• teknik izahı, kas hücrelerinin etrafındaki yağın hücre zarının içine geçirilip mitokondriye gönderilmesini ve orda yakılarak enerjiye dönüştürülmesini sağlayan gıda takviyesi şeklindedir. eskiden vücutçulardan başka kimsenin bilmediği bu supplement, sektörün büyümesiyle herkese pazarlanabilecek bir gelir kapısı oldu. çünkü yağ fazlası olan birçok insan, tipik bir tüketim toplumu davranışıyla kolay yoldan, yorulmadan yağlarından kurtulma derdine düştüler. supplement firmalarının en büyük gelir kalemleri whey protein tozlarından sonra l-carnitine'lerdir. müşterinin gözünü boyayıp malını satmakta pek mahir olan firmalar da özellikle bahar aylarında karnitinlerini güzelce satarlar. yağlar erir mi peki? işte orası tartışılır.
    eğer düzenli ve etkili (baştansavma değil, bilinçli) vücut geliştirme/fitness çalışıyorsanız, idman sürenizin önemli bölümünü kardiyo teşkil ediyorsa, üstelik bu kardiyo salonla sınırlı kalmayıp dışarda da tempolu yürüyüşler/koşular ya da bisiklet kullanma aktiviteleri şeklinde devam ediyorsa (imkanınız varsa bunları salonda değil hep reelde yapın) , ne abartılı, ne çok gevşek, kısaca makul bir diyet uyguluyorsanız, evet l-carnitine yağ yakmaya yardım eder. "bunların hepsini yapsam zaten yağ olmaz bende" diyen arkadaşlarıma yanıldıklarını söyleyeyim. vücut karbonhidrat aldığı sürece yağ stoklamaya programlıdır. bunların hepsini yapsanız da, vücut her zaman bir miktar yağı stoklayacaktır. tüm bu aktivitelerdeki amaçlardan biri de zaten stoklanan yağ miktarını minimize edip, vücudun yağ oranını düşük tutup, kasların daha belirgin görünmesini de bu yolla sağlayabilmektir. "e o zaman karbonhidrat almayalım olsun bitsin" diyen arkadaşlarıma da "aman!" diyeyim. vücudun karbonhidrata da ihtiyacı var. iflas etmiş bir sinir sistemi ya da bağışıklık sistemi istemezsiniz herhalde?
    özetle; l-carnitine mucize değildir. etkisi ancak belli şartlarda ve az görülen bir gıda takviyesidir. hele kardiyo muhtevâlı bir spor yapmayanlar hiç paralarını çöpe atmasın zaten.
    sporla ve diyetle birlikte kullanana tavsiyem, tablet değil likit l-carnitine kullanmaları ve rüştünü ispatlamış yabancı markaların ürünlerini tercih etmeleridir. likit olanlarını antrenmanlardan yarım saat önce, tablet olanları 45 dk önce alın ve yüksek tempoda antrenman yapın.
  • hobi olarak yine buna para yığabilirsiniz.

    ama ben sizin yerinizde olsam antrenman öncesi acı bir türk kahvesi içerdim bunun yerine. ama yerinizde değilim, olmak da istemem zira israf günah.
  • ilk defa cumartesi günü ev temizliğine giriştiğimde kullandım sonuç harika, camları silmediğim kaldı :) . bakalım ciddi cardio da işe yarayacak mı?

    edit: sabah ictiğim kahvelerdenmiş diye uyarıldım. niye para saydık ki o kadar o zaman.
  • esasen kırmızı ette bulunan bu madde pek de iyi işler yapmıyor gibi görünüyor.

    l-carnitine ve benzerlerini kullananların bir göz atmasında fayda var. sandıkları kadar faydalı bir iş yapmıyor olabilirler: http://www.bbc.co.uk/news/health-22042995

    bağlantıdaki metin ingilizce olduğu için can alıcı kısmını özetleyeyim: carnitine (bakterilerin parçalamasıyla) gaza ve bu gaz da karaciğerde, tmao adlı bir kimyasala dönüşüyor. bu kimyasal kan damarlarındaki yağ birikimi oluşumuyla yakından bağlantılı. sonuçta bu madde yüksek kolestrol ve kalp hastalıkları riskinde artışa neden olabiliyor.

    supplement olarak kullanılmaması da tavsiye edilmiş (eğer vejetaryen değilseniz).
  • uygun şartlarda üretilip muhafaza edilmediğinde d-karnitine dönüşmesiyle kas kafalıları tahtalı köye gönderecek kimyasal.
  • hipotiroididen muzdaripseniz kilo vermeyi birakin kilo almaniza bile sebep olabilecek hede, zira t3 ve t4un hucrelere alimini bozuyor, kullanilan bilumum tiroid ilaclarinin efektifligini bozuyor, vs.. isin kotusu, zaten kilo almaya meyilli olan bu hastalar, bir noktada zayiflamaya yardim edebilecek bir suru farkli urunden medet umabilmekteler, bu noktada kutularin arkalarini, prospektusleri, icindekileri cok iyi okumakta fayda var, cunku pek cok kilo vermeye yardimci "gida takviyesi" l-carnitine de iceriyor. aman diyim.

    ha bu arada ayni sebeplerden, tam tersi sekilde hipertiroidi hastalarina da tavsiye edilebiliyormus bu meret, tabii doktorlari tarafindan ve kontrol altinda diye belirtmeye gerek bile olmamali..
  • kopek odullerinde en cok kullanilan madde. kopeklerin sagligi icin onemli birsey.
  • weider marka olanları hariç bende etki etmeyen mamül. ancak weider marka olanları efedrin ile beraber attığımda ciddi fark yaratıyor. normalde beraber geziye çıktığımız arkadaş benden daha kondüsyonlu. vitessiz bisikletle bile benden iyi yokuş çıkıyor. weider l-carnitine attığımda çok rahat fark atıyorum.

    yannız bu malzemenin çalışma prensibini iyi çözmeniz gerekiyor. maksimum verimi almak için bazı tüyolar var. mesela çalışmaya başlamadan 20 25 dakika önce yutuyorum. çalışma öncesinde sırasında sonrasında bol su tüketiyorum. kahve ile etkisi artıyor. efedrin yine etkisini artırıyor. tok karna kesinlikle çalışmıyorum. ve en önemlisiş yağ yakma enerji verme başladığında uzun süre devam ediyorum. zaten anlıyorsunuz nasıl bir enerji verdiğini. normalde 1 saat sürdüğünüz bisikleti 3 saat çok rahat sürüyorsunuz. veya koşu bandından inmek istemiyorsunuz.

    bunun yanında bir çok tanınmış/tanınmamış marka carnitine kullandım. weider gibi bir fayda görmedim. hatta sadece efedrin kullanarak daha çok fayda gördüm.

    not : efedrin zararlı bişeydir. burda o kadar yazdığıma bakmayın ciddi kalp sıkıntısı yaratabilir. sorumluluk kabul etmiyorum. özellikle efedrin atıp spor programını iptal ettiğimde kalp sıkışması stress yaratıyor.
  • bir dönem spor yaparken, daha fazla yağ yakmak ayrıca verdiği enerji sayesinde uzun antremanları daha rahat çıkartarak akabindeki yorgunluk hissini yenmek amaçlı kullandım kendisini.

    o dönemde fazla kiloları olan bir arkadaşım da benden etkilenmiş ve bunu kullanmaya başlamış. kendisi ile yaklaşık 1 sene sonra tekrar görüştük ve artık neredeyse hiç fazla kilosu yoktu.

    tam olarak bilemiyorum ama 180 cm boyunda 120 kilo bir arkadaşınızı 1 sene sonunda yine 180 cm :) ama 85 kilo olarak gördüğünüzü varsayın. o kadar çarpıcı işte. bunu sana borçluyum aslında diyerek beni de bahtiyar etti. ulan bende niye o kadar işe yaramadı anlamadım, ucuzunu mu aldık ne yaptık...
hesabın var mı? giriş yap