• küçükken anne ve babamla bir aile dostumuzu ziyarete gitmiştik. onlar terasta otururken ben de misafiri olduğumuz evin zengin kütüphanesinde zaman geçiriyordum. terastan bağırışlar geldi. okuduğum kitaba dalmıştım. akdeniz'de bir batık araştırması hakkında bir şeydi. annem odaya geldi. boynundaki eşarbı çekerek eliyle derdest etti. babam peşinden kapıda belirdi ve gidiyoruz dedi. tartışmanın ne olduğunu ve sertliğini bilmiyordum ama kendimi o batığa kadar ulaşıp oksijen tüpündeki hava bitmek üzere olduğu için yüzeye çıkması gereken bir dalgıç gibi hissettim.
    bir daha o kitabı göremedim. aile dostumuzla aramız düzeldiğinde (bir yıl sürdü küslük) kitaplıkta adını hatırlamadığım o kitabı aradım. içimde bir sırra, gizli bir hazineye ulaşmak için sandık anahtarı arar gibi aradım. aradan geçen 25 yıldan sonra dünyada bilinen tüm batıklar hakkında okudum. belki de o sürtüşmenin duygusunu o batıkla birlikte derinlere gömmüş olmalıyım. bu yüzden kitabı ve bahsi geçen batığı hatırlayamıyor olabilirim fakat emin olduğum her kitabın insanı kaşif yaptığı.
    duyduğunuz sesler azalıyor, derin sulara dalıyor ve gerçek dünyanın kederinin size erişemeyeceği bir kabukla örtülüyorsunuz. bazı anılar, yüzeyden size ulaşırken dalgaların gücüyle ufalıyor. huzurlu bir uyku gibi geliyor, yaz gecesi esen meltem gibi.
    işte kitabın kapağının altındaki giz. seni dünyadan koruyor, bilmekle ve bilmemekle koruyor. hatıralardan oluşuruz...
  • naçizane bir okur, koleksiyoner ve sahaf olarak yıllardır "kitap", "kitapçılık" , "kütüphane", "yazı" ve "okuma" hakkında kitaplar topluyorum. elimde olanların bir kısmını aşağıya liste olarak atayım da belki bu konularda merakı olanlar ilgilenebilir:

    1-"okumanın tarihi", alberto manguel, yapı kredi yayınları
    2-"okuma günlüğü", alberto manguel, yapı kredi yayınları
    3-"gezgin, kule ve kitapkurdu", alberto manguel, yapı kredi yayınları
    4-"kitaplardan kurtulabileceğinizi sanmayın", umberto eco - j.c. carriere
    5- "yazar ve cenneti - kütüphaneci 30 büyük yazar", angel esteban, alakarga yayınları
    6- "`kitaplığımı yerleştirirken kitap koleksiyonculuğuna dair bir konuşma`", walter benjamin, sub yayınları
    7 - "entelektüelin kütüphanesi", hermann hesse, era yayınevi
    8- "okuma uğraşı", akşit göktürk, inkilap kitabevi
    9- "kitap", necip asım yazıksız, iletişim yayınları
    10- "yasak kitaplar", bülent habora, habora yayınları
    11- "yazının hikayesi", hasan ali ediz, doğan kardeş yayınları
    12- "yazı kitabı", carl farulmann, iş bankası yayınları
    13- "eskiçağda yazı malzemeleri ve kitabın oluşumu", prof. dr. nuray yıldız, türk tarih kurumu
    14 -"medeniyet tarihinde kütüphaneler", tahir harimi balcığlu, büyüyen ay yayınları
    15- "bir nadir kitap destanı", hans peter kraus, müteferrika yayınları
    16 - "türkiye'de yayın hayatı", istanbul ticaret odası
    17- "sahafname", emin nedret işli, kırmızı kedi yayınları
    18- "türklerde kütüphanecilik", mustafa yazıcı, milli eğitim bakanlığı yayınları
    19 - "kitaplar, kütüphaneler", muharrem mercanlıgil, doğuş matbaacılık,
    20- "kitapla ilgili fıkralar", şefika mercanlıgil, doğuş matbaacılık
    21- "kitapla ilgili özlü sözler", çiğdem mercanlıgil, doğuş matbaacılık
    22- "türkiye'de kitap koleksiyonerleri ve sahaflar ", rifat bali, libra kitap
    23- "yayıncının el kitabı", datus c. smith, türkiye yayıncılar birliği
    24 - "book finds - how to find, buy and sell used and rare books", ian c. ellis, berkley publishing
    25 - "türk kitap tarihi", alpay kabacalı, cem yayınevi
    26 - "kitaplık" , lydia pyne, ithaki yayınları
    27 - "yazı - insanlığın belleği", georges jean, yapı kredi yayınları
    28 - "kitap kıyımının evrensel tarihi", fernando baez, can yayınları
    29 - "kitabın evrimi", orhan öcal, iş bankası yayınları
    30 - "kitap yayıncılığının evrensel tarihi", ışıl çobanlı - erdönmez doğu kitabevi
  • "kitaplar ölüleri canlandırmaz; bir budalayı akıllı, bir aptalı zeki yapmaz. zekayı canlandırır, biler, keskinleştirir ve bilgi açlığını giderir. ondan sessizlik istediğinde dilsizdir; konuşturmak istersen eğer bir hatip olur. kitap sayesinde, bir ay içinde, bir uzmanın ağzından bir yaşam boyu öğrenemeyeceğin kadar şey öğrenirsin ve bu yüzden bilgiye borçlanmış olmazsın. kitap seni iğrenç insanlarla düşüp kalkmaktan ve aptal, anlayışsız insanlarla ilişki kurmaktan kurtarır. gece gündüz, hem yolculuklarında hem yerleşik bir yaşam sürerken itaat eder sana. gözden düşersen eğer, kitap sana gene hizmet etmeye devam edebilir. sana doğru ters rüzgârlar esmeye başlarsa, kitap sırtını dönmez. öyle bir zaman gelir ki kitap, yazarından üstün olur."

    (bkz: nasreddin tusi)
    (bkz: nasirüddin tusi defteri)
    (bkz: kalender yayınevi)
  • yazmak ve okumak arasındaki köprü gibi sanki.

    "kitap en iyi arkadaştır" derler, herkes duymuştur bunu. oysa kitap yalnızlaştırır insanı, kitap okumasaydım, ne işim vardı burada, mahallede akşama kadar sokakta şark kurnazlığının inceliklerini öğrenen çocuklar, serseri dediğimiz eli kitap görmemiş adamlar, şimdi hayatı yaşıyorlar, biz ucundan iki satır okumaya başladık diye, hayatı ırgalamaktan, hayatı yaşamaya vakit bulamıyoruz.

    'oku'yla başla'ymış, oku bir başlangıç değil kâmil, cehennem lan bu coğrafyada bir şey okumak.

    yazmak hele. fenafillah bekaillah.

    peki köprü? "3. köprü, 5. köprülü, vardı ya lan hani şu köprüyü yapan hükümet."
  • valla
    ister sahafta yıpranmış,
    ister d&r'dan dünya paraya, varaklı, gofreli, laklı, 200 gr kuşe kağıda birinci sınıf baskılı,
    ister biryerlerden araklanmış,
    ister korsan tezgahından eksik sayfalı,
    ister fakülte kütüphanesinden aşırılmış,
    ister e-kitap okuyucusunda epub formatlı,
    ister ipad'de jpeg,
    ister yazarından ıslak imzalı,

    hangi biçimde olursa olsun
    açıp okuyun da
    nasıl okursanız okuyun.
  • 2012 yılında tüm dünya üzerinde toplamda 7 milyar kitap basılmış. bu 7 milyarın 3 milyarını tek başına japonya basıvermiş. ondan sonra adamlar niye zeki niye teknolojide ileri diye dövünüyoruz. evet japonya dünya'da en fazla kitap basan ve okuyan ülke. helal olsun diyorum.
  • "en iyi kitaplar, onları okuyanların kendilerinin de yazabileceklerine inandıkları kitaplardır. tek başına iyi olan doğa, tümüyle tanıdık ve ortaktır."
    (pascal, "risaleler")
  • garip bir şekilde her kitabın zamanı var gibi insan için. bir kitabı ne kadar çok isterseniz de bir türlü denk getirip okuyamıyorsunuz, araya farklı kitaplar giriyor veya kitaba ısınamıyorsunuz o zamana dek veya başka başka sebepler. sanki hepsinin bir zamanı var gibi.
  • iplikle tutkalla tutturulmuş selüloz istifi.

    o biçimiyle isa'dan sonraki ilk yüzyıllara dayanıyor. pahalı şey. latince codex deniyormuş. ondan önce kitap doğallıkla tomarmış: iki oklava arasına sarılı bir parşömen ya da papirüs. latince volumen deniyormuş. volvere'den geliyormuş ki "dönmek, sarmak, sarmalamak" gibi anlamlara geliyor. "vals"ten "vulva"ya, "revolver"den "revolution"a kadar birçok sözcüğün kökeni. eski yunancaya geri çevirsek "gyros", ileri türkçeye çevirsek "döner" olur.

    codex'in volumen'den temel farkı okurun metin içinde uzun atlama yapmasını sağlaması, okuduklarına ve okuyacaklarına erişimini hızlandırması, kısacası okurun eline daha güç vermesi. telefon rehberi ya da sözlük tomar olmaz. bugün bilgisayardaki "scroll" komutuyla izlenen tomar mantığında okunan metnin bütünlüğünü oluşturmak da kolay olmuyor, bilgisayar ortamındaki sınavlardaki paragraf soruları kağıt üzerindekilerden zorlu oluyor.

    gene de tomarın kitap karşısında bir-iki üstünlüğü yok değil: ayraca gerek bırakmıyor, okuru metnin hızına tabi kılıyor. bu bakımdan kitap okumak plak dinlemek gibi, tomar çevirmek kaset dinlemek gibi. tomarın ucundaki iki oklavanın dönüşü kasedin makaralarının dönüşü gibi necati:

    "sen durup raks idesin karşuna ben boynum eğem
    ine zülfün koca sen sîm-berî döne döne
    ka'be olmasa kapun ay ile gün leyl ü nehâr
    eylemezlerdi tavaf ol güzeri döne döne"
  • ''insanın kitapla kurduğu ilişki hastalıklı: bir cümle okuyorsunuz ve durduk yerde, o güne değin tanımadığınız bir derdin sahibi oluyorsunuz.'' *
hesabın var mı? giriş yap