• (bkz: reiki)
  • çocukken büyüdüğümde sadece bir kez seveceğimi, seveceğim adamla da 26 yaşına geldiğimde tanışacağımı, gördüğüm anda da hayatımın erkeği olduğunu anlayacağımı ve ölünceye dek onu seveceğimi düşünürdüm. bir de inanmaktan vazgeçmezsem peter pan'in beni bir gün alıp olmayan ülkeye götüreceğini.... sonra yavaş yavaş çocukluğumun üzerinden yıllar geçti, 26 bitti 27 ortalandı, hayatı daha iyi anlamaya başladım, olgunlaştım, gözlerim hüzünle bakmayı öğrendi, hüznü öğrenince anladım ki ben artık büyüdüm ve artık çocukluktan çıktım, kadın oldum. bu beni çok mutsuz etti çünkü 26 yaşını geçmiştim ama ne hayatımın aşkıyla tanışmış, ne de olmayan ülkeye götürülmüştüm. anlaşılan pamuk prensesle, peter pan hikayeleri arasında bir yerlerde kandırılmıştım. en sonunda kabul ettim ki; hayatım sıradan ve sıkıcıydı, 27 yaşındaydım ve uzaylılar tarafından bile kaçırılmamıştım...

    ... bunları düşündükten ve bu düşünce yığınının beynimden geçip köşe başlarından birini kapmasından yaklaşık 7 ay sonra susan calvin'i aşık olunası roman karakteri olarak görebilecek, daha hiç tanışmadığı, sadece internette bilimkurgu hakkında yazıştığı bir kıza ilanı aşk edebilecek, kendine r2 diyen, gerçekten o kıza aşık olabilecek kadar deli bir adamla tanıştım. şimdi geçmişe bakınca görüyorum ki saçma olduğu için değil, hayatı hayale dönüştürecek kadar seven insanlar kalmadığı için beyaz atlı prensler gerçeküstü masal kahramanlarına dönüşmüş. 25 yaşına kadar erkek arkadaşı olmamis kızlara uzaylı gibi bakılırken, gerçekten hissedilerek söylenmiş bir seni seviyorum'u 25 yaşına kadar duymamış kızlarla etraf dolmuş, esas komik, acı ve garip olan da buymuş.

    hayatınının ilk 27 yıl 8 ayında kendisine "seni seviyorum" denmemiş şanssız bir insan ve hayatının sonuna kadar seni seviyorum diyeceği insanla tanışmış şanslı bir kız olarak şimdi seni ne kadar seversem seveyim, senin tarafından ne kadar sevilirsem sevileyim, geçmişten kalan ve ölünceye dek süreceğinden korktuğum sevme açlığı, sevilme açlığı içindeyim ve öleceğim güne kadar seni sevmeyi ya da elini bırakmayı düşünmüyorum ve beni; hayatımın son günü, son saati gelene ve gözümün önünden son kare geçinceye dek sevmeni umuyorum...

    tanım : hayatım
  • olay butonu yanınca içi gider bu abimizin.
  • insan bazen desteklenmek istiyor. tamamen ayrı fikirlerde olunsa da... yani "aynı fikirde değilim, hatalısın ama yine de senin yanındayım" lafını duymak ya da hissetmek istiyor. bugün bana öyle bir destek verdiğini hissettim ki.karşımdakinin r2 olmasından dolayı kendimi şanslı hissettim. bir süredir bir şeylerin değiştiğini hissediyordum ama bugün bunu daha net gördüm ve inandım. eminim ki karşımdaki bir başkası olsa, destek değil, kavga ile geçen birgün olurdu. pek çekilecek bir kişi değilim ama şanslıyım, mutluyum. kendisini derdiyle de sevinciyle de tüm kalbimle seviyorum.
  • asıl adı rikimaru stealth assassin olan ama oyunda özellikle savas esnasında uzun uzun adını yazmaktansa r2 diye hitap edilen dota herosudur.
  • iaru region 1 band planına göre, türkiye'de kullanılan amatör vhf 2m bandı röle frekansı. röle rx 145.05 mhz, röle tx 145.65 mhz'dir.
    2m amatör bandındaki bütün röleler 600 khz negatif shift kullanır.
    (bkz: r0)
    (bkz: r1)
    (bkz: r2)
    (bkz: r3)
    (bkz: r4)
    (bkz: r5)
    (bkz: r6)
    (bkz: r7)
  • bu arkadaş istese atom möyendisi bile olabilirdi ama o şantiyeci* olmayı seçti. dolu zamanlarını çakıl çukul fotoğrafı paylaşarak renklendirirken, boş zamanlarını yapımının her noktasında imzası bulunan ofislere "gelmem amk" diyerek dolduruyor.
  • pro evolution soccer serilerinde 2007den sonra iyiyle kötüyü ayırmaya yarayan tuş. sayısız faydasına rağmen, engin olduğuna inandığım tecrübelerimden yararlanarak esas olarak 2 önemli getirisinin mevcut olduğunu söyliyebilirim.

    controlled shot & ball control

    özellikle 2009 versiyonunda top kontrolüyle ilgili okadar çok getirisi var ki ilçelerinin en iyileriyle (daha illere geçemedik evet nolmuş) bile oynarken acceleration ı ve agility si yüksek (c.ronaldo) tek bir oyuncuyla ortalığı terim yerindeyse kevgire çevirebiliyorsunuz.
    ancak en önemlisi, 2007den beri controlled shot yani şutu kontrollü bir şekilde ayağın içiyle plase vurarak falso kazandırıp istediğiniz köşeye atma olayı bu tuşu kullanmayanları kullananlar karşısında amatör konumuna düşürmüştür.

    bu iki özelliği aynı anda kullanabiliyorsanız artık ortamlarda gençlerin,

    "hadi pes atalım, ama sen iyi blion mu lan"

    kalıbına sinsi bir gülümsemeyle cevap verebiliyorsunuz demektir.
  • sap r/3 programının ilk versiyonudur. halk arasında erp'nin abaküs versiyonu olarak ta adlandırılır.
  • kayak malzemeleri ureten bir firma
hesabın var mı? giriş yap