• eksi sozluk ile ilgili olarak su gune degin bir cok seyden uzuntu duydum, ama hicbiri ssg'nin kisiligini ve kaderini degistiren / degistirecek olan onlarca "olumlu" seyin yanisira, her zaman karsisina cikacak olan onlarca kisi tarafindan "anlasilamama" ve/veya "yanlis anlasilma" mevhumunun kemiklesmesinden ve bunun ssg'nin kisiligi sebebi ile yansitabilmekten uzak oldugu "narin [burada hic bir espri ogesi yoktur]" benliginde biraktigi izlerden daha fazla uzmus degildir.

    hem bilge hem basit bir insan olmak mumkun olabilse keske.
  • paralel evrende, uzak bir galakside, eksi sozluk yonetiminin saygisizlik yapip yazarlari ile kafa bulmadigi bir gezegende, sakin bir aksamustu...

    ssg says:
    caylaklik cok igrenc bir $eymi$
    basak says:
    ahahahhaha
    ssg says:
    insanlar nasil katlaniyor buna bilmiyorum oha felan oldum
    guru says:
    ssg ahahahaha
  • harika bir insandir, canimizdir, bu siteyi bize armagan edendir, zekidir, güzeldir; fakat cobanimiz degildir.

    eger secim konseyi bokunda bir numara olmasi da ayarlanmis bir sey degilse, sözlügün bagrina bastigidir. sözlük diyorum, binlerce kisiden bahsediyorum.

    gerek butonlariyla, gerek düzenlenen piyese yönetmenlik yapmasiyla ve cok gec gelen manasiz, doyurucu olmayan aciklamasiyla; acikca biz eglendik valla tandansli aciklamasiyla, basligina onca güzel seyler yazilmis olmasina ragmen bugün bu yazilanlari da yazar olarak degil insan olarak hak eden kisi.

    bu hamlesiyle bir kismi sevindirdigi dogru, büyük bir kismi üzdügü, sinirlendirdigi ve durmasi gereken yerde daha da cok aptal yerine koydugu da dogru. yazarlarinin sözlügü kendisi kadar, belki kendisinden daha da cok düsündügünü görmedigi de dogru. bu dogrular bugün bize hediye edilen tassak gecme butonlari kadar trajikomik.

    bu hamleyle sözlügü hareketlendirdigi de dogru; fakat yanlis olan bu hareketliligin uzun sürmeyecegi. sevdigi sözlügü bozuldu diye yüzlerce kisiyi huzursuz etmesinde bu yanlislik. ya da yapilmasina izin verdigi piyesin cok kisa sürede unutulacagini düsünmesinde var bir yanlislik. yazarlarina gösterdigi özensizlikte, kendisi egleniyor diye sözlük malzemelerinin de eglenecegini sanmasinda bu yanlislik. yazarlarin sözlük ciddiyetlerini kaale almamakta bu yanlislik ve dahasi.

    ben ssg'yi tanirim, görmüslügüm tanismisligim bile var. gördügüm günden beri büyük saygi duydugum, sevdigim biri idi. cok güzel bir insan cünkü, görüp-konusup sevmeyeni olamayacak kadar güzel biri. insanlari kiramayacak ya da onlarla tassak gecemeyecek kadar kibar biri.

    yönettigi piyesi takdir ediyorum, eglenmesine ve eglendirmesine de seviniyorum; fakat cok basit olarak sevdigim insan(lar)i üzdügü icin artik kendisini sevmiyorum.
    bu kadar kolay evet; tam da kendisinin bu kadar kolayca sözlügünü sözlük yapanlari sinirlendirdigi-kirdigi gibi.
  • abisi üniversitede benim hocamdı..
    abisinden benimle ilgili olarak aldığı tek bilgi ise dersine mini etekle girdiğim için dekandan fırça yemiş olduğumdan ibarettir..
    abisinin hafızasında bununla yer etmiş olmak pek hoş görünmese de sevdiğim hocalarımdandı, ssg de benim hafızamda bizim bilgi işlem odasından çıkmayan zeki çocuk olarak yer etmiştir..
    sözlükte de hafızamın yanılmadığını görmüş oldum..
    bazı insanları anlayabilmek için onlarla gereğinden fazla konuşmamak gerekir.. ssg onlardan biri..
  • arada bir bizim kahveye gelirdi. kendi halinde efendi bir insandı. nasıl böyle bir şey yaptı hala aklım almıyor.
  • sözlük yazarlığına kabul edildiğimden beri her zaman arka bahçesinde oynamamıza müsaade eden yaşlı amca kıvamındadır benim için ssg, ne zaman gelip oynamak istesem müsaade edip gel ama bunlarla kardeş kardeş oynaman lazım deyip, bana sözlükte nasıl kardeş kardeş oynanacağını da göstermiştir kendisi. hatta yeni yeni kardeşlerle tanışmama vesile olmuş, durup dururken "alın size sucuk ekmek der gibi" bir sürü sözlük aracını da önümüze koyuvermiştir sıcak sıcak. hatta sen bak arkadaşların yazdıklarında varsa bir problem bize bi bildir bakiim diye belki de değerini yeterince bilmediğimiz bir görev verip işin ucundan tutmamıza sözlüğün bir parçası olmamıza sadece kendimiz olarak insanlar arasına kabul edilme şansı vermiştir. sırf bu yönüyle bile bana hayatımda kimsenin vermediği hediyelerden birini vermiştir bu yaşlı amca. öyle bir bahçeki içinde onbinlerce insan oynayabiliyor ve çok daha fazlası çitlerin dışından içeride oynayabilme şansı ile bekleyen, bir o kadarı içeride oynayanları seyreden, dikkatle takip eden, sinirlenen sevinen.

    aylar var ki bu bahçeye girip eğlenmeye, öğrenmeye, anlatmaya hevesimin kalmadığı girip sadece şöyle bir bakıp sıkılgan sıkılgan takip edip hiçbir şey yapmadan belki bir bakınız belki bir kuru ruhu olmayan bir entry yazıp bir kenarda "bu insanlar kim ve neden sözlükte sonu gelmeyen bir brezilya dizisi dönüyor?" diye salak salak durduğum. sürekli şukela entry getir ile bugün buttonuna basıp tamamen tüketen bir hale dönüştüğümün zaten farkındaydım ama işin acı tarafı bununla ilgili hiçbir şey yapmıyor ve onu ile ilgili sözlüğü suçlayıp duruyordum, darbe muhabbeti ile inanılmaz heyecanlandım, tamam ssg falan gidiyordu ama sözlükte yeni birşey oluyordu, milliyet com tr haberlerinin bir kopyası ya da anlamsızca girilen bkz'lar silsilesi yoktu başka birşey vardı ne olduğunu bile anlamadık bir süre ama inanın sevindik yeni birşeyler oluyor diye

    sonradan yaşlı amcadan öğrendik ki aslında değişik birşeyler olmuyormuş, aslında herşey aynı kalacakmış sözlükte aslında büyük hayal kırıklığı oldu benim ne yani şimdi yeni oyuncaklarımız heyetimiz falan olmayacak mıydı halbuki şöyle süper güçleri olan bir heyet falan olsa bütün kötülerden sözlüğü temizlese tekrar sözlüğü sevdiğimiz güzel, cici sözlüğe çevirse ne güzel olurdu. şimdi anlıyorum ki aslında sözlük hiçbir zaman o mükemmel sözlük olmayacak. zaten sözlüğün hepimizin mükemmelikle savaşı olduğunu anlıyorum. sözlük içinde tanımlanmış hiçbir kavram yoktur ki bir kusuru eksiği kötü yönü bulunmasın ya da dünya üzerindeki herkes tarafından doğru olarak kabul edilsin. şimdi sözlüğün temelinin bu anti mükemmellik tutkusu olduğunu, belki de hastalıklı mükemmeliyetçi hayal dünyamız ile sözlüğün hiçbir zaman örtüşmeyeceğini
    çünkü sözlüğün hayallerimizin değil hayatımızın bir yansıması olduğunu anca anlayabiliyorum. asıl yapmamız gerekenin kusurlarla ilgili mızmızlanmak yerine ya onları değiştirmenin ya da değiştiremiyorsak kabullenmenin ve hayattan/sözlükten zevk almaya devam etmenin olduğunu görebiliyorum şimdi. zaten bana kalsa 3. nesilden sonra yazar almayıp hep öyle kalan bir sözlük yaratıp o mükemmel hayal dünyasında yaşarken sözlüğü ksır döngüye sokup tamamen kaybederdim. bu işi benim gibilere bırakmayan hatta benim gibilerle mücadele eden ve sözlükte bana tekrar çok güzel bir ders veren bu yaşlı amcaya çok teşekkür ederim.
  • cekinme abim.. cekinme "özür dilerim" de.. biz eglenceli bir sey hazirladigimizi sanmistik ama oyle olmadi de.. farkinda olmadik ama sizi bir "hic" yerine koymusuz de.. sözlügü ciddiye almanizi size pahaliya ödettik; üzgünüm de.. kücültmez bu seni.. en azindan yazdigin son yazi kadar olmaz.. daha kötüsü de nazarimda olamaz. yok gitmez, etmez degil, gider abi. ben bu kadar gerizekali yerine konmadim, sen koydun beni. helal olsun.. simdi sen yine toplanip gerrain filan deli gibi gülüyorsundur biz boyle delirince ama durum bu.

    bir de belirteyim; saka baskadir, insanlari ciddiye almamak, gerizekali yerine koymak cok baskadir.

    sozlukteki duraganlik baska bir konudur, varolan gücünüzün arkasina aldiginiz yetki ile insanlarla eglenmek, cok baskadir.

    bunlar birbirlerinden farkli konular..

    "özür dilerim" de.. kurtarmaz ama keser atar pek cok seyi. en azindan bu kadar bir "sey" iz biz abi. on bin kisi degil, okuyan, eden, üzülen, sevinen.. binlerce insan.. duygular bunlar.. ayip abi, inan bana ayip.

    ama sunu da bilyiorum. boyle, yüzde yüz, binde bin "sacmalik" oldugu kesin olan bir konu dahi, bir süre sonra tersine dönecek "abi bir de olayin su yüzü var ama"cilar cikip sizin bu sakaniza destek olacaklardir, sözlük bu. hicbir düsünce, yüzde yüz salakca dahi olsa ancak bir süre bir tarafta kalabilir. onlara filan da aldanmayin diye bunlari yaziyorum; yaptiginiz ayip, hcibirinize yakistiramadim, bir tek kerizlenmeyi kendime yakistirdim. hakettim bunu ben, burasini gereginden fazla önemseyerek.. eni sonu senin bir "del" tusuna basar benim onlarca saat üzerinde durup yazdigim yazilar, entryler, onlar bunlar..

    bir yerde haklisin kesinlikle de.. aci geliyor o gercek bize.
  • hakkında düşündüğümde, son olarak zihnimde şekillenen resim şudur: siyah-beyaz zamanlardan bir film karesi. ediz hun kızı terk etmek zorunda ama çok seviyo kızı. kız ondan nefret etsin diye bin türlü uydurma gerekçe sunuyor kıza ama gözyaşlarını gizliyor öte yandan da...

    - aslında gülüyordum sana kahkahalarla nalan!
  • kendini ciddî sanan "comic". bir de onu komik zanneden "comic"ler var, onlar ayrı...

    (bkz: hayırlısı)
hesabın var mı? giriş yap