• daha sonrasında keşke dedirtebilecek olan eylem.
    dersiniz diye demiyorum ama ihtimal dahilinde.
  • hayatı nasıl etkileyeceği duruma göre değişir. bırakmak risk. ya devam etmek? bir ömür sürecek bir mutsuzluktan kurtulmak için sonu bilinmeyen bir yola çıkma cesareti göstermektir okulu bırakmak. boklu bir yoldur. sonunda salim bir zemine çıkarsanız herkesi göt etmiş olmanın güven verici hafifliğine ulaşırsınız. işler sarpa sararsa, herkesin yitik bir insan gözüyle baktığı adam olmayı kaldıracak gücünüz olmalıdır. yoksa gidip yüksek bir apartman bulunsa yeri.
  • ''okulu bırakıcam'' her gün söylediğimiz yegane söz bunda sıkılmanın ve sınıfta kalmanında etkileri cok büyük ama ne o beni bırakabilir ne de ben onu...
  • okuldan atılmaktan iyidir. en azından kendi isteğinle bıraktığını bilirsin. kafan rahat olur.
  • dayatılan boktan sistem yüzünden artık okulu bırakmak, geleceği bırakmaktır.

    her ne kadar göt isteyen bir davranış olsa da, genelde hayatınızı cehenneme çevirecek bir karar haline gelir bir süre sonra.
    anne babanızla aranız bozulur.
    hayata kaç sene daha geç atılacağınız için ve okul belasından henüz kurtulamamış olduğunuz için kafanız da sürekli bozuk kalır.
    psikolojiniz çöker, eziklik, işe yaramazlık hissi alır başını gider.
    yaşıtlarınız hatta çok daha küçükleriniz kendi parasını kazanmaya başladığında siz hala harçlık beklersiniz.
    sevgilinizle aranız bozulur zira kendisi okulu bitirip işe girme arifesindeyken, siz hala dershanelerde sürünüyor olacağınız için, kavgalar gürültüler, ayrılmalar, aldatmalar ilişki bitene kadar hiç bitmez.

    yine de bu cesareti gösterip özgürlüğünü kovalayan insanları tebrik etmek gerek.
    okul bitirebilen fakat kendisine çizilen yoldan dışarı çıkamayan insanlardan üstün bir taraflarının olduğu kesin.
  • itu de lisans onsartlarinin dd olmasiyla beraber, beni 3.siniftan 1.sinif derslerime geri gonderen, sahane egitim sisteminin bende yarattigi suphedir. 2008 girisliyim, 3 senedir okuyorum, x muhendisligi lisans programinin yarisindan biraz daha azi bitmis, bu gidisle ogrenim kredimin taksitlerini oderken bile hala okuyor olacagim. evet nefret ettigim bir bolumde okumuyorum. ancak keyif de almiyorum, yemek secer gibi ders ve hoca seciyorum. bana bir seyler katacagina inandigim derslere eve gider gitmez calismaya basliyor, o dersin oldugu gunler ilkokulda, lisede beden egitiminin oldugu gunler gibi mutlu oluyorum. mamafih, bu dersler programin beste birini ya olusturuyor ya olusturmuyor.

    peki ben bu bilgisayar caginda, mesleki olarak kullanmayacagim, hayatim boyunca da bir daha hatirlamayacagim dersleri, kehribarlasmis cahillerden neden gormek zorunda kaliyorum?
    yetmiyor, mezun olmadan once aradan cikaririz dedigim dersler, neden okul hayatimin kafadan 2-3 yariyil uzamasina neden oluyor?

    benim bu hayatla ilgili baska planlarim var ama itu adinda bir universite siksen kazanamam bir daha.

    sozluk bana yardim et.
  • gerek yoktur. üniversiteye girip de mezun olmayan görülmemiştir. ister 4 sene olsun ister 14 sene, muhakkak mezun olunur. o yüzden okulu bırakmayın, bırakanları uyarın.
  • eğer ki yüksek lisans öğrencisiyseniz çok da stres yaratmayan eylemdir. dersleri alırken ortamı görürsünüz, o arada tez hocanız falan atanır. sonra şunu farkedersiniz ki, tez hocanız denen adamla siz dersler bittikten sonra minimum 1 sene geçireceksiniz ve hayatı burnunuzdan getirecek. bu durumda tek bir seçenek kalır. okulu bırakmak. başka okula gitmek. bu kararı verdiğinizde öyle tatlı bir huzur hissedersiniz ki. o tez hocasının yüzünü bir daha görmeyecek olmak sizi havalara uçurabilir.
hesabın var mı? giriş yap