• orospu çocuğu firma sahiplerinin elemanların sigortalarını düşük yatırmak için uyguladığı yöntemdir.

    örneğin 3000 lira maaşa anlaştınız bu orospu çoçuğu patron sizi devlete 1.500 lira maaş alıyor gibi gösterir ve sigortanızı devlete 1.500 lira üzerinden yatırır. size de elden geri kalan 1.500 lirayı alırsınız. siz 3000lira her halükarda elinize tam geldiği için pek umursamazsınız elden aldığınızı fakat emekli olduğunuzda 1.500 lira üzerinden yatan primler kadar para alacaksınız o da azıcık birşey zaten.

    işin özeti bu (tekrarlıyorum) orospu çoçuğu patronlar sizin geleceğinizden ve devletten para çalarlar. büyük firma küçük firma hiç fark etmez kurumsal veya değil , bu hırsızlığı bir çok firma elemanlarına yapıyor.biz de 3000 lira alıyoruz sesimizi çıkartmayalım abi diyerek susup oturuyoruz. sigorta kurumlarına şikayet edin , görüceksiniz ki hiçbir değişiklik olmayacak , yine rüşvet ve gerekli yollarla işin içinden sıyrılacaklar...aşağıdaki entrylerdeki bunun normal olduğunu hatta eleman için iyi bir şey olduğunu savunan orospu çoçuklarını ayrıca sikip öldürmek lazım.şirketleriniz batsın inş.kendi bokunuzla oynayacak hale gelin amk.

    edit ; ana konuya birkaç küfür süslemesi daha eklendi. / imla düzeltmeleri
  • maaşı asgari ücretten gösterip vergi kaçıran ama hicbir cuma namazını kaçırmayan patronlarımızın şark kurnazlıklarından biri ...
  • işçiye iş sözleşmesini haklı sebeple sona erdirme hakkı verir. bu durumda işçi varsa kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, vs. işçilik alacaklarını işverenden talep edebilir.
  • yapan ibnedir net.

    bu arada yanlış bilinenler var. onları bir düzeltelim.

    şu an işe girenler kesintisiz çalışırsa en fazla 61 yaşında emekli olacaklar (o da kamu ve bağkur). daha önceki yıllarda girenler ise 60 yaşında. daha kesintisiz çalışıp da 65 yaşında emekli olacaklar sisteme girmedi. emeklilik yaşı burada yazan çalışanlar için 65 değil yani. 65 için kademeli bir geçiş var.

    ikincisi devlet %37,5 prim alıyor deniliyor. doğrudur. bu primin bazıları işçi bazıları işveren payıdır. şimdi bu %37,5'i açalım. bunun %20'si emeklilik, malulluk ve ölüm durumları için verilir. %2' si iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık için verilir. %12,5'i gss için, %3'ü ise işsizlik sigortası olarak ödenir. yani tüm primler emekliliğiniz için değildir.

    gelelim emekli olmadan ölürüz mevzusuna. sadece sizlere aylık bağlamaz sgk. hak sahipleriniz olan anne-baba, eş ve çocuklarınız siz öldükten sonra da aylık alırlar. hatta kız çocuğunuz evlenmezse ölene kadar sizin aylıklarınızı alır. yada iş kazası geçirdiniz veya başka bir sebepten çalışamayacak kadar rahatsız olduğunuz. yaşınız daha 30-35. bu durumda sgk size ve siz öldükten sonra hak sahiplerinize yine aylık bağlar. yani 5-10 sene prim yatırıp sistemden belki de 70-80 yıl (hak sahipleriniz dahil) aylık alma şansınız var.

    işte bu yukarıda bahsettiğim aylıkların miktarını belirleyen (siz ölürseniz eşiniz ve hatta çocuklarınızın alacağı) bugün adınıza yatan primlerdir. bugün üç kuruş fazla alacağım diye yarın çocuğunuzun rızkından kesilmiş olur benden söylemesi.

    bu arada bir yanlış bilgi daha verilmiş yukarıda. bir ay çift bir ay tek maaş denmiş. ondan korkmayın. sgk normal maaşa ek olarak ödenen ücretlerden de prim keser. prim kesmediği bir kaç istisna var. onlar da bugünlük konumuz değil. başka bir yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla.

    edit: dindar patronlar için gelsin:

    az yatırdığınız primlerden dolayı sigortalının emekli olurken alacağı eksik aylık, sigortalının ölümü durumunda anne-baba, eş ve çocuklarının alacağı eksik aylıklar kul hakkıdır ve sizin için haram lokmadır. hem de çok fazla insanın kul hakkı.
  • şu ülke şartlarında gayet haklı harekettir.

    tamam evet devletten ve emekten çalan patronlar çoğunlukta ama ülkede kimse devletin hırsızlığından bahsetmiyor.

    zaten 65 yaşında ölüme beş kalaya kadar çalışıyoruz. tamam gelişmiş ülkelerde de bu böyle; ama sözde sosyal devlet olan devlet her fırsatta bizi düdüklüyor ve bu vergiler bize geri dönmüyor. ben ne işsiz kalırsam doğru düzgün para alıyorum. ne emekli olduğumda ödediğim para bazında bi ikramiye alabiliyorum ne de geçtiğim yoldan gittiğim hastaneden adam gibi faydalanabiliyorum. özel sigortam bile her fırsatta beni öpüyor. böyle sosyal devlet mi olur?

    maaşım ortalama fakat varsayalım ki ben çok başarılıyım ve 10.000tl maaş alıyorum. ki biliyorsunuz böyle bi dünya yok. kısaca bu kocaman bir rüya.

    şirket benim yemek ve yol masrafım dışında devlete 12 ayda 139 348 lira ödüyor bu durumda. kısaca verdiği maaşın üzeriden bir de ekstra para alıyor devlet.

    peki benim cebime giren para ne kadar? 79 687 lira. evet yanlış duymadınız çok süper bi işveren sizin için devlete 140 000 lira ödüyor. siz 80 000 alıyorsunuz. yani 60 000 lira daha hiç kazanmadan devlet sizi öptü.

    bununla da kalmıyor. araba mı aldın kendine; 2 tane de devlete alıyorsun. eli yüzü düzgün en alt sınıf arabanın sıfırı 60 000 tl olmuş. benzin, internet gibi temel harcamalar dünyanın en pahalı seviyesinde. elektronik vergisi %18. ötv diye bi nane var devlet kendi aldığı verginin vergisini alıyor.

    şu ülkede 10 milyon işçi maaşını elden alsa; kodamanlar kadar vergi kaçıramaz. çünkü harcarken gene sike sike alacak o parayı senden devlet. adam milyon dolarlar kaçırıyor; her bokunu masraf gösteriyor. jipe binip 15 litre benzin yakıyor. ben köpek gibi verigmi kuruşu kuruşuna ödüyorum. hem kazanırken; hem harcarken!

    ayrıca büyük şirketler çok üst düzey elemanlarına bu yüzden maaş zammı yerine yan haklar verirler. çünkü onlar da bilirler ki bi yerden sonra zam yapmak sadece devlete yarıyor. o yüzden kimse gelip bana hırsızlık demesin. bu ülkede en büyük hırsız devlettir.
  • vicdansızlıktır. çünkü bu uygulama ile hepi topu çalışan başına yıllık 1000 tl civarında bir rakam tasarruf edilmektedir. eksik gösterilen maaşlar yüzünden şirket kasasında olmayan para birikir. patron, bu paranın üzerinden devlete gelir vergisi öder. sigortaya ödenmeyen ücret- gelir vergisi= yıllık 1000 tl.

    eğer kasada para birikmiyorsa:

    (bkz: naylon fatura)

    ama işte işçinin ağzından alınan her lokma tatlıdır. o lokmayı kendisi yemeyip, biber gazı alsın, allah'ın teröristlerini beslesin diye devlete vergi olarak ödese bile.
  • ülkemiz muhafazakar görünümlü çakal işverenlerin devletten vergi tırtıklamadaki en masum yoludur. bir diğeri gelir vergisinden yırtmak için yapılan zarar göstermedir.

    bunları bilmeyen zaten esnaflık yapamaz. tutanamaz.
  • elden alan kişinin emekliliğinde de eline almasıyla sonuçlanacak eylemdir.
  • bunu yapanı şikayet etmeyi gerektirir.

    maaşın yarısını elden veren, sgk'yı da tabandan gösterir. her türlü sizden çalar. sonunda da karısına ve metresine en pahalı suv'ları alır.

    ben ise, sgk'yı tam gösteririm, maaşı da en son iş günü bankaya yatırırım. bırakın günü, dakika gecikmez. o adam ve kadınlar sizin için çalışıyorsa, siz de mümkün olan en yüksek saygıyı göstereceksiniz onlara.

    ben öyle yapıyorum.

    maaşın yarısını elden veriyor diye kendi arkadaşından soğumuş, onu ihbar etmiş adamım. devletin hakkını yemeyeceksin, vergi kaçırmayacaksın, çalışanına kazık atmayacaksın arkadaş.
  • ekonominin iyi olduğunu gösterir.
    patron hem bankaya maaş yatırıyor hem de bir miktar elden veriyor.
    mesela almanya'da böyle bir şey hayal dahi edilemez. o yüzden bizi kıskanırlar.
hesabın var mı? giriş yap