• seviyesini belirlemek için birçok değişik yöntem olan programdır.

    sağlıklı olayım bana yeter diyorsanız müzik ve spor kanallarını izleyin.

    kasların ortaya çıkmasına gerek yok, ben hissedeyim yeter diyorsanız yandaş aile kanalları gibi belirli periyotlarla haber yapan kanalları izleyin. özellikle sundukları yarışma programları ve yayınladıkları diziler, antrenmanlar arasında çok hoş bir boşluk bırakacaktır. bu sıralarda sizde oluşturacağı pikolojik zulüm ile birlikte biriktirdiğiniz enerjiyi, haber bültenlerinde rahat rahat atabilirsiniz.

    eğer ben çok kaslı olacağım, devamlı yapışık v-yakalı tişörtler giyip her ortamda tişörtümü çıkarmak için bahaneler bulacağım diyorsanız yandaş haber kanallarını izleyin. ilk günler zorlanırsınız, ama antrenmansız da kalmazsınız. zaten bir süre sonra bağımlılık da yapar, beyniniz de uyuştuğundan dolayı yaptıklarınızı sorgulamaz hale gelirsiniz.

    uzun zaman sonra gelen edit: herhalde ilk entry ucmus, okudum okudum anlayamadim ne demek istedigimi. anlayan biri varsa aciklarsa sevinirim.
  • kas yapmak için en etkili program başlığına neden siyaseti karıştırdıklarını anlamış değilim, ama eskilerden benimde kas yaptığım için bir kaç önerim veya kurallarım olabilir başlığa geçersek.

    birinci kural: spor bu kaslanmanın yüzde otuzunu oluşturur. beslenme ise, inanmasanız da, yüzde yetmişini oluşturur. bu yüzden ne yiyip içtiğimize çok dikkat etmeliyiz.

    ikinci kural: eğer biraz tombiş iseniz, hemen kaslanmaya geçebilirsiniz, ama yok eğer cılız ve zayıf iseniz önce biraz kilo almanız gerekir, çünkü kaslanmak demek, vücuttaki yağ hücrelerini kas yapmak demektir. ve eğer zaten yağ hücreleriniz az bir miktarda bulunuyorsa, fazla etkili olmayacaktır bu kaslanma. hatta sağlıklı da olmayacaktır.

    üçüncü kural: bol bol proteinli yemekler (mesela yumurta, beyaz et, ceviz ve fındık vs.) yiyip az bir miktarda karbonhidratlı yiyecekler yiyin (sabahları ve öğlenleri). protein kas hücrelerin büyümesine yardımcı olur, karbonhidrat ise yağ hücrelerin. ama vücudumuzun yine de sağlıklı olması için karbonhidratlara ihtiyacı olduğundan biraz da olsa karbonhidrat içeren besinleri de tüketmeliyiz.

    dördüncü kural; haftalık program yapın. mesela pazartesi günleri göğüs, çarşamba günleri popo, bacak, cuma günleri karın ve kol egzersizleri gibi bölüşüm yapın.

    beşinci kural: iki veya üç gün ard arda egzersiz yapmayın. çünkü kasların aşağı yukarı bir gün dinlenmeye ihtiyaçları var büyümeleri için. bu yüzden birinci gün antreman yaptıktan sonra ikinci hatta üçüncü gün de devam edersek, kaslarımızı çok fazla yormuş oluyoruz ve kaslarımız büyümüyor.

    altıncı kural: egzersizlerden sonra bir bardak süt içmek kasların daha çabuk büyümesine ve daha fazla yağ hücrelerin küçülmesine yol açar. çünkü bol protein içerir süt.

    yedinci kural: oranlama ve tekrarlama ayarlayın. mesela üç oranlama ve yirmi tekrarlamayla pazımızı antreman yapabiliriz.

    sekizinci kural: gelelim en etkili programa.
    öncelikle vücudumuzun kasları bir çok kaslara bölünmüş olmasını bilmemiz lazım. her kasın büyümesi için ayrı ayrı yöntemler vardır.
    başlayalım bazı önemli kaslardan. mesela pazı; pazımızın büyümesi için en etkili program dambılı sıkıca elimize alıp, omuzlarımızı ve üst kolumuzu hiç kıpırdatmadan sadece alt kolumuzu doksan dereceden ve bize bakan avuç içimizle kendimize doğru getirip, sonra geri doksan dereceye düşürüyoruz. kolumuzu kendimize doğru hareket ettirmemiz bir saniye sürmeli. sonra bir saniyede alt ve üst kolumuzun birbirine yakın durmaları sürmeli ve en sona da bir saniye de alt kolumuzu tekrar üst kolumuza doksan dereceye getirmek sürmeli.

    triseps kası için ise kolumuzu düz doğru yukarıya dik tutabiliriz. elimizde dambıl var tabiki. sadece alt kolumuzu hareket ettiriyoruz yine. bu alt kolumuz kafamızın arkasında doksan derecen biraz daha fazla aşağıya doğru hareket etmeli, ama üst kolumuz olduğu gibi dik durmalı. burdada bir saniyede kolumuzu indiriyoruz, bir saniye öyle kalıyoruz ve bir saniyede de tekrar doğrultuyoruz.

    karın kasları için bildiğimiz sıradan crunch yapabiliriz. yani yerde sırt üstü yatıyoruz, ayaklarımız yerde, bacaklarımızın arasında ki açı doksan derece. ellerimizi kafamızın arkasında koyuyoruz ve vücudumuzla dizlerimize doğru çekiyoruz. başka bir versiyonu ise vücudu dizlere doğru değil de bir kere dizlerimizin sağ tarafında, bir kere de dizlerin sol tarafına çekmektir.

    bacak ve popo egzersizi için önce dik durup, sonra bir bacağımızı öne uzatmak gerekir. yani ayaklarımızın arasında bir, bir bucuk metre ara olması lazım. sonra ön bacağımızla öne doğru eğiliyoruz ve dizimizde doksan derecelik açı oluşuyor. bunu yirmi otuz kere tekrarlıyoruz sonra öbür bacağı öne uzatıp, tekrarlıyoruz. başka bir alternativ için yere yan yatıp bir bacağımızı vücudumuza doksan derece oluşturacak şekilde yandan uzatıyoruz. ve burdada bir saniye uzatıyoruz, bir saniye öyle kalıyoruz ve bir saniyede geri indiriyoruz.

    verdiğim bilgilerin işinize yaramasını diliyorum.
  • dövüş et. kavga çıkar. garip geliyor ama değil. boksörleri düşün. hiçbirisi gözlük takmaz mesela.

    olay tamamen yediğin yemeğin ne için kullanıldığıyla alakalı. oturduk sofraya, söyledik iskenderimizi. başladık yemeye. günlük enerji ihtiyacımızı karşıladık bitti. ee daha tabakta bir sürü et var. mis gibi pideler var. onları da yedik tabii ki. e peki bu son yediklerimiz ne olacak? bunlar attı. artanların hepsi de sçılmaz, günah. bişey yapmak lazım. artık bizlik bir şey yok. bunlarla ne yapacağına vücut, karar verecek?

    vücudumuz, yaşadığımız hayatı düşünerek bizim için en güzelini yapmak üzere tasarlanmıştır. o zaman senin hayatına bir bakalım. senin ne çeşit bir güzelliğe ihtiyacın var acaba?

    akşam yatıyorsun, sabaha kadar yataktasın zaten. oh. sabah kalkıyorsun servisine, arabana oturuyorsun işine gidiyorsun. yakalar hep beyaz tabi işe varınca oturuyorsun bilgisayarın karşısına. akşama kadar da öyle çalışıyormuş gibi yapıyorsun. sonra gece tekrar yatana dek de çeşit çeşit başka oturmalarla geçiyor zamanın.

    e şimdi bu periyoda bakan vücut ne düşünür? benim neye ihtiyacım var der? tabii ki "bana koskocaman bir göt lazım." der." çünkü ben sürekli onun üzerinde yaşıyorum. öyleyse bu artan yemekler tez yağ yapıla, yumaşacık ama ihtişamlı bir göt inşaa edile." demez mi? evet bulduk işte, senin güzel bir göte ihtiyacın varmış.

    ama mesela böyle yapmasan, sabah işe giderken trafikte onunla bununla dalaşsan. öğlen tatilinde çıksan en yakın parkta ona buna sataşsan... akşamları yemekten sonra sokakta nara atsan. mutlaka bir hayırsever çıkar. en çetininden kavganızı edersiniz. dayak bile yesen. (ki o götle azını yüzünü patlatacaklardır.) işini görür. vücut bir dahaki yemekten artanlarla "dur ulan bir kısmıyla da kas yapayım. çok kötü vuruyor ibneler. bana çok lazım oluyor bu kaslar" diyecek ve kas yapmaya başlayacaktır.

    spora gitmek, mekik çekmek falan hep boş. sen bunları yaptığında aslında vücudun kavga ediyorum sanıyor. o yüzden de kas yapıyor. işin sırrı cenk etmekte.
hesabın var mı? giriş yap