146 entry daha
  • playlist şarkılarımı duyduğum filmleri severim. japonca olan hariç filmde çalan tüm şarkıları yıllardır dinlediğim için, filmlerde türklükle ilgili bir şey geçince "türk dedi, türkiye dedi, istanbul dedi eheh" diye heyecanlananlar gibi oldum. hirayama'nın rutinlerini izlediğimiz perfect days'i de sevdim diyebilirim. tuvaletten veya sahnelerden derin anlamlar çıkarmadığım için kendimi kötü veya derinliksiz hissetmiyorum. hiç derin olmayan bazı düşüncelerim için spoiler uyarısı koyuyor ve başlıyorum.

    spoiler

    film, tuvalet temizlemeyi, deterjan kokularını seven şahsımı temizlik sahnelerinde rahatlatmakla beraber hirayama'nın klozete yakın duruşlarıyla biraz rahatsız da etmiştir. japonya'da da olsa teknolonik de olsa umumi tuvalet umumi tuvalettir hirayama.

    türk filmlerinde olabilecek sahneleri vardı ayrıca bence. diyalog azlığından çok çaktırmıyordu ama filmin türk versiyonu hemen gözümde canlandı. fakat gıcık çocuğun yerine oynayacak oyuncu bulamadım.

    hirayama o gıcık çocuğa lou reed kasetini verecek, satacak diye çok gerildim. neyse ki olmadı. o kasetler, o fotoğraf makinesi, kısaca analog sevgisi, ha bir de xox oyunu, bitkiler, kitaplar filmi hoş hatırlamama sebep olacak detaylar oldu. "hirayama'da kendimi buldum" ve "hayatlarımız şöyle böyle" demeden (ki çok derim) izlediğim görsel ve işitsel olarak doyuran güzel bir filmdi.
66 entry daha
hesabın var mı? giriş yap