836 entry daha
  • #145211288
    #145937582
    #148440774
    #151248974
    #152044634

    haziran ayı için mesaj atan iki kitap severe istediği birer kitabı hediye edeceğim.

    edit: biri gitti biri kaldi.
    edit2: ikicinsi gitti.

    gelecek ay gorusmek dilegiyle.
  • sanılanın aksine çok zor bir hediye. alan için de veren için de. alması çok zor, neyi beğenir? acaba okumuş mudur? okurken sıkılır mı? gerçekten okur mu? senin önceden okumuş olman güzel olur ama gerçekten şart mi, okumadığın kitap hediye edilir mi? vs. vs.

    hediyeyi alan için de zor. hediye olarak kitap verdiğiniz birinin sırtına 300-500 sayfa yüklüyorsunuz. en iyi ihtimal 5-8 saat. uykuya yenik düşmeden, tam konsantrasyonla şöyle böyle 1 hafta mesaiden sonra ona aldığın hediyeye kendisini ayırmasını istiyorsun ondan. hele türkiye gibi okuma alışkanlığı olmayan bir toplumda ne büyük bir yük değil mi, üstelik hediye adı altında. kim bilir hediyeyi alan en son ne zaman bir kitap okudu? 3 ay önce, 6 ay önce, 1 yıl, 3 yok?

    neyse özetle kitap hediye olarak alması da vermesi de zor bir konudur.
  • o kadar güzel bir hediye ki. ama hediye olarak kitap almayı düşünen yok çevremde. çok üzücü
  • dün sürpriz biçimde, en güzelini yaşamış olduğum eylem. ne güzel.

    ege sanat dergisi vasıtasıyla tanıştığım sevgili hülya soyşekerci hocam, yaklaşık iki ay kadar önce görünmez bir kaza geçirmiş ve bacağı alçıya alınmıştı; şu anda bastonla yeni yeni yürümeye başladı. ben de kendisine bir geçmiş olsun ziyaretinde bulunma isteğimden söz etmiştim, o ise aylardır eve kapalı kalmaktan sıkıldığını dile getirerek açık havada buluşalım dedi, ‘tamam’ dedim; ‘ama bir şartla; benim misafirim olarak, sizi ben ağırlamak istiyorum.’

    14:30'da sevinç pastanesi'nde buluşmak üzere sözleştik, ben de biraz erken gelmiştim alsancak'a, hadi dedim bir kırmızı kedi kitabevi'ne uğrayayım ve torunu için birkaç kitap bakayım.

    çocukken beni en çok mutlu eden şey kitap hediye edilmesiydi, sevinçten havalara uçardım; eh, babaannesi kitap yazarı olan bir miniman'imizin de kitaplarla arkadaş olmaması düşünülemez değil mi?*

    işte bu düşüncelerle, yaşını da göz önünde tutarak (4 yaşlarında olduğunu düşünüyordum, 3 çıktı) bol resimli cd ile birlikte bir ingilizce hikaye kitabı ( peter pan) , bir de japon kağıt katlama sanatı ile ilgili (bkz: origami) türkçe bir kitap seçtim, anne babası ile birlikte yapabileceği, eğlenceli ve öğretici bir aktivite olur düşüncesiyle.

    o sırada telefonum çalmış ( 14: 00 civarı), baktım hülya hocam. o da erken geldiğini, birkaç metre ilerideki yakın kitabevi'nde olduğunu, yağmurdan üstünün başının biraz ıslandığını, bu durumda rahatsızlanmaktan çekindiği için planladığımız biçimde uzun uzun oturamayacağını ve eğer hala çıkmamışsam başka zaman buluşmamızı öneriyor. ‘yok ‘dedim, ‘burnunuzun dibindeyim ben de, kırmızı kedi’den yeni çıktım*. ‘minnok o zaman buraya gel, seni görmeden gitmek de istemem, içime sinmez’ deyince soluğu komşu kitabevinde aldım.

    selamlaşma ve hoş beş muhabbetin arkasından kendisine torunu için aldığım hediye paketini uzattım, çok çok mutlu oldu. bir baktım, batının en hızlı silah çeken red kit'i gibi kendisi de bana bir poşet uzattı, içinden de yazarı olduğu ve adıma imzaladığı birbirinden güzel üç kitabı çıkmasın mı? hiç beklemediğim bu jest karşısında ne diyeceğimi bilemedim, bunu düşünmüş olması bile çok güzel, çok mutlu olmama neden.

    biz kitap'tan, murat şahin derlemesi ile çıkan '' pasaport'tan kordon'a'', heyamola yayınlarından '' bornova'dan gün rengi sayfalar'' ve sıcak nal yayınlarından '' hayaller ve harfler'' isimli eserleri.

    kitap hediye etmek ya da kitap hediye almak, her ikisi de çok değerli, en özel, en güzel paylaşımlardan. zenginlik.
  • ilkokulda şeker portakalı'nı bir arkadaşım hediye etmişti. yılbaşı çekilişi içindi sanırım. çocuk aklı insan daha farklı bir hediye almayı bekliyor. sonra yıllar geçtikçe kitapların ne değerli olduğunu ve ne kadar güzel bir hediye türü olduğunu anladım.
  • okumayan insana etmeyin. bi de değer verdiğiniz insanlara hediye edin. yıllar evvel bi kıza hediye etmiştim, içine de çok ufak bi yazı yazmıştım, böyle sayfaların ucunda ufacık bi şeydi. okusaydı muhakkak görürdü ve bana sorardı, çünkü okuyup okumayacağını test etmek için yazmıştım ve hiç sormadı. bu da okumadığını gösterdi bana. o gün o kızın benim gözümde değeri sıfırlandı.
71 entry daha
hesabın var mı? giriş yap