964 entry daha
  • bu yaz barcelonaya gitmek istiyorum fakat hiç bir şekilde vize başvurusu bulamıyorum... mecburen aracı acentaya ekstra para mı ödemek zorundayım? ilk defa schengene başvuracağım. barcelonada arkadaşım yaşıyor, kalıcak yere para vermeyeceğim. başka ülkeden de alınabilir fakat gir-çık yapmam lazım.. çok kararsızım
  • aşağıda bol keseden kestiğim ahkamlarin çoğu yanlış görünüyor. uyaran, katkıda bulunan arkadaşlara teşekkür ederim. bir aylık bi süre için bu kadar genel konuşmam salaklıktı.

    1. ateist oranı abartılı olmuş
    2. bazı markalar katalan degil galiçya orijinliymis
    3. misafiri seviyorlarsmis, ikinci gidişimde teyit ettim.
    4. pirinçlerinin glisemik siksioku sifirin altında 7 değilmiş
    5. iş saatleri, eğlence gibi konular benim sınırlı gözlemlerimi yansıtır
    sampiyonlar liginden iyi aksamlar nikli gringoya teşekkür ederim

    ülkede obezlik nadiren görülüyor, yaşlı nüfusu mesele şu anda, kimsenin ölmeye niyeti yok. balık ve zeytinyağı, biraz da günü yaşa mottosunun iliklerine işlemesi ömürlerini uzatıyor olmalı. acayip geveze insanlar, gürültücü ve güler yüzlü. franco'nun otuz küsür yıllık dikta yönetimi hemen her kesimde bir travma yaratmış, ispanyolların çoğu dinden, kiliseden nefret etmiş, ateizm neredeyse yüzde doksanlarda. hırslı insanlar değil, dükkanları geç açıp erken kapatıyorlar, yüzün üstünde fiesta, festival şenlik var ülkenin her yerinde. sosyal hayatlarında bizi dehşete düşürecek cinsten noktalar var: hasta ziyareti yok, bana da bulaşır korkusu taşıyorlar, sanırım veba ve kolera salgınlarının dehşeti burada bir geleneğe dönüşmüş, bir hafta falan geçtikten sonra ziyaret eden var. bırakın bir arkadaşı annenizin evine bile çat kapı gitmeniz şok etkisi yapar, bir gün önceden ya da sözleşmeden ev ziyareti yapmanız hoş karşılanmaz.. dert dinlemezler, bizdeki gibi bir durum yok. misafirlikte fazla takılmak acayip canlarını sıkar, yediniz içtiniz, tamam, siktirolun artık. uyuşturucu kullanımı çok yaygın. alkolizm yükseliyor. federatif yapı bir nevi bölünmüş bir ülke manzarası gösteriyor. katalanlar zaten ruhen ayrı, bask ülkesi, keza yine öyle. 19 yönetim birimine ayrılmış ülkede ellinin üstünde vilayet var. herkes kendi şehrinin marketingini yapıyor. turizmin artı değeri korkunç, bizi yüze katlarlar. mutfakları öyle abartıldığı kadar değil, bu konuda türkiyenin eline su döken olamaz ama biz de pazarlama tanıtım acınası durumda. paella dedikleri glisemik endeksi çok düşük bir pirinç çok yeniliyor ve sağlıklı. tapas atıştırmalık geleneği çok yaygın, ayaküstü karınlarını doyuruyor. spor kültürü ve sağlıklı yaşam tarzı çok gelişmiş. klişe olmuş 3f f olgusu ispanya için bir gerçek. futbol asla sadece futbol değil. devasa bir sermayenin yanında federal devlet ve şehirlerin değer savaşları haline gelmiş. real madrid kralın ve krallığın değerlerini taşıyor. bu bakımdan sağcı ve gelenekçi. bascelona katalanların milli takımı. 9-0 lık hezimeti asla unutmayan katalanlar her el clasiko zaferinden sonra günlerce bayram yapıyor. ispanyolları hiç sevmiyorlar. atletico madrid, valencia solcu cumhuriyetçilerin takımı, atletico bilbao basklıların sesi. iç savaş ülkede gerçek bir travma yaratmış. binlerce insan kaybedilmiş. franco yönetimi çok acılar çektirmiş bütün ispanya'ya. şu an bu herifin isimini tüm ülkeden silmeye çalışıyorlar, okul kitaplarından tutun da franco ismine kadar. ispanyollar neşeli insanlar, mesela bir portekizliler böyle değildir, onlar da acayip bir melankolik hava var. dali, picasso, unamuno, cervantes, ortega y. gasset.. düşünür ve sanatçı bolluğu var ülkede. kirli ( pasaklı ) isabel , karlos kinto, güzel filip, bilge alfonso tarihlerine acayip bir damga vurmuş. vizigot izleri silinmişken roma her yerde, endülüs geleneği de dillerinden mimarilerine kadar her yere sinmiş. on bine yakın arapça sözcük girmiş ispanyolca'ya... bu adamlarin hiç acelesi yok. manyana, deyip işin içinden çıkarlar. kavga bile etmezler. sonra hallederiz, sabaha bırakırız gibi bişey. o yüzden işler yavaş yürür. manyana. bu gün git yarın gel! cebeli tarık ingilizlerin bölgesi ve tam bir kara para aklama noktası. dünyanın her yerinden yeni milyarderler buraya geliyor ve dakikalar içinde ingiliz vatandaşı oluyorlar. jet set turizmi gırla. holywood ünlülerinden tutun da dünyadaki birçok ultra zenginin evleri bu ülkede. ispnaya zeytinde dünya birincisi. almanların 'bizim köyümüz', dediği bir ülke. zaten çoğu buradan ev almış durumda, yazlık olarak kullanıyorlar ispanya'yı. kadınlar... gördüğüm kadarıyla hoşlar, zarifler ama bizim kezbanlar çok daha güzel. sigorta ve bankacılıkta acayip gelişmişler. katalanlar tekstilde bir numara zara, mango, bershka... ispanyollarla inebahtıdan sonra yollarımız ayrılmış. neredeyse dört asır tık yok. 1928 de mustafa kemal atatürk ispanya kralı filip'e ( tam da hatırlamıyorum, filip değilse düzeltiniz lütfen ) mektup yazar ve ünlü şairimiz yahya kemal beyi de elçi olarak madrid e yollar. kral, yahya kemal' e çok güzel bir rezidans tahsis eder. o meşhur 'zil, şal, gül' şiirini yahya kemal ispanya da, endülüs'te yazar. zamanı çoktur. gezer, tozar... ancak iç savaşa doğru yine ilişkiler zayıflayacaktır. türkleri pek sevmedikleri söylenir, bi dükkanda tipime bakıp fransız, belçika, alman, rus ..diye saydıran kıza el turko deyince yüzü ekşidi. yavaştan bu algının değiştiği de söyleniyor. ilk aklıma gelen bunlar. 2017 ekimde katalonlar biz ayrılıyoruz diye refaranduma gittiler. bı halt olmadı. cepleri ağzına kadar dolu ve artık buraya kadar, diyorlar. basklılar malum. ispanyayı nasıl bir gelecek bekliyor, bilemiyoruz.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap