• içinde "dershane olayı gezi’nin devamıdır" ve "siz kızlarınızın erkeklerle aynı sınıfta, aynı sırada kucak kucağa oturmasından nasıl rahatsız olmazsınız?"gibi korkunç cümleler geçen korkunç yazı.

    http://www.habervaktim.com/…ara-ithaf-ediyorum.html
  • okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
    biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
    karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
    okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
    bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
    bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
    birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
    kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
    fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.
  • köşe yazısından ziyade taliban'ın sokak bildirisini andıran, yobaz korkunçluğudur. korkunçtur zira kısa zaman içinde bir dinin cezalandırma sisteminin gereği olduğu gerekçesiyle; yarı beline kadar toprağa gömülüp taşlanmayı, kellesi kesilerek yada vinçlere asılarak idam edilmeyi vb uygulamaları da normalleştirme çabalarının öncüsüdür.
    korkunçtur, çünkü haremlik selamlık uygulamasının da tercih edilen bir seçenek olması arzusundan öte zorunlu olmasını şiddetle dayatmaktadır.
    korkunçtur, çünkü aşağıdaki ifadeleri barındırmakta ve buna göre bu yobazlığın toplumun % 85'inin desteğini aldığına inanmaktadır.
    korkunçtur, çünkü demokrasi, hak ve özgürlükler dediğimiz çağdaş erdemler, büyük yığınların tepkisiz sessizliğine karşın küçük bir aydın grubun acılı ve sancılı çabalarıyla vücud bulur ve yine o büyük yığınların aşağılık çıkarları ile sığ ve basiretsiz düşünce yapılarının sonucu olarak oy birliği ile vazgeçilebilir olur. halkın % 99'u da bu gericiliğe onay verse, "e halk istiyorsa yapacak bir şey yok, bu da demokrasinin gereğidir" denemez. o geriye kalan % 1 hâlâ özgürlüğün ve nitelikli demokrasinin peşinde ve çabasında olmalıdır, ve hatta bu özgürlük bilincini ve onun bir mücevher gibi titizlikle sakınılması gerektiği fikrini de, o koyun sürüsüne anlatıp aşılayamadığı için kendini suçlu hissetmelidir.

    "siz kızlarınızın erkeklerle aynı sınıfta, aynı sırada kucak kucağa oturmasından nasıl rahatsız olmazsınız? liselerde kızlarla erkeklerin birbirlerine nasıl el şakalarını yaptıklarını bilmiyor musunuz? flört ilişkilerinin liselerde başladığını bilmiyor musunuz?

    evet, bunları gayet iyi biliyorsunuz. rahatsız olmak şöyle dursun bu tip uygulamayı cumhuriyetin ilk yıllarında zorunlu yaparak milletin zürriyetini bozmak istediniz. veledizinaların artmasını arzu ettiniz. ama kalplerdeki namus duygusunu söndüremediniz. çünkü bu milletin genetik kodlarında islâm vardı.

    sadık yakut’un umudu bir gün gerçek olacak. karma eğitim sapıklığı eninde sonunda tarihe gömülecek. çünkü milletimizin en az yüzde seksen beşi karma eğitimi istemiyor. hatta chp’li seçmenlerin çoğu da çocuklarının karışık kuruşuk eğitim almasını istemiyor. çünkü bu millet müslüman’dır. namusa önem verir.

    karma eğitim âşıklarına bir teklifim var. mezhebiniz geniş olabilir. ama milletimizin mezhebi tektir. geniş mezhepliliği bu millete dayatamazsınız. sizlere bu konuda özel okullar açılabilir. orada istediğiniz gibi karışık kuruşuk eğitilebilirsiniz. bu sizin hakkınız olabilir belki. fakat müslüman milletimize bunu dayatamazsınız.

    görüyorsunuz, karma eğitim ve kızlı erkekli evlerin devam etmesi için sokağa çıkarak nara atan bir avuç kokanadan başka kimse bu sapkınlıkları desteklemiyor.

    tesettüre alıştınız. ayrı kız okulları ile erkek okullarına da alışacaksınız. başka çareniz yok. tesettür bir bütündür çünkü. biri örtüyle biri davranışla olur. örtü ile olan tesettür özgürlüğü gerçekleşti elhamdülillah. şimdi sıra tesettürün davranış boyutu olan haremlik-selâmlık konusunun gerçekleştirilmesinde.

    haremlik-selâmlık, bizim özbeöz kültürümüz ve inancımızın esasıdır. bu millet tarihte müslüman’dı, bugün de müslüman’dır ve yarın da müslüman olacak, müslümanca yaşayacaktır, inşaallah."
  • oylarını alırken iyi, dershanelerin kapatılmasına karşı çıkınca "tüh kaka, ajan, siyonist, vb..." olan cemaatten bahseden yazıdır. ne oldu bir anda ?
  • okunmaya değmeyecek yazılardan biri ;ama şu kısma takıldım.

    --- spoiler ---

    çünkü bu milletin genetik kodlarında islâm vardı.

    --- spoiler ---

    adam dinler tarihi ve antropoloji bilimini yemiş bitirmiş, hatta hatta genetik üzerine tez yazmış da kendinden bu kadar emin. genetik kodlarda varmışmış...

    bu arkadaş milletin ; türk milletinin şamanizm'den geldiğini bilmiyor gibi,hatta o türk milletinin emeviler döneminden beridir zorla islama geçirildiklerini,9 yaşında ki kızlarla evlenmenin mensup olduğu inanca göre gayette normal bir şey olduğunu vs vs...

    bu kişilerin savunduğu tek ahlak argümanı ise başkasının uçkuru...

    ama burada salaklık bende oturmuş böyle bir yazıya cevap vermeye çalışıyorum.
  • türkiye'deki eğitim sistemini russian institute zanneden zat-ı muhterremin yazdığı bir yazıdır.
  • okuyunca bir anda ufkumu açan ve 30 yıllık hayatımı bir pırasa olarak geçirmiş olduğumu fark etmemi sağlayan yazı.

    "dinin siyasallaştırılması" böyle bir şey işte; sondan başlayayım, "haremlik-selâmlık, bizim özbeöz kültürümüz ve inancımızın esasıdır. bu millet tarihte müslüman’dı, bugün de müslüman’dır ve yarın da müslüman olacak, müslümanca yaşayacaktır, inşaallah." demiş haşmetmeap.

    siyasette eğer dini öğeleri kullanırsanız ve yaptığınız her işe dini referanslar atfederseniz bunun iki getirisi vardır;

    1) yaptığınız işleri, dinin "sorgulanamaz" özelliklerinin altına daha kolay yerleştirebilir ve yaptığınız işleri daha "sorgulanamaz" kılabilirsiniz.

    2) yaptığınız işlerin yanlışlığından dolayı itiraz edenleri, "sen bana değil dine karşı çıkıyorsun ve bu yüzden kafirsin" diye itham edebilirsiniz.

    yani bir şekilde tüm icraatlarınızı "dokunulmaz" kılmanız ve muhalif olanları din düşmanı olarak göstermeniz mümkündür. "yaygara" denilen "laiklik", esasında bu tür eylem ve söylemlerin önüne geçebilecek tek şeydir ama onun da içinin ne kadar boşaltılmış olduğu ortada.

    adam açık açık "biz müslümanız ve siz değilsiniz" demiş ve bunu, dersanelerin kapatılmasına karşı çıkıp çıkmama ayrımına göre yapmış. şaka gibi. yani bu tür bir şeyin ne kadar ayağa düşmüş olduğunu görmek şaşkınlık verici; aslında bir o kadar da ufuk açıcı.

    öte yandan cemaat için de, "abd’nin ve siyonistlerin oyuncağı olmuş durumdadır. cemaatin içerisi ajan kaynamaktadır. her gizli oluşumun temsilcilerini orada bulmak mümkündür." denmiş.

    size karşı çıkan kim olursa olsun böyle itham edebilmek ne güzel değil mi ? peki diyelim cemaat abd ve siyonistlerin oyuncağı idi, o zaman 10 yıldır onlarla işbirliği içindeyken siz neredeydiniz ? bu anlamsız "düşmanca etiketleme" bir yerlerden tanıdık geldi mi ? mesela zamanında muhalifler "darbeci, ergenekoncu, cuntacı" olarak yaftalanmadı mı ?

    süper. kafanda bir düşman yarat ve ona bir sıfat uydur, sonra tüm düşmanlarını aynı sıfat ile etiketle.

    gezi olayları ne oldu peki ? gezi eylemlerine katılan insanlara ne dendi ?

    "faiz lobisi, darbeci, ergenekoncu, dış mihraklar, abd, siyonistler, kemalistler, marjinal gruplar, çapulcular, teröristler..."

    el insaf... hani yaftalama da bir yere kadar, bu kadar da ölçü kaçmaz ki. kaç farklı etiket varsa kullanıldı. bayrağını alıp sokağa çıkan yandaki komşu teyzeyi düşünüyorum. onu bir terörist olarak hayal etmeye çalışıyorum.

    şaka gibi, bu ülkede bir eski genelkurmay başkanı "terörist" diye şu an hapis yatmıyor mu ?

    gerçekten anlamıyorum, bir yerlerde bir tuhaflıklar var ama çözemiyorum.
  • yorum yapmaya tenezzül etmediğimi belirtmek için entry girdiğim yazı...hayır ama tutamıyorum kendimi,yazı evet...içinde harfler kelimeler noktalama işaretleri falan var ama çürümüşlük,aşınmışlık,kokuşmuşlukta pekala mevcut.evet herkesin düşünme konuşma özgürlüğü olmalı böceklerin bile,ama düşünün,konuşun özgür olun dedikçe panikleyip sıçmayın ortalık yere ne olur...
  • lafını bile etmeye değmeyecek birisinin yazısı.

    islamın şartı diye millete yutturmaya çalıştıkları haremlik selamlık muhabbetinin kendi uçkur sevdalarının bir tezahürü olduğunun farkına varamayan aciz varlık görüşü içermektedir.

    ahlak,edep işi öyle kızı erkeği birbiriyle ayırmakla ortaya çıkmaz. başta bu gibi aymazların önce kendi ahlaklarını sonra da yetiştirdikleri çocukların ahlaki eğitimlerini gözden geçirmeleri gerekir.

    insan karşısındakini kendisi gibi bilirmiş.

    kız-erkek diyince adamların aklına ahlaksızlıktan başka bir şey gelmiyor işte. biz bunlara halk arasında çükü beyninde yaşayanlar veya çük kafalılar diyoruz.

    bu çük kafalılar türban, tesettür diye zırlar ama yusuf'un ahlakından bahsedemezler. varsa yoksa kızı-erkeği birbirinden ayırmaktır işleri çünkü ne kendi zihniyetleri ne de tedrisatından geçenlerin zihniyeti islam diye sayıklamalarına rağmen bu erdeme ulaşamamıştır.

    neden çünkü bunlara göre; kadın hep günah nedeni. havva ile adem hikayesi olarak kuran yerine bile ecnebi kaynaklardan beslenir havva'yı günahkar ilan eder bu dürzüler.
hesabın var mı? giriş yap