pulp

• live on ile size kanat ekler ve uçmanıza yardımcı olurlar.
• klasik bukowski eseri olmasının yanısıra benim dikkatimi çeken başka bir özelliği vardır pulp'ın.
  
  --- spoiler ---
  
  kitabın ortalarına doğru kahramanımız (dedektif) bir psikoloğun ofisine gider. bekleme odasındayken orada bekleyen diğer insanları tasvir eder ve birinin gazeteyi ters okuduğunu anlatır. olaylar gelişir ve bukowski bir noktada dedektifin yanlışlıkla bir avukatın ofisine gitmiş olduğunu yazmaya karar verir. sonra ordan çıkar ve doğru ofise gider.
  
  gelgelelim bir sonraki bölümde bukowski hatasını farkeder ve açıklama yapma ihtiyacı duyar. "peki avukatın bekleme odasında gazeteyi ters okuyan adamın işi neydi?" diye yazar. klasik bukowski umursamazlığıyla, o bölümü kitaptan çıkarmak yerine olayın mantıklı bir açıklamasını yapmaya çalışan yazar, bakar ki olmuyor, bir iki "belki de..." ile başlayan cümleden sonra hemen şahane bir çakallık örneği gösterir ve hiç alakasız yerde birdenbire şu soruyu sorar: "acaba tanrı gerçekten var mıydı?" ki bu cümle herhangi bir okurun aklını bu mantık hatasından anında uzaklaştırabilecek yegane sorudur. en düşünmeyen adam bile bu cümleyi okur, aklı bir yerlere gider ve bukowski de pis pis sırıtır.
  
  --- spoiler ---
• 1. a soft, moist, shapeless mass of matter
  2. a book containing hurid subject matter, and being characteristically printed on rough, unfinished paper
  (bkz: pulp fiction)
• meyve pulpu da var.. hani mevye sularinin icindekiler kisminda yer alir... meyve portlegi... nektar...
• ucuz demek.
• britpopun gelmis gecmis en iyi albumune imza atan (bkz: different class) sheffield'li muhtesem cete
• en eğlenceli brit pop grubu, komik-ironik şarkı sözleri.
  
  you see i spy for a living and i specialise in revenge
  on taking the things i know will cause you pain
  i can't help it, i was dragged up
  my favourite park's a car park, grass is something you smoke, birds is something you shag
  take your year in provence and shove it up your arse.
  
  mesela...(bkz: jarvis cocker)
• ulkemizde suheyl ve behzat uygur kardeslerin en parlak zamanlarini yasadiklari yillarda, bes cayli akrilik ogleden sonralarinin, sheffield'li maden iscilerinin, kocalari ise gidince pencil skirt'lerini cekip jarvis'i oyuna cagiran kadinlarin hikayelerini anlatip durarak turkiye'de bir neslin sizofrenik bir varolus surmesine sebep olmus, pacalarindan ingilizlik akan gruptur.
• --- spoiler ---
  "doğruya doğru, hayatta önüme koyduğum hedeflerin çoğunu gerçekleştirmiştim oldukça güzel işler yapmıştım. evsiz barksız değildim sokakta uyumam gerekmiyordu. kuşkusuz sokakta yasayanların arasında da çok iyi insanlar vardı ve onlar zavallı falan değillerdi, yalnızca sistemin dişlileri arasındaki yerlerini almamışlardı
  ortada çok iyi kurulmuş bir tuzak vardı aslında; belirli bir yaşam standardını tutturmanın bedeli, sistemin önüne çizdiği sınırların arasında sıkışıp kalmaktan geçiyordu sınırları reddederek özgür yasayan, ama yinede basını sokacak bir ev bulabilenlerin sisteme karşı önemli bir zafer kazandıklarını rahatlıkla söyleyebilirdim. kendimi şanslı sayabilirdim, ama kuşkusuz düşünmeden hiçbir adım atmamamın rolü de vardı bunda. her şeye rağmen dünya boktan bir yerdi ve insanların çoğunun içinde bulunduğu durum bana hüzün veriyordu. dünyanın canı cehenneme diye geçirdim içimden votkamı çıkarıp bir yudum içtim genellikle yaşamın en güzel bölümleri hemen hiçbir şey yapmadığımız anlardır vaktinizi tümüyle ense yaparak geçirirsiniz. her şeyin anlamsız olduğunu fark ettiğiniz zaman bunun ayrımına varmış olmanız yaşamınızı anlamsız olmaktan kurtarır aslında. ne demek istediğimi anlıyor musunuz? benimkisi iyimser bir kötümserlik aslında. "
  charles bukowski
  --- spoiler ---
• sitesine avatar eklemezsen üye olamayacagın gercegini yansıtmadan hakkında olumsuz eleştri yapmak için içi içini kemiren kemirgen düşmanları bulunan,yıllardır var olmayan bir işletme mantıgını tüm beyoglunun gözüne sokan,döneminin beyoglu ortamına bir çok lıve music barın acılmasına öncülük etmiş,hükmetmiş sebeb olmuş,zannedilmesi istenildigi gibi etrafa,çevrem çok geniş güçlüyüm heyyyt şu karşıdaki küçük tepeleride ben yarattım zaten diyen insanlardan kurulu olmayan,acılısından beri mekanın yolunun asındıran müşterilerine v.i.p hakkı sunan,insanların kaybettikten sonra anlayamaya calısacakaları ,büyük savaslar vererek varolan bir biografiye sahip,hakkında bir tek kelime daha yazmayacagım mekan.