiiiiiiiin" demek, mesela.

    bir ilişki heyecan "ile" başlar, "için" değil.
  • hemen bir hastanenin kardiyo servisine gidilir. hemşireye rüşvet verilerek 1 doz adrenalin 1 doz atropin alınır. ufak bir iğne ile heyecanı kaybeden bölgeye uygulanır.
  • sırtına binilir ve bir çubuğun ucuna nutella tüpü bağlanarak onun önüne doğru tutulur*. sonra dörtnala tüm avrupa dolaşılır, ardından seyahatin getirdiği mutlulukla tüm tatsızlıklar unutulur.
  • sevgiliyi şaşırtmak iyidir. ilişkiyi canlı tutar. o halde söyleyin bakalım: sevgilinizi nasıl şaşırtırsınız?

    iğne şekilli çam yaprağıyla kulağını huylandırırım.
    plajda gözlerinin içine bakarak denizanası yerim.
    yere düşürdüğüm kumandayı ayak parmaklarımla alırım.
    salona girdiğinde çok ani bir biçimde eşofmanımı indiririm.
    yıldönümü randevumuza kuzenimi gönderirim.
    onu çalıştığı yerde sincap kostümümle ziyarete giderim.

    (bir cenk erdem uncat'i)
  • s.ktirip gitmesine izin verin. bi şey olmaz ondan artık.
  • - heyecanimi kaybettim...
    + o degil de, sayisal loto'yu tutturdum ben...
    - aa gercekten miii?
    + bir an heyecan yaptın itiraf et
  • (bkz: nanik)
  • heyecan enjekte edilir.
  • gerçekten sevmiyordur, sizi hayatını paylaşabileceği biri olarak değil de eğlenceli zaman geçirebileceği biri olarak görüyordur o yüzden hiiiç gönlünü yapmaya kalkmayın hatta önce siz ayrılın, dımdızlak ortada kalınca anlar heycan nasıl kaybediliyormuş.. çünkü artık yeni birileriyle yeni heycanlar yaşamak istediğinden size sıkılıyorum monotonsun diye bin bir türlü naz yapacak siz de durumu nasıl düzeltirim diye 40 takla atacaksınız ve yeni birini bulduğu anda o size tekmeyi basacak siz de vahh verdiğim emekler diye dövüneceksiniz, terkedilme sonucu değişmiyor yani bari uzatmalara bırakmayın işi ayrılan siz olun..
hesabın var mı? giriş yap