• galatasaray üniversitesi hukuk fakultesi tarih dersinde bir ogrenciye inanılmaz bir ayar vermiştir;
    ilber hoca derste bir makale okumaktadır. okulun eğitim dilinden dolayı makaleyi fransızca olarak okumaktadır. ancak oğrencilerden biri hocanın yavaş okuyo olmasına dayanamayarak atılır: "isterseniz ben okuyayım hocam daha hızlı ilerleriz..."
    ilber hoca kitabi kıza uzatır; kitap almancadır ve ilber hoca eş zamanlı olarak fransizcaya çevirerek okumaktadır.
  • bilkent universitesinde hukuk tarihi dersi verirken sinavin ortasinda arkadasinin kagidina bakmaya calisan bir ogrenciye "oglum neden ona bakiyosun o senden daha gerizekali" demisligi vardir.
  • nasıl makbul tarihçiyse, 12 eylül kenan evren referandumunda hayır demiş, darbe sonrası istifa etmiş, chp genel başkanına tarih bilmiyor diye ayar vermiş, akp'ye başkanlık sistemi olmaz, nah kurarsınız yeni türkiye'yi demiştir.

    toptan süper zeka lan bunlar, bildiğin kendilerinden olmayan herkesi makbul görüyorlar.

    makbul olan, 2014'te ve hatta şu anda ulusalcılara karşı işid destekçisi akp'yi daha kabul edilebilir bulanlardır, böyle ad hominemlerle kendinizi rezil etmenize gerek yok.

    (bkz: birgün gazetesiydi değil mi)

    makbul olan, habertürk'te yandaş basında yancı olabilir diye yükselen, radikal'de türkiye ekonomisinin kötülüğünden bahseden ekonomistler atılırken sosyalist kontenjanında köşe verilen sonra transfer edilen ve bu transferden ne güzel diye bahsedilenlerdir.

    (bkz: sırrı süreyya önder)

    makbul olan, biz başbakanı yedirmeyiz diye ağlayan toprak ağası siyasetçilerdir.

    (bkz: tayyip bey'in başkanlığını destekleriz)

    makbul olan solun devlet projesiyle ihale edildiği, basında bu yönde propagandası yapılan harekettir. düşünün chp liderinin bırakın yayınının, telefonla demecinin gösterilmesinin yasaklandığı yerde bu hareketin temsilcileri en iyi yerlerde yazı yazdı, program yaptı. yağcı sunucularla zor soru yanıtlamadan partilerini övdüler.

    (bkz: alo fatih)
    (bkz: halkların demokratik partisi)

    bunu yazan adam bir de yetmez ama evetçilere ulusalcıların laf etme hakkı yoktur diye utanmazlık yapmıştır.

    bu yaptığınız şımarıklıktır, artık o kadar azıttınız ki insan yargılayıp makbule karar verme hakkını kendinizde görüyorsunuz, ar damarınız çatlamış.

    bunu diyen adam da yasin börü'nün başını ezen hareketin milliyetçi olmadığını yani yaptıklarının ideolojiler üstü bir helallikte olduğunu iddia etmektedir. kafayı yemiş bir şövenistten başka bir şey beklememek gerekir.

    adam nasıl olur da ilber ortaylı hapis yatmaz diye hesap sormuş, hapis istiyorsanız size makbul olmadığı için dtp'nin desteklediği davalarda yalçın küçük'ü verelim? kaç sene hapis yattı adam?

    bu adamların derdi hak filan değil, güç ve gücü uygulayacak konumda olmak.

    insan ölürse, askerse hakkında tek kelime yazamazlar. 2 kişi ensesinden vurulur ölür ama kötülük sorunu vardır, ondan suçlu olan yine başkasıdır.

    dincilerle kolkola girerler, solcuyuz derler, dincilerin iktidara gelişinden ve parti devlet kurmalarından yine hapislere atılanlar sorumludur.

    hapse girmediniz, kolay yaşadınız derler, millet sakık'ın iddialarıyla kurulan davalarda senelerce hapiste kalır, kanser olur. ondan verelim? erol manisalı yeterince makbul mü sence?

    kanser hastasını hapse atmaya çalışırlar. kadının ömrünü kısaltırlar. (bkz: türkan saylan) o sayılır mı?

    defalarca hapse girmiş, işkence çekmiş, hapisten çıkan ölüme gidenleri yazalım? (bkz: ilhan selçuk)

    daha niceleri var. senin partin bunlar olurken ne diyordu? bu dava daha da genişlesin. sakık ne yapıyordu? gizli tanıklık.

    gözünü sevdiğimin dünyasında adamların devletleri kurulsun diye türkiye cumhuriyeti rejim değişikliği yaşadı, batılılar türkiye'yi islamcılara teslim ettik, iyi halt ettik. ne yaptık biz diye söyleniyor. gelen cevap ne? makbul.

    o kadar şövenistsiniz ki, ırak,suriye'de sadece petrol kuyusuna bekçi kürt devleti kurulsun diye milyonlar öldü hala makbulden bahsediyorsunuz.

    https://syria360.files.wordpress.com/…/03/after.jpg

    bu yaptığınız sonradan görme çocuk şımarıklığı.

    debe sonrası edit: örneği verilen hapis yattı diye övülen adam ne demiştir? (bkz: kürtler milliyetçi olmalıdır)

    şimdi bu insana milliyetçilik yancılığı haklı ancak ortaylı darbe karşıtı olduğu halde milliyetçi olduğu için kötü ve aydın değil.

    "“sen kürt olarak kendi haklarını savunmak durumundasın. kürtler bu bölgede kendi kendini yönetim hakkına sahip olmalı. eğer sen kendi kendini yönetirsen türkiye de bu süre içinde demokratikleşebilir. ama senin kürt olarak ‘ben türkiye’yi demokratikleştireceğim’ gibi bir çaba içerisinde olmaman gerekir.”
    “dünyadaki ulusal kurtuluş hareketlerine bakalım. örneğin filistinli araplar israil devletini demokratikleştireceğiz diyorlar mı? 60’lı yıllarda vietnam’da abd’ye karşı savaşan vietnamlılar hiçbir zaman amerika’yı demokratikleştireceğiz dediler mi? cezayir’deki mücadelede cezayirliler hiçbir zaman fransa’yı demokratikleşeceğiz dediler mi? kendi ülkelerini kurtarmanın yolunu aradılar.”"

    2014'te tam bu kafayı yaşadık. sözlükte hdp yancıları, laiklik otoriter bir yönetimle gelmiştir, değeri yoktur o yüzden diyordu. kısacası, yaptığımız pazarlıklarda önceliğimiz hedeflerimizdir, parti adında demokrasi olabilir ancak bizi ilgilendirir.

    şimdi böyle siyasetin yancısı, ismail beşikçi'yi kullanarak milliyetçilik yeriyor aklınca. bu tutumla tatava yapma bas geç, kampanyasına ikinci parti nerede varsa basın dediğimizde hakaretler ettiler, yaftaladılar insanları. ne zamanki işid ekim'de ayn el arab mıdır, kobane midir company midir oraya gitti, aniden farklı refleksler vermeye başladılar.

    gezi'de ulusalcılar vardı, aniden kobani için sokak eylemleri makbul oldu.

    tutarlı olmak gerekir.

    bu, kısaca elini göstermeden karşıdakini fikren yormak ondan sonra ne dersek makbul olur kafasıdır. aynısını akp 2007'den sonra basın aracılığıyla yaptı.

    elinizde ne gibi çözüm önerileri var, bilmiyorum ancak başlıktaki girdiler sizin yaptığınızın kaçak güreşmek, yani çözüm önerisinden bahsetmek yerine, istedikleriniz için ortam sağlamak olduğunu anlatıyor. çözüm önerisi ile gelin, kafa ezecek kadar şövenizmle değil.

    bunun dışında insani olarak bunu söylemek sorumluluğumuzdur. bu kutuplaşmanın ben birilerinin kardeşliği ya da sağduyu ile çözüleceğine inanmıyorum. göreceğiniz üzere açıkça söylenmeden ya da üstü kapatılmaya çalışılarak da olsa, kürt milliyetçiliğinin her istediğine onay vermeyen ya da onlar gibi bakmayanlara karşı öfke hakim ve bu öfke durmadan kendini yenileme safhasında. bu uğurda gerçeklerin bile önemi yok, insanlar karalanabilir ve diyet istenebilir.

    ama keşke öyle olsa. keşke sorunlarımız sağduyu ile ve insanlık kötü seçeneğe yönelmeden çözülse.

    ulus devletler öfkeyle kurulur. osmanlı'dan ayrılan balkan devletlerinin mutlaka öfkeye dayalı osmanlı'yı suçlayan bir kuruluş temeli vardır.

    yine de söyleyelim, bu derece öfke, bu derece yargılamaya heves, bu derece suçlama iyi değildir. bu kutuplaşma kimsenin yararına olmaz. hepimizin geleceği için daha makul söylemlerde bulunmalı, daha vicdanlı olmalı, insanları kırıcı şekilde konuşmamalıyız.

    petrol ekonomisi dünyada sınırlı ömrü olan bir kavram, en azından mezopotamya'yı ilgilendiren kısmı öyle gösteriyor. iki nehrin arası kanla yıkanmasın artık.

    rica üzerine edit: (bkz: sivil örümceğin ağında)

    (bkz: 15 temmuz 2015 danıştayın gezi parkı kararı)

    yeni bir döneme giriyoruz sanırım. en azından bu sefer yalandan ilke kasmayın.
  • bugün bir sabah programında söyledikleri;

    "okullarda zorunlu dün dersi verilmeli, çabuk unutuyoruz."

    "kemiği kırdırırsan herkes orayı tekmeler."

    "herkes ımmanuel kant gibi dünya meseleleri hakkında derin düşünecek değil, aklına uygun ilk çözüme sarılıverir."

    "cehaletin eyleme geçmiş hali çok tehlikelidir"

    "dünya ikinci endüstri devrimini yaşıyor. biz de çirkin inşaatlar yaparak ayakta durmaya çalışıyoruz. "
  • "türk politikacılarının en büyük hatası, ömürlerinin kısacık bir döneminde büyük ideallerini gerçekleştirmek istemeleridir. avrupadaki politikacılar ise büyük ideallerini gelecekte gerçekleştirilebilir kılmak için çabalarlar". sözü ile türk siyasi hayatını tek cümleye sığdırabilme yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir.
  • bu adama ''çok kibirli'' diyen gerzekler var. affedersin ama sen mi olacaksın kibirli lan at siki.
  • evet, put yaptık kendisini, tapıyoruz. hadi yiyorsa gel yık bakayım o putu? hatta siz çömezler kesmezsiniz, ustanız gelsin yıksın mümkünse.

    adamın cv'sini yazdırmaya kalksan yazıcının mürekkebi biter, gelmiş lisede tarihten çakmış 20 yaşındaki sidikli bebe laf saydırıyor. hadi lan oradan!
  • nodel ödüllü yazarımız orhan pamuk'un bir kitabında kullandığı şu cümleyi:

    "imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu."

    şöyle yorumlamıştır:

    "bir kere namazın saati olmaz, vakti olur. saat ayrı, vakit ayrı bir kavramdır. camilerde balkon yoktur, minarenin şerefesi vardır. ezanı da imam okumaz, müezzin okur, o da şerefeye çıkmaz, içeriden okur. bu örnekle de sabittir ki kişiler kendi içinden çıktıkları toplumu bilmeden bir şeyler yapmaya çalıştıklarında doğru şeyler yapmazlar, yapamazlar."

    kaynak: http://www.milliyet.com.tr/…6/11/23/yazar/asik.html
  • akp'nin "her ile havalimanı" politikasınının aynısını eğitim sektöründe "her ile üniversite" olarak uygulamasının sonucunda üniversite ismiyle dandik liseler kurulduğuna ve üniversite okuma kapasitesi olmayan ama iyi bir zanaatkar veya meslek erbabı olabilecek gençlerin üniversitelerde harcandığına dair ve genel olarak üniversiteler ve meslek eğitimi konusunda şu muhteşem saptamaları yapan kişidir:

    "dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. böyle şart olur mu? ille de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz. bir üniversitenin üniversite olabilmesi için her şeyden evvel laboratuvar ve kütüphane lazım. var mı bunlar? en merkezdeki üniversitelerde bile yok. iyi bir üniversite için iyi öğretim kadroları gerekir... iyi bir üniversite için medeni eğitim ve yaşamı sağlayan kampus gerekir. bunlar olmadan üniversite olmaz.

    türklerin yanlış bir anlayışı var: herkes üniversiteye gider. hayır. herkes üniversiteye gitmesin. herkese tabii ki kara cehaletten kurtaracak bir eğitim verirsin, herkese iş yapacak bir eğitim verirsin, zanaatçı olur, başka bir şey olur. ama herkesi üniversitede okutamazsın. aynı ananın babanın üç çocuğu birbirine benzemiyor. bu bir vergi... siz yetenekli bir çocuğun bulunduğu bir yeri, öbürüyle dolduramazsınız.herkesin üniversiteye gitmesinin acısını tadacaklar. müthiş paralarla okuyanlar, iş bulamayacaklar, ancak daha basit, daha pratik dalları öğrenmek için de geç kalmış olacaklar. çok hazin şeyler bekliyor türkiye'yi. her çocuk bürokrat olmak istiyor, genel müdür olmak istiyor, savcı olmak istiyor. oysa iyi bir marangoz, iyi bir tesisat tamircisi, iyi bir elektrikçi çok daha önemlidir. herkesin hekim ve göz hekimi olması şart değil. optik alanında çalışan ustalar çok daha önemlidir. herkesin üniversiteye gitmesi demek şu demek: genç yaşta öğrenilecek bir dolu meslek varken oyalanmak demek. bu kadar işletmeciyle ne yapacağız, çok merak ediyorum. bu kadar çok sosyologla ne olur çok merak ediyorum. liseden sonra herkesi tarih fakültesine yollamanın manası nedir?"
  • hocaya belki bilmiyordur diye bir anekdot anlatmaya çalışıyorlar, hoca anlatılan anekdottaki yanlışları düzeltiyor. işte öyle bir şey.
hesabın var mı? giriş yap