• bir ikilem.

    madem kriz var neden avm'ler dolu ?
    sorusuna getiriyor bizi.

    ekonomimiz 2012 yılından itibaren, maalesef inişe geçti.
    meşhur gezi olayı cereyan ederken, ülkemizde karambole gelen bir karar açıklandı.
    abd merkez bankası birliği, kısaca fed, bir açıklama yaptı.
    dedi ki 3-4 trilyon dolar bastık, bu sayede mortgage krizinin etkisini en aza çektik, ama şimdi bu paraları geri toplayıp yakacağız.
    işte bu hayati açıklamayı köpük yapıp boğdular sığlıklarda, dikkatli gözler ilk defa o tarihte kur atağını fark etti. gel gör ki bu olayı da geziye bağlayıp devreyi kestiler.
    yine o günlerde iyi ekonomistler, bugünleri öngördü, biraz araştırın yeter ki...

    o güne kadar basılan bu paralardan en çok borcu kim kullandı tahmin edin ?

    hem de yatırım değil, lüks amaçlı, arap misali yağı bol bulunca...

    ***

    şimdi avm'lere gelelim.
    1- avm dediğimiz yerlere insanlar bakınmak için gidiyor. alışverişten çok vakit öldürmek.
    2- mc donalds, burger king, starbucks, nero gibi firmalar avm içinde,
    bir hamburger yemek bir kahve içmek için avm'ye giriyor insanlar.
    3- şehrin içinde park gibi oturmak, spor yapmak için kamusal alanların sayısı azaldığı için insanlar hava almaya dışarı çıktıklarında park yerine avm tercih ediyor çünkü adım başı bir avm ile karşılaşıyorsunuz.
    4- yazın serin, kışın sıcak. sokakta yağmur altında, yazın sıcakta pişmekten iyidir.
    5- türkiye'de çalışabilir nüfus bu başlıkta açıklamıştım.
    türkiye'de 83,5 milyon+4 milyon suriyeli nüfus var.
    toplam nüfusun 28-30 milyonu çalışıyor. geri kalan 50 küsur milyon insanın daimi bir işi yok, can sıkıntısı için avm'ler birebir.
    6- avm'ler dolu çünkü bedava, sinema, tiyatro gibi giriş ücreti yok.

    ***
    vatandaş neden alışveriş yapıyor deli danalar gibi ?

    çünkü para ateş gibi, cebinde durduğu her an değerini kaybediyor.

    ev, araba olmadı çiklet bile alsan kârlı çıkarsın.

    maaşı dolarla almayanın ücreti sabun misali...
    ***

    işte bu tüketim çılgınlığı bir geçsin o zaman avm'lere şöyle bir bakın derim.
    sadece avm'ler mi, esnafın hali ne olacak ?

    bu kış çok zor geçecek, gelecek kış daha da zor.
  • çünkü bugün 5 liraya almazsan yarın 10lira olacak. aslında talep biraz öne çekildi. fırtına önce hazırlık yapıyor millet
  • bugün aldığın her şey yarın alacağından ucuz. eldeki son nakit piyasaya girdi ve talep arttı. bu da zaten enflasyonu körüklüyor.
  • yüksek enflasyon sebebiyle insanlar araba, ev, mal vb. almaya yöneliyor. şartlar değişmezse, elde kalan nakit tükenince kapanan avmleri yazarsınız buraya.
  • sürekli artan kur ve saçma sapan düşünülmüş vergiler nedeniyle her şeyin yarından ucuz hale gelmesinden kaynaklanır.

    plaka takınca %5 kaybediyor diye hor görülen otomobillerin günümüzün en karlı yatırım aracına dönüşmüş olması bu tip salaklıklara en iyi örnektir.
  • eğer alışveriş yapılmazsa başka bir krizle karşı karşıya kalırız. nedir o? tabiki iş yapamayan dükkanların eleman çıkarması ve bunun sonucunda işsizliğin artması... krizler insanların parayı yastık altında tutmasından çıkar. şu anda türkiye de inanılmaz zengin insanlar var. sayıları az ama ellerinde tuttukları para 80 milyona yeter ve bu hıyarlar kazandıkları parayı harcamaya korkuyor. paraya tapan dediğimiz insanlar. bu servet o küçük grubun elinde değil de ülkede oluşturulacak olan orta sınıfın elinde olsa hiçbir sıkıntı olmaz. bir ülkede orta sınıf ne kadar çoksa o ülke o kadar gelişmiş ve güçlüdür. örneğin japonya.
  • açık hava konseptli isyerlerimiz var. yağmurda çamurda bile deli gibi alışveriş yapıyorlar. bir müşterim usenmemis saymış ve benden bir yılda 400 parça ürün aldığını farketmiş. hiçbirini de kullanmiyormuş. bunun saçmalığı üstüne konuşurken 5 parça daha aldı. başka bir müşterim de 300 tl'lik alışveriş yaptı. ödemeyi yaparken dolmuş param kalmamış dedi. bir parçasını geri alabilirim aldığınız urunlerin dedim. dolmuş parası olsun yanında diye. boşver yaya giderim dedi.

    uzun lafın kısası elbette hiperenflasyonun altında inim inim inleyen ve ekmek almakta güçlük çeken büyük bir kitle var ama tüketim bağımlısı olmuş da milyonlarca insan var. bu insanların hiçbiri de madden çok rahat insanlar değil. başka temel ihtiyaçlarından kısıp zevk için alışveriş yapan sayısız insan var.. bu hep böyleydi böyle de olacak. bu devirde iş mi kurulue diyenlere bu yüzden gülüp geçiyorum.
  • dün çok yaygın olan zincir marketlerden birine gittim. oğlum için küçük süt (200 ml.) alacağım. bir adet 200 ml. süt, rafta 2.50 tl idi. kasaya gittiğimde ise 2.90 tl olarak geçtiler. kasiyere fiyat farkını sorduğumda, elinde yeni etiketlerle dolaşan market görevlisini gösterdi ve yeni zam geldiğini söyledi. artık etiket değiştirmeye yetişemiyoruz diye de sitem etti.

    kıssadan hisse;
    anlık olarak fiyatların değiştiği piyasada, bir ürün veya hizmeti bugün almazsanız, yarın hiç alamayabilirsiniz. diğer yandan şeker ve un bulunamaması, bazı ürünlerin satışlarının kısıtlanması, paran varsa da ürün bulamayacaksın düşüncesine yöneltiyor insanları. herkes haklı olarak, yangından mal kaçırırcasına ihtiyaç duydukları ürünleri satın alıp depoluyorlar.

    edit: sn. yazar `@kara macar`, bahsettiğim küçük süt paketlerinin %10 oranında küçüldüğünü ve 180 ml olarak satıldığını söyledi. teşekkür ederim.
  • madem ekonomimiz kötü, çıkar o zaman poşetindeki telefonu. pardon pardon çıkar o zaman poşetindeki pirinci...
  • indirimler varken kedimin yaklaşık iki yıllık kumunu, en az bir yıl yetecek kadar yaş ve kuru mamasını aldım. kendim için de temel ihtiyaç malzemelerini stokladım bir yıldan uzun süre yetecek kadar. krize rağmen çılgınca alışveriş yapılıyor çünkü çok daha büyük krizler gelecek ülkeyi böyle yönetmeye devam ederlerse.
hesabın var mı? giriş yap