• aklıma filmden bir sahne getirmiştir: tıklayınız
  • dun gece cnn'de amerikada zorla kisirlastirilmis hala hayatta olan bir adamin haberini gorunce arastirip, amerikada da bir donem uygulandigini ogrendigim akim/bilim. amerikada 2. dunya savasi oncesinde 60,000 kisi eugenics kanunlari ile zorla kisirlastirilmis. ilk kanun 1907 yilinda indiana'da onaylanmis. nazi almanyasinin, amerikadaki uygulamalar ve kanunlardan esinlendigi, adolf hitlerin amerikaya bu baglamda buyuk sempati duydugu ve bunun belgelerinin oldugu da ileri suruluyor http://www.youtube.com/watch?v=iah0ws8rtsc
  • insan neslinin iyileştirilmesini amaç edindiğini iddia eden, kendini bilimsellik sosuna bulayıp yirminci yüzyılda epey bir insana yutturan görüş. daha iyi gelecek kuşaklar yaratacağız derken aslında bir yönden de 'bu ayaktakımı üremeye devam ederse sizin çocuklar azınlıkta kalacak haa' diye insanları korkutarak epey taraftar toplamış bu görüş, hatta pek çok ülke bunu bir program olarak uygulamaya koymuş. bu programların göreceli olarak insani olanları insan artığı, hatta subhuman, gördüğü insanları kimseye sormadan kısırlaştırma yoluna gitmiş. insani sayılacak olanı bu olunca insanlıktan çıkmış olanı direk nazi almanyasının 'sakatları ve ayaktakımını' gaz odalarına göndermesi oluyor. geçen yüzyılın acılarından çıkarılmış olan bir ders varsa bireyin devletten daha önemli olduğu. tabii bunun ne derece alıgılanıp kabul edildiği ülkeden ülkeye değişse de eugenics konusunda geçen yüzyılın vahşetine dönmeyeceğiz gibi geliyor.

    yine de fikirleri, kötü fikirleri bile, ortadan kaldırmak zordur. özellikle tam genom okuma teknolojisinin ucuzlaması ile birlikte sanki eugenics başka isimler altında geri gelebilir gibi görünüyor. üstelik geçen yüzyılın aksine insanlar artık fenotiplerine etki etmeyen çekinik genlerinden de sorumlu tutulacaklar gibi duruyor.

    insan neslinin iyileşmesi fikri herkesin kabul edebileceği bir noktadan başlayabilir. tek genle kontrol edilen pek çok genetik hastalık var, üstelik bazıları cystic fibrosis, huntington hastalığı gibi yaşam kalitesini çok düşüren illetler. eğer şu son dönemde laboratuarlarda yapılan anne kanından fetus'un tüm dna'sının okunması tekniği ucuzlarsa, hamileliğin çok erken döneminde bu hastalıklar teşhis edilebilir. bu noktada eğer bir şekilde devlet 'ailesel akdeniz ateşini bir kuşakta ortadan kaldıracağız' gibi bir kampanya başlatırsa bunun büyük destek bulacağını öngörmek mümkün. ama buradan gidilebilecek yerlerde durum daha da muallaklaşıyor, aynı şekilde cücelik (en azından akondroplazi), hatta belki şizofreni bile engellenebilir, devletin bu genlere sahip çocukların da doğmasını engellemek isteyebileceği ortada. buradan 'kellik de ortadan kalksın, kepçe kulaklara hayır' durumuna giden kaygan bir zemin var.

    şu anda down sendromu için belirli ölçüde yaşanıyor bu, devlet karışmadan işin içine tabii. muhtemel down tanısı konulan fetusların %90 gibi bir oranda aldırıldığı istatistiği var. bu duruma karşı çıkanlar şu andaki duruma 'eugenics by abortion' diye isim takmışlar, karşı çıkanların pek çoğu da radikal hırstiyan tabii ki. bir yandan bu görüşteki arkadaşlar sanki ileride oluşabilecek bir eugenics hareketine karşı duran ilkeli insanlar gibi görünseler de, aslında kürtajın her durumda yasaklanmasını savunarak çok tehlikeli bir iş yapıyorlar. kişisel deneyimle söyleyebilirim, özürlü çocuk yetiştirmek çok ağır bir yük, bu yükü almak istemeyen aileye devletin yapacağı baskı devletin prensiplerini kişilerin üzerinde saymak oluyor. dini inançları yüzünden devleti üreme hakkının üzerinde hakim kılmak isteyenler yarın öbür gün aynı devlet gelip de, 'şu genleri taşıyan çocuk yapamazsın' dediği zaman çok zor durumda kalacaklarının farkında değiller. en iyisi hem kürtajı, hem de doğacak çocukların yetiştirilmesine dair kararları ebeveynlere bırakmak, başka türlüsü yine devletin despotluğuna giden yol oluyor.
  • öjeni teorisi, nazi ideolojisinde barbar ırkların, sakat ve hasta insanların toplumdan ayıklanması ve sağlıklı bireylerin hayata devam etmesini öngörür. bunu uygulamaya sokan hitler'in amacı ari ırkı olarak kabul edilen kesimin diğer ırklardan daha üstün olduğunu; ıslah ve formasyon çalışmalarıyla ''üst insan'' diye tabir ettiğimiz kavramı hayata geçirmek idi. fakat yapay öjeni bir bakıma yapay seleksiyon olmakla birlikte tamamen ırkçı bir yaklaşımdır. charles darwin'in doğal seçilim ile zaten doğal öjeni olarak tabir edebileceğimiz bir yaklaşımını hatırlayalım :

    -gelecekte, yüzyıllarla ölçülemeyecek kadar kısa bir zaman sonra, medeni ırklar neredeyse kesinlikle vahşi ırkları dünya çapında yok edecek ve onların yerine geçecektir. prof. schaaffhausen' in de belirttiği üzere, insan benzeri maymunların da soyu şüphesiz ki kurutulacaktır. böylece aradaki fark açılacaktır, zira insan daha medeni bir duruma gelecek, umarız ki sadece beyaz ırk kalacak ve maymun bir babun kadar alçalacak, böylece şu anda bir zenci veya avustralyalıyla goril arasında var olan yakınlık ortadan kalkacaktır."
  • (bkz: euthenics)
  • insanı akıl vicdan ve ahlaktan yoksun yalnızca biyolojik olarak ele alan, açıklayan yaklaşımın ürünü. insanın evrimine katkı sağlamak adı altında sakat doğan bebekleri ari ırka zarar vermesin diye öldürmek veya aşağı ırk olarak görülen ırklara soykırım planlamaktır.
    insanı sadece biyolojik varlığıyla değerlendirmek benimsediğim bir yaklaşım olmamakla beraber saygı duyulabilecek yaklaşım olabilir fakat hem insanın yalnızca biyolojik varlığını kabul edeceksin hem darwinist olacaksın yani evrimin uzun yıllar aldığını dışarıdan müdahelelerin ne kadar sıkıntılı sonuçlar doğurabileceğini bileceksin hem de böyle bir insanlık suçu na sosyal darwinizm le yakından ilişkili bu teoriyi dayanak olarak göstereceksin o zaman bu aşağılık bir tercihtir.
  • bu konuda çok hassas bir bilimadamı için :(bkz: #38242834)
hesabın var mı? giriş yap