• amerika da yer alan demokratik ve özgür birey yetiştiren bir okuldur. ne bir ders planı ne de müfredat vardır. herşey serbesttir herşey özgürdür. bireyler istedikleri bilgiy kendileri talep etmektedirler. neyi düşüneceğini değil, nasıl düşüneceğini öğretmektedirler çocuklara. bizim ülkemiz için bir ütopyadır.

    http://www.sudval.org/

    "1968 yılında abd’de bir grup eğitimci ve çocuklarına daha farklı, demokratik bir eğitim verme arayışlarına giren bir grup veli, sudbury valley school’u kurarak başlatmış bu girişimi. çoğu abd’de olmak üzere dünyada 36 sudbury okulu var. tüm insanların doğaları gereği meraklı olduğu ve en etkili, kalıcı ve köklü öğrenmenin öğrenen kişi tarafından başlatılırsa mümkün olacağı düşünülüyor. kendi özgün yeteneklerini geliştirme olanağı verilirse tüm insanların yaratıcı olduğuna inanılıyor. sabahları öğrenciler okula bir şeyler öğrenme kaygısıyla gitmiyor. okula o günü yaşamak için gidiyorlar. yaşarken, denerken, yaratırken de doğal olarak öğreniyorlar. özgürlük, kişisel sorumluluk bilincinin gelişmesinin temelini oluşturuyor. farklı yaşlardaki çocuklar bir arada farklı şeyler öğreniyor. o yıllarda 68 özgürlük kuşağının demokratik okul anlayışı, “hayat okulu” deyimi ile hayata geçirilmiştir (utku, 2006).
    zorunlu bir müfredatı, programlanmış dersler ve sınıfları, yaş grupları veya kademe ayrımı olmayan, katılımcı demokrasi çerçevesinde okul çalışanları ve öğrenciler tarafından yönetilen, felsefesini freire, illich, parker, dewey, rogers, neill gibi radikal-reformist görüşlere dayandıran, öğrenmenin sadece öğrencilerin ilgileri ve şüpheleri üzerine kurulu olduğu sudbury vadisi okulları ya da demokratik değerler okulları olarak adlandırılan okullar amerika’da 1968’den başlayarak pekçok ülkeye de yayılmaktadır. bu okullar 20. yy’ın başlarında ispanya’da kurulan ferrer’in modern okulu veya ingiltere’de açılan neill’in summerhill okulları ve diğer bir çok alternatif okulun devamı niteliğinde okullar olarak görülebilir. bu okullarda aristo’nun “insan doğasında merak vardır” görüşü esastır. en kalıcı, en etkili ve en iyi öğrenme bireyin kendisinin ilgi duyduğu ve gerçekleştirdiği öğrenmedir. kişisel kapasite ve yeteneklerini ortaya çıkarmasına izin verilirse her insan yaratıcıdır. gerçek hayatta olduğu gibi okulda her yaş grubuna ait bireylerin birlikte etkileşim içerisine girmesi bireysel gelişimi destekler. kişisel sorumluluğun gelişmesi için özgürlük tanınması şarttır. okul katılımcı demokrasi çerçevesinde öğrencilerin hayatın tüm karmaşıklığıyla yüz yüze geldikleri bir yer olmalıdır. tüm bu ilkeler sudbury valley okullarının felsefesinin temel taşları olarak gösterilmektedir (şahin / turan, 2004).
    okul iki yönetici kurul tarafından idare edilir, birisi “yönetim kurulu” diğeri “okul kuruludur”. kurallar okul kurulunca konulur ve disiplin komitesince yürütülür. bu kurullarda tüm gruplar okuldaki nüfusları oranında temsil edilir. yani tüm kurullarda çoğunluk öğrencilerdir ve öğretmen istihdam etmeden bir öğretmenin işine son vermeye kadar her türlü karar bu çoğunluğun oyuyla alınır. sudbury valley okullarının amaçları veya öğrencilerin okula gitme nedenleri, meslek sahibi olmak, ahlâklı, sosyal ve iyi vatandaş olarak yetişmek olarak sıralanabilir. sudbury valley okullarında geleneksel anlamda bir program veya müfredat yoktur. “öğretme” anlayışı reddedildiği için bir öğretim yönteminden de söz edilemez. içerik öğrencinin ilgi duyduğu ve merak ettiği etkinliklerdir. yöntem, öğrencinin tercih ettiği eylemde bulunma biçimidir. ancak bazı ülkelerde okulların eğitim bakanlığınca tanınması için onaylanması gereken bir program taslağına ihtiyaç vardır. bu doğrultuda yapılan çalışmalarda “natural learning curriculum” (doğal öğrenme müfredatı) adı altında bir program taslağı oluşturulmaktadır (şahin / turan, 2004). amerika da sudbury valley okulları, hem ilerlemeci hem hümanist okullar olarak kabul edilebilir (şahin, 2005).
    görüldüğü gibi summurhill okuluyla benzerlikler taşıyan ve hatta onun devamı niteliğindeki bu okulların az ya da çok eğitim bakanlığının kontrolüne girmiş durumda olduğu söylenebilir. eğitimde “sonuç”a değil “süreç”e önem vermesi bakımından hümanist karakterini koruyan ve alternatif bir model olma niteliğini sürdürmeye çalışan sudbury valley okulları piyasa ekonomisinin koşullarına direnebildiği ölçüde öz niteliğini ve ilkelerini koruyabilir."
  • geleceğin okul modeli. bu okullarda öğretmen yoktur sözleşmeli personel vardır 1 senelik sözleşme imzalayan personelin gidip gitmemesine öğrenciler karar verir. bu okullarda müfredat yoktur, öğrenciler istediklerini öğrenir gerekirse okul personelinden yardım isterler, eğitimi yetişkinler yönetmez ,sınavlar yoktur, herşeye öğrenciler karar verir, öğrenciler isterse hiçbir şey öğrenmez. sınıflar yoktur her yaştan çocuk bir arada takılır. neticede bu okulların amacı çocuklara birşeyler öğretmek değildir, çocuklara birşeyler öğrenmek istediklerinde yardımcı olacak bir ortam yaratmaktır. mesela okuma-yazma öğretilmez burada, çocuk okuma-yazma bilgisi gerektiren bir oyun oynarken -mesela bilgisayar oyunu- kendi çabasıyla ,gerek kendisinden büyük öğrencilerden gerekse okul personelinden yardım alarak, okuma-yazma öğrenir. bu sistem sayesinde büyükler çocukların zihinlerine tecavüz edemez. an itibariyle türkiye'de böyle bir okulun açılması imkansızdır, belki bi yüzyıl sonra falan inşallah torunlarımın torunları gider böyle bi okula.
  • gerçek anlamda bir eğitim sağlayamayacağını düşündüğüm okul.

    eğitim belirli bir plan çerçevesinde çocukların zihinlerine yerleştirdiğimiz kodlardır aslında. onlara hem bilgi hem de yaşam pratikleri sağlarız. matematik, fen bilimleri, coğrafya gibi derslerle bilimin insanlığa kazandırdığı bilgilerden ufak ufak veririz. öte yandan belli kurallara uymayı, sınıfta toplu yaşamayı, grup çalışmasını öğreniriz. eğitim planlarının niteliğini eleştirebilirsiniz. iyi eğitim şudur, kötü eğitim budur diye tanımlamalar da mümkündür.

    lakin bu okuldaki gibi mutlak özgürlüğün öğrenciyi nereye ulaştıracağı bir muammadır. evet kendi kararlarını vermek önemlidir, evet daha özgürlükçü ve yenilikçi eğitim programları da iyidir. ama bu okuldaki deneme bana aşırı uçuk geldi. nasıl olur da bir okulda hiçbir program olmadan, her şeyi öğrenci inisiyatifine bırakıp bir eğitim hedefini gerçekleştirebilirsiniz.

    romantik hikayeleri hepimiz çok seviyoruz biliyorum. ama bu yüzden de eğitim meselesinin mantığını yakalayamayıp yanlış yönlere savruluyoruz gibi geliyor.
hesabın var mı? giriş yap