sayıklama
-
kedim, ayak ucuma büzülmüş, uyumakta;
iplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta,
hırıl hırıl,
hırıl hırıl...
bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece,
dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce,
fırıl fırıl,
fırıl fırıl...
söndürün lâmbaları, uzaklara gideyim;
nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim,
pırıl pırıl,
pırıl pırıl...
sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan;
gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan,
şırıl şırıl,
şırıl şırıl...
ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda,
bahsetse yaşamanın tadından başucumda,
mırıl mırıl,
mırıl mırıl...
--- necip fazıl kısakürek --- -
(bkz: sayiklamak)
-
bir nevi edebi form, daha doğrusu formsuzluk.
-
süreyya eryaşar şiiri:
---
ne sendin görünen ne haberindi alınan
sen yağmuruydun ıslak gecelerin
çılgınca koşusunda inanılmaz şiirlerin
sendin hece hece sendin dizin dizin
deli dolu sayıklanan
uykularda
bir derttin sen kahrı çekilmez
sendin bendeki başıbozukluk serserilik
birkaç serçesiyle bu bahçe bu erik
bir eldin sınırlı uzaylarda düzeni
tersine tersine döndüren
görünmez
belki de ayrılık adındı senin
buz gibi sabahların alnında
avuç avuç acıydın kucak kucak anı
dolup dolup boşalan gözyaşı çantalarda
belki de öldüresiye bekletmeler var ya
atındı senin
......
--- -
(bkz: yalaz ve sayıklama)
-
şu an iskoçya da olan abimin marangozda çıraklık yaparken yaşadığı durumdur. gece saat 4 civarı o zamanlar tüm aile salonda yan yana döşeklerde yatarken bir fark ettim ki abim ablamın ayak ucunda birşeyler yapıyor. derken ablam bir telaşla uyandı ne yapıyorsun lan aloo diyerek tabi bende uyku falan kalmadı bir tedirginlik durumuyla annemin yanına doğru yaklaştım olayı izliyorum. abimin kendinden emin bir edayla verdiği cevap geceyi bitirmişti, dur abla ayağını zımparalıyorum!
-
-bak küsücem artık ama
-o niye olmuyor ya? hepsi oluyor da o niye olmuyor anlamadım!
-+saat sekizi yirmi geçiyor.
kaç, kaç?
+yirmi geçiyor.
-hayır maç kaç kaç?
- yavaş döndür
- tam 26 geçe kalkıcam söz ama yavaş yavaş say.
- tamam bir dahakine su tabancası getiririm.
canım benim üşenmemiş 6 ayda gece ve sabah uyandığımda saçmalığın dibine vurduğum cümleleri not etmiş.
tanım: bilinçsizce uykuda ya da yarı uyanıkken kurulan anlamlı-anlamsız cümleler. -
leylam leylam leylam leylam leylam leylam leylam leylam
mevlam mevlam mevlam mevlam
sevdam sevdam sevdam sevdam
güzel sever güzel dili güzel koklar güzel gülü
herşeyi bırak meluli o güle bülbül ol yürü
leylam leylam leylam leylam leylam leylam leylam leylam
mevlam mevlam mevlam mevlam
sevdam sevdam sevdam sevdam
dooooooost doooost doooost
dooooooost doooost doooost! -
(bkz: vüs’at o. bener) öyküsü. psikiyatri eleştirisidir aynı zamanda.
-
bir ağacın ucundaki varlığına, nihayet meyveye duracak çiçek olmanın sabrıyla katlanıyorsan, baharda yere düşmenin de zevkli olduğunu bilmelisin.
müziğin sesini kapattığında bir film sahnesinde olmadığını anlıyor, sırf gerçeğin hakikatle ilişkisine bir toplumsal sözleşme metniyle doğduğundan inanıyorsan, o sesi tekrar açmalısın.
teninin bir başka tenle ilişkisi üzerine kurulmuş dinlerden kurtulmana rağmen hisler yasasına mahkum edildiğinde, bileklerindeki tutkunun beyaz bir kadına dönüşmesine izin vermelisin.
seni bir gün inandırdıklarında göğün, kuşların kuşkularıyla örülmüş bir rüya olduğuna, uyanıp yürümektense bir kanat yoksunluğuyla uçmanın güzelliğine aldanmalısın.
hislerin ve aklın arasında bir varmış bir yokmuş savaşları başlayıp yedi başlı ejderhanın şefkatli ateşiyle yanmayı göze aldığında, uzun bir mektup yaz krala.
de ki : tanrı aşkı yaratmış olamaz, öyle olsaydı aşıkların bir tanrısı olurdu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap