• fiyatlarin hukumet tarafindan degil de pazarin kendisi tarafindan belirlenip dengelendigi ekonomik model.
  • serbest olmayan piyasa ekonomisi yoktur, bu kavramı literatüre ülkemiz sokmuştur.
  • satıcı malı istediği fiyata satabilir.alıcı almakta özgür.yasasin kapitalizm,allah fakirin belasını versin,fakirin umudunu sikeyim ekonomisidir.
  • serbest pıyasa tanımlamalarında ya da ılgılı kıtaplarda bılen bılır bı suru grafık vardır.ekonomistler, grafik cizmeyi cok seviyorlar.
    grafiklerinde asgari ucret,verimliligi dusuruyor.
    sosyal devlet politikalari da.
    bu grafiklerin kaba taslak amaclari, devletin ustundeki maddi yuku ve vatandasin ustundeki vergi yukunu kaldirip canli kimil kimil civil civil bir ekonomi yaratmak!
    bu grafiklerdeki "su bilmemne sabit tutuldugunda, bunun da olmadigini hayal ettigimizde" yaklasimi benim kafami karistirsa, ve bahsettikleri seyin gercekligini sorgulatsa da,bu ekonomıst abılerımızın bır bıldıgı olacakkı uzun zamandır ekonomılerı boyle yonetıyorlar.. gecen gun dayanamayip politik teori den anlayan bırıne sordum.
    "gercekten bir serbest piyasa ekonomisi var mi? dunyadaki tum finansal faliyetler oyle de boyle bir takim devlet kurumlari tarafindan denetleniyor. tek bir devlet denetlemiyorsa devletler arasi kimi kurumlar denetliyor. batiyorlar o zaman bile devlet kurtariyor. pek serbest gelmedi bana."
    bunun uzerine konusmaya basladik,
    konumuz "verimlilik" oldu.
    verimliligi anlamaya calistik.
    ben yine anlayamadim. makroekonomi dersindeki alikligimi buna veriyorum.
    --
    ben bir danismanlik sirketindeki kisa sureli staj donemimde gunlerce calisip 3 saat uyuyan, esleriyle gorusemeyen, depresyondan goz cukurlari dudak kivrimlarina inen insanlarla tanisinca ister istemez su soruyu sormustum bir arkadasima:
    "ya su sirket filanca departmana bir kisiyi daha ise alsa batar mi? maliyeti en fazla nedir ki aylik sigortasiyla osuyla busuyla, 4-5 milyar bir sey." ama almiyorlar. almaktansa sizi gunde 15 saat calistiriyorlar. tepenizdekiler yuzmilyarlarca liralar kar ediyorlar. o yuzmilyarlarca liradan 5-10 milyar feda edip bir kisiyi daha ise almayi kabullenemiyorlar. gunde 15 saat calisma temposuna ayak uyduramiyor olmaniz normal bir sey olsa da her ne kadar su hayatta, bu iyi dosenmis bol kahveli ofislerde tekerleginde kosturan hamster misali calismamaniz olagan karsilanmiyor. en iyinin hayatta kaldigi bu vahsi ortamda eziliyor, buzuluyor, uzuluyorsunuz.
    olan yine size oluyor.
    --
    bence verimliligin tanimi 400 tane adami karin tokluguna calistiran bir adamin yuz milyarlarca liralar kazanmasi degil.
    oyle verimlilik mi olur?kapitalist ekonominin grafikleri o tek bir adamin kari uzerinden tum dunyayi ilgilendiren verimlilik tanimlari yapiyor. ama bu grafikler normatif anlamda verimlilik bu mudur sorusunu cevaplamiyor.
    dunyanin gelismekte olan ulkelerinin nufuslarinin buyuk bir bolumu aclik sinirinda yasiyor. ama bu ulkeler ayni zamanda dunyanin en kustah trilyonerlerini uretiyorlar. verimlilik anlayisimiz oylesine kustah ki, ve o kadar verimliyiz ki bizler, 7 milyarlik insan nufusunun yarisi aclik sinirinda yasiyor. her 3 saniyede bir, bir cocuk acliktan oluyor.
    verimliligimiz herkesin sofrasina yemek koyamiyor. ama bize kisisel olarak nasil daha cok kar edecegimizi, hem de baskalarinin hayatlarini cigneyerek, anlatabiliyor.peki grafiklerimiz neden isin finansal boyutundan bahsettigi kadar sosyal boyutundan da bahsetmiyor?bak gene bilemedim simdı
  • ezber laflarla saldırılan ekonomik düzen. özgürlük diye yırtınmıyor muydun? istediğini al, sat. birisi etik olarak yanlış bir şey mi satıyor? alma. her şey, herkes özgür işte.
  • bir bakkalınız var diyelim. çeşit çeşit ürün satıyorsunuz. ama hiçbir şeyde fiyat etiketi yok. müşteri soruyor bu bisküvi ne kadar diye. sen de diyorsun 20 tl. oha diyor müşteri vermem o kadar. ikinci müşteri geliyor bu sefer, o soruyor aynı ürünün fiyatını. baktın tepki çekiyor hemen fiyatı 15 tl diyorsun. müşteri siktir lan diyor gidiyor. böyle böyle fiyatı 3 liraya indiriyorsun. bu sefer ürün anında satılıyor, izdiham oluyor falan. alanlar da yemek için değil satmak için alıyor. sonra mal mıyım lan dışarda 5'e satıyorlar diyorsun sen de 5 liraya satıyorsun. ve evet satılması gerektiği şekilde satılıyor. bir karton bir haftada bitiyor istediğin şekilde.

    serbest piyasada, özgürce fiyatlama yapılan bir pazarda her ürün ve hizmetin fiyatı optimize hale gelir. verimlilik artar. hem alıcı, hem de satıcı konumda olanlar karlı çıkarlar alışverişten.

    şimdi piyasadaki tüm ürün ve hizmetleri düşünün. değer biçilen her şeyi. tuvalet kağıdından bitcoin'e kadar. temizlik işçisinden şirket ceo'suna kadar sınırsız sayıda iş ve maaşı dahil. milyarlarca ürün ve hizmet var. inanılmaz uzunlukta bir fiyat çizelgesi.

    bu fiyat çizelgesinin herhangi bir kişi veya kurum tarafından belirlenmesi imkansızdır. adil biçimde belirlemek şöyle dursun, tek tek belirlemek imkansızdır. hangimiz önümüzdeki ay bir otomobilin fiyatını tam olarak kuruşu kuruşuna tahmin edebilir? bu imkansız. en net doğrulukta tahmin etseniz bile arada 150 200 tl oynayacaktır dimi?

    şimdi devletin otomobil fiyatlarına müdahele ettiğini düşünün. tavan fiyat belirledi ve bu tavan fiyat o kadar kesin belirlendi ki 100 tl ucuz serbest piyasa fiyatından. bu otomobil gibi bir ayda belki 20 bin otomobil satılıyor. 20 bin x 100 tl = 2 milyon tl yapar. 2 milyon tl otomobil endüstrisinin sırtına zarar bindirdi devlet. 100 lira fiyatı ucuzlatarak. tabii satmaktan vazgeçmediklerini varsayıyorum.

    devletin bu tip bir müdahalede 100 tl'den daha büyük bir sapma yaratacağını hepimiz biliyoruz. yani aslında sektörlere müdahele ettiğinizde kazanan veya kaybeden tarafı siz belirliyorsunuz. bu durumda örneğimiz olan otomobil sektörü ya fazlasıyla karlı hale geliyor ya da fazlasıyla zararlı. fazlasıyla karlı hale gelince vatandaş mağdur olacaktır. zararlı hale gelirse de kimse otomobil satmayacaktır vs. arz ve talebin ideal miktarını değiştirmiş olduk.

    serbest piyasa, hiçbir süper bilyisayarın belirleyemeyeceği miktarda veriyi ortak bir sinir ağı sayesinde en kesin ve en verimli şekilde bulmaya yarar.

    bugün ayakkabı alırken 35 numaradan 50'ye kadar çeşitli ebatlarda ayakkabı bulabiliyorsanız, bu serbest piyasanın sayesindedir. askeriyede olduğunuzu düşünün. gidenler bilir, askerde xs veya s pek yoktur. 40 numara bot yoktur pek. ben hiç görmedim. velhasıl askerde herkes giysin, kimse kıyafetsiz kalmasın diye büyük beden kıyafetler botlar çoğunluktadır. çünkü serbest piyasa değil, bir üst akıl belirlemiştir arzı. arz ile talebin mükemmel kesinlikte buluşması için serbest piyasa şarttır.

    tüm ayakkabı firmaları çok satıyor diye 42 43 numara ayakkabı üretirse 40 numaralı veya 46 numaralı ayakkabı giyenler ayakkabı alamazlar. bu sefer talep artar bu bedenlere. tek bir üretici çıkar, der ki ayakkabı var ama 1000 tl. el mahkum alırsınız. sonra 1000 tl iyi lan diyip o bedenleri üreten başkaları da çıkar, fiyat dengeye kavuşur.
  • türkiye`de uygulanmayan ekonomi modeli (bkz: karma ekonomi)

    şeffaf -yani demokratik- bir devletin olmadığı, sınıflar arası geçiş şeffaflığının sorgulanamadığı, bireylerin eğitimsiz bırakıldığı bir ortamda medyayı da yanına alarak manipülasyon ve telkin yöntemleri ile mutlu köleler yetiştirir...
  • devlet tarafindan getirilebilecek kisitlamalarin, mumkun mertebe temel ihtiyac maddeleri ile sinirli tutulmasi ve alici-satici arasindaki ili$kinin (praysing*) ucuncu ki$ileri ilgilendirmedigi ekonomik modeldir.

    ornegin, birisi bakkal acarak limon sikacagina fiyat olarak 718.000.000tl fiyat bicebilir, kimse de ona gik diyemez. bir anlamda, tuketicinin akil sagligina guvenmeyi secen ve rekabeti ozendirmeyi amaclayan ekonomik modeldir ayni zamanda..

    serbest piyasa ekonomisini benimseme iddiasindaki ulkelerde, herhangi bir fiyati baz alarak satici hakkinda yorum yapmak abesle i$tigal oluyor bu durumda.
  • isteyenin, istedigi mali yada hizmeti istedigi fiyattan satmasi ya da pazarlamasindan ibaret durum. burda onemli olan arastirip tuketmekten baska birsey degildir. elbet ayni malin* ya da hizmetin daha ucuzunu bulabilirsiniz. (bkz: aramaya inanmak)
hesabın var mı? giriş yap