• bu adamlar önemli adamlardır zira stüdyoda çalmak, zor iştir. normal şartlarda çok rahat çalabileceğiniz bir şeyi stüdyoda kayda girdikten sonra, o klik sesini duyduğunuz anda işin rengi birden değişir; çalamaz olursunuz. stüdyo kaydı deneyim ister, konsantrasyon ister; çünkü en ufak hata bile çok göze *batar.
  • bu ki$iler, kayit studyolarinin olmazsa olmaz erleridir:

    erkan ogur
    erdem sokmen
    erdinc senyaylar
    ismail soyberk
    ercan irmak
    berc yeremyan
    ertan tekin
    erkan oban
    imer demirer
    serkan cagri
    cem erman
    serdar ateser
    ...
  • bu müzisyen tipi, hayatını ağırlıklı olarak stüdyolarda çalarak kazanır. entsrümanına hakim olmalıdır; çünkü stüdyoda geçen her saat para olduğu için, çalması gereken partiyi ne kadar kısa sürede çalıp bitirirse o kadar tercih edilen bir müzisyen olur. türkiyede bu iş ağırlıklı olarak alaylıların elindedir. türkiye'de en çok rastlanan isimler için;
    (bkz: şenyaylar yaylı grubu)
    (bkz: erdem sökmen)
    (bkz: ercan ırmak)
    (bkz: ismail soyberk)
    (bkz: erdinç şenyaylar)
    (bkz: volkan öktem)
  • nota bilmeyen stüdyo müzisyeni olmaz. daha doğrusu;
    (bkz: olmaz olsun)
  • bir stüdyo müzisyeninin kazandığı para, bugünün parasıyla yaklaşık olarak parça başına 50-300 milyon tl. arasında değişir.
  • bu adamlardan hızlı adaptasyon, mükemmel deşifre, süper entonasyon ve sağlam ritm duygusu beklenir. ayrıca enstümanının sound'u konusunda da geniş bir seçenekler silsilesi olmalıdır.
  • baslibasina bir ekpertiz sahibi müzisyendir.

    stüdyoda çalmak, sahnede çalmaktan çok daha zordur, çünkü bir konserde seyircinin dikkatini dagitacak birçok etken vardir, canli performanstir, bazi seyler affedilebilir. öte yandan, bir cd ya da benzeri medya dinlenirken, dikkat dagitacak seyler minimum seviyededir, bu yüzden her türlü hata kabak gibi duyulur.

    "kayit!" sözcügünü duydugu anda heyecan basar nice anli sanli müzik insanini. bunu bastirip, tam kapasite çalabilen müzisyendir, stüdyo müzisyeni.
  • enstrümanına çok iyi şekilde hakim ve robotik denilebilecek şekilde hatasız çalabilen, fakat beste yapma özelliği pek bulunmayan müzisyenlerdir. bu tipler birçok rock star yanında kayda girerler ve kendilerinden memnun kalınmaları halinde turnede gruba katılırlar. yıllarca aynı rock star yanında kayıtlara ve turnelere katılanlar bile vardır.

    bu tip müzisyenlere verilebilecek en iyi örnekler; adam wakeman, andy fairweather low, andy newmark, darryl jones, dave kilminster, dominic miller, graham broad, jeff porcaro, jim keltner, leland sklar, nathan east, peter wood, ray cooper, rick difonzo, steve distanislao, tim pierce, waddy wachtel şeklindedir.
  • freddie washington diye bir session bassist abi var. camiada ready freddie diye biliniyor. ismiyle müsemma. forget me notsvar ya, onun bas partisini vermiş. mis gibi dantel gibi. çağırsan her zaman hazır ve nazır. ay uyuşturucu komasındayım, vay sahneden korktum kendimi alkole verdim, karıyı boynuzladım terk etti, nafaka davası belamı ssk'ti gibi bahaneler yok. adam dım dım anında giriyor parçaya. kafası rahat. av köpeği gibi. araziye çıktığında büyük konfor olmalı. dev hizmet. tut oğlum. getir oğlum. bası ver. good boy.
  • muzisyenligin orospulari. parayi veren herkese calarlar. ciguli'den dss'nin murat celik'ine kadar genis bir yelpazeye calarlar. caldiklari insanin, sarki'nin, sesin, kalitenin hicbir onemi yoktur. siz bir kaset yapin, parasini verin neyse size de calarlar, kizilirmaktan , ibrahim tatlises'e kadar uzanan bir kitle dusunun. hatta ciguli'den ajda pekkandan nerdeyse bir iki marjinal disinda herkese. samimyietsiz gelir bana da. muzigin asaletini yere sererler, muzisyenligin ruhuna aykiri gelir, hep erkan ogur gibi bir tipoloji cizerim lakin, erkan ogur'un dunyanin en buyuk 3-4 muziysenlerinden biri dedigi bulent ortacgil in dahi paraya verene otturdugu dudugu gorunce, gecimini saglayan ve buna muhtac olan insanlarda nitelik ve secici olmasini beklemek abes kaciyor artik. profosyonelliklerine, caldigi alete ve hakkini ne kadar verdigine asla ve asla tek bir sozum yoktur, bilirim erdem sokmen'in nazan oncel-goc albumunu, erdinc senyaylar'in ahmet kaya-ayriligin hediyesi 'giris solosu' , ismail soyberkin mazlum cimen in cimen turkuleri albumunun tamaminda yaptigi sov'u. tarzim disinda ki muzikleri dinlememi saglayacak, kasetlerini aldirtan insanlardir da ayni zamanda.

    ne kadar dogrudur bilemem lakin erdem sokmenin hikayesi vardir, her turlu teklife hayir diyen ustad'in cocugunun hastalanmasi uzerine son gelen sezen aksu'nun teklifini kabul edip hastane masraflarini karsilamistir ve 'tukenecegiz' le adim atmistir studyo muzisyenligine..

    kim bilir, bir bikmislik, bir küsmü$lük, anlasilamamazlik sonucu gelen duyarsizlik cokmustur iclerine. hepsinin, baslangic noktasinda idealist oldugunu gorebiliyorum, yargilamamak gerekir bu 'ozel' insanlari lakin kabullenemiyor da insan. bu yeteneklerin paranin pesinde palyaco olmasi ve duygusuzlugu.
hesabın var mı? giriş yap